"Sekiz dakika içinde, benimle neden bu oyunu oynadığını açıklayacaksın." dedi Hyunjin, saatine bakarak. Şimdi beşi gösteriyordu. Uzun süre oluşan sessizlik onu rahatsız etmişti.
Minho kıkırdadı ve kollarını iki yana açtı. "Bilmiyorum."
Hyunjin göz devirdi ve konuştu. "Sana bunu soran her insanla bu oyunu oynar mıydın? Önünde boxerınla oturur muydun?"
Minho seslice yutkundu. Hyunjin doğru söylüyordu.
Onu Hyunjin'e iten bir şeyler vardı fakat adını koyamıyordu. "Siktir, sanırım haklısın."
Hyunjin keyifle gülümsedi ve arkasına yaslandı. Bu sırada sarı saçlarını ve askılı tişörtünü düzeltti.
"Başla."
Minho gerçekten uzun süren bir nefes alış-verişi yaptı ve terli ellerini dizlerine sildi. "Sen bana bunu ilk sorduğunda, nedensizce sana itildiğimi hissettim."
Hyunjin keyifli surat ifadesini üstünden atmış ve ciddiyetle Minho'yu izliyordu.
"Sana çekilmiştim çünkü etrafına yaydığın bir enerji vardı ve bu enerji hoşuma gitti. Soğuk havana rağmen inanılmaz yakın hissediyordum, sebebi yok. Ayrıca sıkılmıştım ve gecenin bir yarısı sağanak yağmurda askılıyla dolaşan bu mankafayı tanımak istedim." Minho tek nefeste cümleleri sıraladığında Hyunjin iç çekti. "Ve sen de benim organ mafyası ya da sapık olabileceğimi düşünmeden bunu kabul ettin."
"Sende mayfa tipi yok Hyunjin. Daha çok bir manken gibisin, ayrıca gelinciğe benziyorsun." Minho güldü.
Hyunjin kaşlarını çatıp öne eğildi. "Hey! Gelinciğe falan benzemiyorum."
Minho kafasını iki yana salladı. "Hayır gayet de benziyorsun."
Hyunjin kızarmış yüzüne rağmen göz devirdi ve ensesini kaşıdı. "Sen de kediye benziyorsun."
Minho heyecanla gözlerini kırpıştırdı. "Kedilere bayılırım! Keşke kedilerle evlenmek yasal olsaydı."
Hyunjin derin bir kahkaha attı ve Minho'ya baktı. "Bir kediyle evlenme hayalinin yasadışı olması bence güvenli."
Minho gözlerini devirdi. "Senin yerine bir kediyle sohbet kurmayı yeğlerdim."
Hyunjin elini kalbine götürüp ağlıyormuş gibi yaptı. "İzin verseydin kedin olabilirdim Minho."
Minho da Hyunjin ile beraber kahkaha attı ve kahkahaları birbirlerinin gözlerine baktıklarında yavaşça soldu.
Minho gözlerini ayırmadan iç çekti. "Karışık hissediyorum."
Hyunjin görevin amacından saptığını anlasa da bir şey söylemedi. "Ben de karışık hissediyorum." dedi ve Minho ile kendisine bir şişe bira daha çıkardı.
Minho dördüncü ya da beşinci birasını içerken çoktan kafası dönüyordu. Hyunjin'in amacı onu sarhoş etmek değildi fakat eğer içmezse kaybedeceğini biliyordu.
Şişeyi tokuşturdular ve Minho kafasına dikerken Hyunjin biraz onu izleyip kendisi de içmeye başladı.
Keşke Hyunjin'in başı da bira yüzünden dönseydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seventeen minutes, hyunho
Fanfiction"korkaksın, baksana, yağmurun seni ıslatmasından korktuğun için bere takmışsın." bu kitap @implatonictomuke'un "17 minutes" kitabının uyarlamasıdır.