Hyunjin çantasından bir kağıt ve kalem çıkardı.
"On bir dakika boyunca bir şarkı yazacaksın."Minho kağıdı ve kalemi aldı. İtiraz etmek istemiyordu.
"Sadece on bir dakikada sanatsal bir şey bekleme."Hyunjin kafasını salladı ve kağıdı karalarken Minho'yu izlemeye koyuldu.
Minho dudaklarını içe kıvırmış, ara sıra kaşlarını çatıp dilini yana çıkararak kalemi kağıt üstünde gezdiriyordu. Hyunjin ne yazdığını, yazarken ne düşündüğünü ve nasıl hissettiğini merak etti.
Acaba o da Hyunjin gibi yazarken ağlar mıydı?
On bir dakikanın yedi dakikası dolduğunda Hyunjin uyarı yaptı. "Dört dakikan var."
"Siktir! Beynimi zorluyorum ama çıkmıyor."
Minho'nun bağırması üzerine Hyunjin kıkırdadı ve bir bira açtı. Bira boğazını yakarak akıp midesine iğrenç bir tat bıraksa da içti, çünkü bu iğrenç tadı bile seviyordu.
Hyunjin Minho'yu keşfe devam etti. Başta dizginlediği duygularına hakim olamıyor ve Minho'ya çaktıracak diye ödü patlıyordu. Minho'nun sağanak yağmurda hep bu parka geldiğini biliyordu ve bir aydır bu hazır planı uygulamak için hava durumunu kontrol ediyordu.
Hyunjin sayısız şeyler yapmıştı, çoğu Minho içindi.
Minho sadece bugünlük tanıştığı bir insan değildi.
İç çekti ve gözlerini hafif aydınlanan göğe çevirdi. Saat şimdi dördü gösteriyordu, demek ki biraz oyalanmışlardı.
Birkaç dakika daha geçtiğinde Minho kağıdı Hyunjin'e uzattı. Hyunjin kağıda göz atıp konuştu. "Hepsi bu kadar mı?"
"On bir dakikam vardı. Benden Romeo ve Juliet senaryosu mu bekliyorsun?"
Hyunjin göz devirdi ve şarkıyı okumaya başladı.
"Within a minute I was all packed up
I've got a ticket to another world
I don't wanna go
I don't wanna go
Some words are hard to speak
When your thoughts are all I see
"Don't ever leave" she said to me."Dağınık el yazısını okurken ilk cümle gözüne takıldı. Aslında bir kızdan bahsetmesi de gözüne takılmıştı ama bunu umursamamayı tercih etti.
"Bir dakikaya gönderme mi yaptın?" Hyunjin sırıttı.
"Açıkçası, bu oyunu seviyorum ve sonunu merak ediyorum, birleştirince aklıma bu geldi."
Hyunjin kırgınca gülümsedi.
"Güzel olmuş."
"Hep aynı yalanı söylüyorsun Hyunjin."
Minho güldü ve ve Hyunjin'in yudumladığı birayı kafasına dikti. "Hey, görevi bitirdin. Kendine neden ceza veriyorsun?"
"Biliyorum." dedi Minho. Hyunjin'e bakarken dudağını ısırıp önüne döndü. "Bu kendime verdiğim sözü tutamadığım içindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seventeen minutes, hyunho
Fanfiction"korkaksın, baksana, yağmurun seni ıslatmasından korktuğun için bere takmışsın." bu kitap @implatonictomuke'un "17 minutes" kitabının uyarlamasıdır.