Can't Take My Eyes Off You (Tek Bölüm)

790 35 14
                                    

Evett sonunda bölüm bitti ve çok sevdicek arkadaşım Esra'nın yardımlarıyla şimdi yayınlıyorum. bölümü okuyup yorum ya da oylarınızı bekliyorum.

ayrıca Klaine Düeti medya da Frank Sinatra - Can't Take My Eyes Off You

İyi okumalar :)

not: hafta sonu YGS'ye girecek herkese -ben dahil :( - başarılar. Keşke bir şey olsa da bir ay kadar ertelense :) :) 

New York. Neden bu kadar kabalık? Bu lanet trafikte insanlar işlerine nasıl zamanında gidiyor? Metrolar çok kalabalık, otobüsler aynı şekilde, taksi bulunması zor ve özel arabanla ise şehir trafiği çok fazla. Eskiden hep bu şehirde yaşamak isterdim. Çocukluk işte. Böyle bir şehir olduğunu bilseydim asla burada yaşamanın hayalini kurmazdım. Şimdi burada yaşamadığıma memnunum.

Şuan burada olma sebebim ise en yakın arkadaşımın düğünü. Rachel Berry sonunda kendine evlenecek ve tüm kaprislerini çekecek birini bulmuştu Aslında onun hep evde kalacağını düşünmüştüm. Olanlardan sonra. Finn’den sonra Finn’in ölümü onu çok sarsmıştı. Gerçi hangimizi sarsmamıştı ki?

Rachel’ın kiminle evleneceğini bilmiyorum. Tanışmadım. Ne iş yapar, kaç yaşında, nerede yaşar bilmiyorum. Dış görünüş hakkındaki tek fikrimde Rachel’ın bana gönderdiği fotoğraflardan ibaretti. Zaten dört yıla yakın zamandır Londra’daydım. Geliş sebebim ise Rachel’ın geçen gün beni arayıp evleniyorum ve burada olmak zorundasın diye çığırmasıydı. İkiletmedim ve işlerimi ayarlayıp hemen buraya geldim.

Taksiden inip büyük binaya baktım ardından ağır demir kapıyı itip içeri girdim ve asansör yerine merdivenleri tercih ederek hızlıca yukarı çıktım. Kapı numarasını bulunca kapıyı çaldım. Sanki Rachel kapının arkasında çalmamı bekliyormuş gibi anında açtı ve yüzündeki kocaman gülümsemeyle karşıladı.

“Ahhh! Kurt!” çığlığı bütün apartmanı doldururken, kollarını iki yana açıp bana sıkıca sarıldı. Neredeyse boğulmak üzereydim.

“Tamam, tamam Rachel. Beni boğmana gerek yok” Rachel dolmuş gözleriyle geriledi ve yanağımı sesli bir şekilde öptü.

“Kapa çeneni Hummel! Hiçbir söz hakkın yok! Ne kadar zaman oldu görüşmeyeli saydın mı?!” haklıydı. En son onun Londra’da yapılan galaya geldiğinde görüşmüştüm. Ve tamam kabul ediyorum bende onu özlemiştim.

“Damat adayımız nerde?” diye sordum merakla. Yüzüne gülümseme yayıldı.

“Şuan burada değil. Birlikte yaşayacağımız evde. Aldığımız mobilyalar gelecek” başımı salladım ve ceketimi çıkarıp yıllardır gelmediğim Rachel, Santana ve Sam’in öğrencilik evine girdim.

“Diğerleri nerde?” koltuğa doğru geçerken arkamdan kapıyı kapattı ve peşimden geldi.

“Düğün organizasyonunu Santana yapıyor. Bu görevi ona verdiğimden beri ben bile görmedim onu” güldü hafifçe ve yanıma oturup bana döndü “Sam desen işte. Çalışıyor. Şu sıralar daha yoğun” evet bunun hakkında bir şeyler duymuştum. Sam ülke çapında ünlü bir modeldi ve sürekli dergiler için fotoğraf çekimleri yapıyor, programlara katılıyordu. Onu da çok özlemiştim.

Rachel hızlıca yanıma kaydı ve telefonunu çıkarıp ikimizin fotoğrafını çekti. Fotoğrafa bakmak istediğimde ise buna izin vermedi. Zaten birkaç dakika sonra telefonumdan gelen bildirim sesiyle ne olduğunu anlamıştım.

“İddiayı ben kazandım! Geldi! J

“Bu da ne?” ne olduğunu anlamaya çalışarak Rachel’a döndüm. Fotoğrafta gayet iyi çıkmıştım.

Can't Take My Eyes Off YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin