6. Bölüm | İŞ BİRLİĞİ

1.5K 164 1K
                                    

Medya Bölümden Kesitler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya Bölümden Kesitler..

📍Bir Sonra Ki Bölüm İçin 100 Oy 1K Yorum Sınırı

❄️

Parsın omzundaki başımı göğsüne indirdiğimde her saniye akan göz yaşlarım tişörtünü ıslatmıştı. Parsa gelir gelmez her şeyi anlatmış fakat aklımda ki şeyi söyleyememiştim. Yanımızda uyuya kalan Kaan'a ufak bir bakış attıktan hemen sonra belimde ki pikeyi omzuma kadar çektiğimde Pars tek bir yorum dahi yapmıyordu. Gecenin kaçı olduğunu bilmesem de iyice bitkin düşen bedenim saçlarımda hissettiğim elle iyice mayışırken gözlerim kapandığı an sanki Pars değilde Savaşa sarılıyor gibi bir hisse kapılmıştım.

"Keşke bahaneler uydurmak yerine bana sabah Savaşın yanına gideceğini söyleseydin.." Dakikalar sonra ki mırıltısıyla sesli bir nefes aldığımda ona sardığım ellerimden birini çözüp göz yaşlarımı sildim ve sessizce konuştum. "Haklısın.. Ama yapamadım işte.." Saatlerdir berbat bir durumda olduğum için sesim dahi kısık çıkıyordu. Başımı refleksen ona kaldırıp tane tane akan göz yaşlarıma engel olamazken içimde tutmakta zorlandığım çok şey olduğu için dilimden izinsizce dökülen kelimelere engel olmadım. "Ben dayanamıyorum artık.. Nefesim kesiliyor, kalbim sıkışıyor. Yapamıyorum.. Hem çok kızıyorum, canını yakmak istiyorum, hem de onu o kadar çok seviyorum ki elim kolum bağlanıyor. Her şey için Kaan tutuyor beni. Artık ölmek istiyorum.." Yanağımda ki eliyle dudaklarımdan kaçan güçsüz hıçkırıkla yüzünü bana eğdi ve böyle şeyler söylememi istemiyormuş gibi bir hâle büründü.

"Nefes alamıyorum artık.." Zorlukla devam ettiğim sırada hiçbir şekilde derdime çare bulamayacağını kendi de bildiği için yalnızca sakinleşmemi ister gibi saçlarımı boşluğa doğru bıraktı. "Ona bebeğin öldüğünü bile söyleyemedim.. Her yeri yara içindeydi. Kendini ölüme terk etmiş gibiydi. Eğer bebeğin öldüğünü söyleseydim bitecekti her şey" Bütün acılar bir olup boğazımda biriktiğinde elimi saçlarımın arasına geçirip bütün öfkemi saçlarımdan çıkartmaya çalıştım. "Esin." Parsın öfkeli sesini duysam da önemseyemeyecek kadar kendimden geçtiğimi hissederken Pars dik bir şekilde oturdu ve bir kez daha saçlarım arasında ki elimi tutarken ismimi söyledi. "Esin. Abim. Bak bana. Çıkacak oradan sende biliyorsun" Söylediği şeyleri ciddiye alamayacak kadar kötü şeyler yaşadığım için olumsuzca başımı sallarken saçlarım arasında ki elimi sıkıca kavradı ve geçen gün incittiğim avucuma defalarca kez öpücük bırakırken elimi nazikçe kavradı. "Ya gece uyurken ona zarar verirlerse? Ya ona daha fazla zarar verirlerse?" Zihnimde dolanan ve beni en çok rahatsız eden şeyi dile döktüğümde benimle göz teması kurmaya çalışırken göz yaşlarım yüzünden nerede olduğumu dahi kavrayacak durumda değildim.

"Abim saçmalıyorsun. Şu kendine yaptığın eziyet var ya.. Acı biraz kendine. Hastalanacaksın artık.." Beni sıkıca sardığı sırada konuştuğunda bunlar umrumda olamamıştı. "Benim onu bir şekilde çıkartmam lazım. Barışlar o kadar çabuk kabullenmişler ki onun cezasına.. Ben kabullenemiyorum" Tuttuğu elimi boynuna doladığında ne kadar dolu olduğumu hissetmiş olacak ki kendime zarar vermemi engellese de içimi dökmeme izin verdi.

SİYAHIN ESİRİ | VirahaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin