5. Bölüm | "BENİ ASLA AFFETME"

1.6K 156 1K
                                    

Medya Bölümden Kesitler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya Bölümden Kesitler

📍Bir sonraki Bölüm İçin 100 Oy 1K Yorum Sınırı

❄️

2 Gün Sonra..

Yürüyen bir ölüden farksız geçirdiğim günlerden sonra birazdan onun yanında, belki kolları arasında, belki de karşısında olacağım gerçeği her an çok daha fazla heyecanlanmama neden oluyordu. Kimseye bir şey söyleyememiştim. Nasıl derdim Savaşın bu açığını.. Savaş uzun süredir kullanımıyor olsa da zamanında kullandığını biliyordum. İnsanların bunu bilmesine gerek yoktu. Öyle bir çıkmazdaydım ki Kaan bütün elimi kolumu bağlıyordu. Her şeyin en dibini yaşıyordum. Aşkın, korkunun, hasretin, öfkenin, nefretin.. Artık daha fazla kabullenmek istemiyordum hiç bir şeyi. Biraz olsun isyan etmek, içimde ki öfkeyi kusana kadar kimsenin olmadığı bir yerde ağlayabilmek ve hatta her şeye sıfırdan başlayabilmek..

Şimdi onu ellerinde kelepçelerle görürsem yapamazdım. Dayanamazdım. İki gün boyunca her gün ara ara kalbim sıkışıp durmuştu. Her şey bünyeme çok fazla geliyordu. Dört yıl demişti kadın.. Kaan dört, beş yaşlarındayken babasıyla tanışacak demek oluyordu bu da.. Böyle düşündükçe üzerimi giyinmeye bir son verip yatağın ucuna oturduğumda ellerimle göz yaşlarımı geri göndermiştim. Omuzlarımdaki yükü kaldıramıyordum tek başıma. Yalnızlık tam olarak buydu işte, çevrende onca insan varken tek başına zorluklara göğüs germen.. İsmini haykırarak, aşkımı bağırarak ağlamak istiyordum kollarında. Hatta kimi zaman onun canını o kadar çok yakmak istiyordum ki ona zarar veremeyeceğim kadar uzakta olduğu aklıma geldiği an kendime veriyordum o zararı..

Savaşa defalarca kez söylemiştim. Kaç kere gözleri önünde kriz geçirmiştim o maddeleri atması için. Birisinin evlere yerleştirme ihtimalini düşünmüyordum. Çünkü bu zehir Savaşa çok uzak değildi. Belki de kanında bile test yapmışlarsa çıkmıştı..

Kendime dar gelen bir nefesi ciğerlerime çekip füme bacaklarımı tam sarmayan pantolonumun üzerine kiremit rengi efil efil bir gömlek geçirdim ve üstten üç düğmesini açık bırakarak giyindim. Gömleğin uçlarını pantolonumun içine sıkıştırırken belime kemerini taktım ve saçlarımı dağınık bir topuz yaptım. Kaan'ı önceden giydirdiğim için sorun etmezken kendime Savaşın yanında ağlamamam gerektiğini söyleyip duruyordum. Ağlamamalıydım ki hafta sonu açık görüşte benimde gelmeme izin versindi. Kaan'ı oraya götürmeyecektim. Yani götürsem de Kaan Gülseren teyzeyle arabada kalacaktı. Savaşın babası ile de günlerdir konuşuyorduk. Emindim ki ceza evi hariç her yere baktırmıştı.

Beni aşağıda beklediklerini bildiğim için oyalanmadan Kaan'ı kucağıma aldığımda yavaş yavaş aşağı inmeye başladım. "Esin" Merdivenden inerken Parsla karşılaştığımda dün ona arkadaşlarımla buluşacağımı söylediğim için bu yalana ayak uydurmak zorundaydım. "Ben çıkıyorum, dışarıdan istediğiniz bir şey var mı?" Tebessüm etmeye çalışarak konuştuğumda Pars henüz arkadaşlarla gezmem için yaramın henüz çok taze olduğunu dünden beri tekrarladığından dolayı gitmemi istemediğini biliyordum. "Onu bunu bırakta eğer bir şey olursa mutlaka ara, kendinide çok zorlama" Yeniden başlamaya başladığında derin bir nefes aldım ve onu onayladım. Yanına geldiğim sırada sadece ikimizin duyacağı şekilde konuştuğumda yüz ifadesi değişmişti. "Ben gidip geldikten sonra seninle biraz konuşur muyuz?" Ona elbette Savaşın durumundan bahsedecektim. Bu herkese söylenecek bir şey değildi fakat paylaşma ihtiyacı duyuyordum. Aksi hâlde daha fazla dayanamayacaktım.

SİYAHIN ESİRİ | VirahaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin