4. Bölüm | İMTİHAN

1.1K 177 1K
                                    

Medya Bölümden Kesitler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya Bölümden Kesitler

📍Bir sonra ki bölüm için 100 Oy 1K yorum sınırı

❄️

Sabah Barışlarla ayrıldıktan sonra eve gitmek istemesem de bunu kimseye belli etmemiş ve eve geri dönmüştüm. Kendimi yük gibi hissediyordum bu evde. Belki değildim, ama öyle gibi geliyordu. Bende eve geldiğim an diğerlerinin ısrarlarına rağmen odama çıkmış ve bir süre Kaanla vakit geçirmiştim. Parsın burada gideceği bir işi olmadığı için hep evde duruyordu. Bir kaç kez yanıma gelip neler olduğunu sorsa da henüz bir şey olmadığı için bir şey anlatamamıştım. Bir kaç gün içinde Parsla bu şehirde kaldığımız diğer eve geçmek istiyordum. Bence Gülseren teyze yanımda olduğu sürece Kaan'a bakmakta sorun yaşamazdım.

Gelen kapının çalma sesiyle camdan bakmaya son verirken gece lambalarının loş ışığıyla kapıya doğru dönüp her kimse gelmesini söyledim. O sırada Kaan yatakta yüz üstü yatmaya başlamış ve kendi kendine oyunlar oynuyordu. "Gelmeyecek misin aşağıya?" Pars odaya girdiği sırada sorduğunda başımı olumsuz anlamda salladım ve yeniden bakışlarımı cama çevirdim. "Savaş için kendini odaya kapatmak çözüm mü sence abicim?" Benim Savaş için kendimi odaya kapattığımı düşünmesi içimde zıt bir duygu oluştururken artık kendimi odalara kapatıp, açlık krizlerine girerek kendime eziyet edecek kadar boş yaşamadığımı Parsa söylemek istemiştim. "Bu gün yüzüklerimi attım, bir kaç gün içinde davamı açıyorum, bir haftaya kadar kendi hayatımı kuruyorum. Sence de Savaş için kendimi odaya kapatmış gibi mi duruyorum? Benim bu saatten sonra tek derdim oğlumu ayıbım, günahım olmadan, kimseye muhtaç etmeden büyütebilmek" Dayanamayıp saniyeler sonra konuştuğumda omuzlarımda ki yük hafiflemişti.

Parsın sesi kesildiğinde şaşırdığını bilsem de oğlumu kaybetmekle yüzelştiğim gün ve bebeğimi kaybettiğimi en acımasız şekilde öğrendiğim gün bende aslında çok şey kopmuştu. Eğer Parsın başına böyle bir şey gelseydi ve onun için delice endişeleniyor olsaydım Parsın aksine onu bebeklerinin canı ile kendine getirmeye çalışmazdım. O gün bana bebeğimin öldüğünü haykırmıştı. Kaan'ın da canına zarar gelmesini isteyip istemediğimi sormuştu. Bazen olay olduğunda karşımda ki insanın beni ne kadar incittiğini anlamıyordum, anlasam bile onu incitmemek için tepki veremiyordum. Ama özellikle bu son olanlardan sonra bu yaptığım şeyin bir tek bana zararı olduğunu anlamıştım. Savaş zamanında değmeyecek kişilere çok iyilik yapmıştı. Ve bu gün dün yanında olduğumuz kimse bizim yanımızda değildi. Kimsenin umrunda dahi değildik. Onun için bu hayatta hayatıma dahil olmasına izin verdiğim insanlara verecektim değeri. Kahramanlık yapmaya lüzum yoktu. İnsanların hayatını kendi ellerine versen bile o insanlar her zaman nankör olacaktı. Belki şuanda o insanlar bana dünyanın iyiliğini yaptığını düşünüyor olabilirdi. Fakat öyle değildi. Karşısında ki insanın ne kadar üzüleceğini düşünmeden yapıyorlardı, yarın bir gün ise karşına çıktığında onlara neden tavırlı davrandığını sorup dururlardı. Onun için artık sadece bu gün yanımda olan insanlar vardı benim için, gerisi eğer geçerli bir sebebi yoksa Savaş dahil hikâyeydi.

SİYAHIN ESİRİ | VirahaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin