seni bırakmak; uçurumdan aşağı umutsuzca bakmak gibi.

108 16 171
                                    


Hayat ne kadar garip, bunu yeni yeni fark etmeye başlamam ise komik.

Ama işte yeni yeni farkına varıyordum, sanki uzun bir kış uykusundan yeni uyanmış gibiyim ve etrafımda dönerek baktığım trafikte Dünya'yı tanımaya çalışıyordum. Zor olan şu ki bu oldukça zordu, bir iki bakışma ile hiç bir şeyi anlayamıyordum. Bu da canımı sıkmıştı, normalde insanların gözlerine bakarak her şeyi tanımlayabilen ben şimdi karşımdaki koskoca şehirde etrafımda dönerken onu anlayamıyordum.

Yol kenarlarına dikilmiş büyüyen ve büyümekte olan ağaçlar, etrafa biraz da olsa renk verirken büyük tabelalara baktım, normalde sokağımızdan dışarı adım atmazdım bu yüzden sınır dışına çıkmam benim için değişik hissettirmişti. Gerçi ben, büyük bir şehirdense küçük bir mahallede bütün yapay ışıklardan uzakta gökyüzüne bakmayı daha çok seviyordum. Kitap okurken ya da yazı yazarken ruhum dinleniyor, içimden bir şeyler kopup gidiyormuş gibi hissediyordum.

Ve sanırım o kadar uzak kalmıştım ki dış Dünya'ya, nerede ve nasıl iş aranacağını bilmiyordum. Aslına bakarsanız daha çok çocuklarla ilgili bir iş istiyordum, çünkü onlarda kendimde bulamadığım gürültüyü buluyordum ve ben gürültülerden hoşlanıyordum. Çünkü onlar bana ilham veriyor, yazmama yardım ediyordu; eh bir de gülen gözler ve oyun oynarken izlemeyi sevdiğim küçükler solan yapraklarımı yeşertiyordu.

Ama sanırım hayat bunu istemediği için önüme başka iş ilanları çıkartıyordu, aralarında gözüme takılan bir tane iş vardı. Severek yapabileceğimi düşündüğüm için elime alarak okumaya başladım, iş şartları kağıdın altında ek not gibi küçük bir şekilde düzgünce duruyordu ve iş yazmaktı o yüzden pek umursamamıştım. Edebiyat ile ilgileniyor olmam çizgi romanların yazarlığını yapamayacağım anlamına gelmiyordu hem çizim yeteneğim de vardı.

İyi ki yanımda getirmiştim, sanırım çocuklarla ilgilenemesem bile yazı ve kitaplardan uzak kalmayacaktım. Bu iyi haberdi işte! Geriye sadece işe gidip beni kabul edip etmeyeceklerine bakmaktı, umarım beni kabul ederler. İçimden dua ederken elimdeki iş ilanıyla şirketi bulmaya çalışıyordum, bu benim için oldukça zordu çünkü uzun süredir mahalle dışında dolaşmıyordum ve inat ettiğim için de Jongin'in benimle gelmesini istememiştim.

Keşke gelmesini isteseymişim demeden edemiyordum kendi kendime.

Kafamı kaşırken ilandaki adresi bulmaya çalışarak aynı şekilde ilerlemeye çalışıyordum, yolda giden çoğu insan yanımdan giderken birini çevirip sormaya acayip şekilde çekiniyordum çünkü bir kağıda yazıp onlara göstermem bazen gariplerine gidiyordu ve emin olun onlara açıklamak için zamanım yoktu. Bu zaten canımı sıkıyordu, bir de üstüne uzun uzun konuşamadığımı yazamazdım. Bana ya acırlardı ya da sen iş bulamazsın evine dön, diyerek geçiştirirlerdi ve ben bu ikisi olsun istemiyordum.

Hala aramaya devam ettiğim adresle birlikte bakınırken birden kollarıma sarınan uzun ince parmaklarla yerimde sıçramış ve gerilemiştim. Bana dokunan kişiye döndüğümde benim yaşlarımda genç uzun biri olduğunu görmüştüm, gözlerinin içinde parıltıları olan ve yaramaz bir gülüşe sahipti, bu onun içi içine sığmayan biri olduğunu gösteriyordu kanımca. Elimdeki iş ilanına baktığında ben ona bakmaya devam ediyordum, tamam belki de incelemek oldukça yanlıştı ama gerçekten hoş bulmuştum onu.

"Burayı biliyorum istersen seni götürebilirim. Buraları bilmiyor gibi bir halin var ve bu sokak oldukça tehlikeli hem bende aynı istikamete gidiyorum, rahatsız olmayacaksan sana eşlik edebilirim."

Kibar bir şekilde sorduğunda başta reddetmek istemiştim ama dediği gibi tehlikeli bir sokağa benziyordu  ve sanırım bana eşlik etse bir şey olmazdı, beni yemeyecekti sonuçta. Bu yüzden kafamı sallarken cebimden defterim ile kalemimi çıkardım, ona bir şeyler yazarken beni gülümseyerek izlemesi ellerimin hafif titremesine sebep oluyordu.

Bir şeyler yazdığım defteri ona uzatırken hafif yavaş adımlarla yürümeye başlamıştık. Ben ne tepki vereceğini bilmediğim için ayaklarımı izlerken yolda ilerlemeye devam ediyordum, defteri bana geri uzatırken yüzüne bakmadan alıp iç cebime koydum. Umarım bana acıyan bakışlar atmıyordur, çünkü ben kendimle barışıkken kimsenin bana böyle bakmasını istemezdim.

"Konuşup konuşmamanın bir önemi yok, gözlerin zaten sözlere bedel bir şekilde konuşuyor; hem yazman için de bir engel değil. Eminim işe kabul edileceksindir endişe etme ve lütfen konuşurken yüzüme bak, sana asla düşündüğün bakışlardan atmıyorum."

Gözlerim biraz şaşkınlıkla açılırken utanmış hissediyordum, normalde pek utangaç sayılmazdım gerçi bunu tam olarak bilmiyorum çünkü yüzünü sürekli gördüğüm iki kişi vardı ve onlara da alışmıştım zaten. Elim enseme gittiğinde hafif bir şekilde kaşıdıktan sonra bakışlarımı yavaş bir şekilde gözlerine çıkardım, cidden çok dost canlısı bir şekilde bakıyordu ve bu benim içimi ısıtmıştı.

"Bu arada ismim Oh Se-hun, peki ya seninki?"

Defteri tekrar elime alırken ismimi yazdım, yazımı  genel olarak güzel yazmak için çok uğraşmıştım uzun süre ve artık öyle bir şeye gerek duymuyordum çünkü hızlı da yazsam güzel yazıyordum. Alışmıştım, bu yüzden benim için artık zor gelmiyordu. Defteri ona doğru tuttuğumda yazıklarımı okumuş ve gülümsemişti.

"Memnun oldum Kim Jun-myeon."

Gülümseyerek ona baktığımda bunun bende memnun oldum deme ifadesi olduğunu anlamasını umarak baktım, sanırım anlamış olmalıydı. Daha sonra elini uzattığında elimi hiç düşünmeden zarif ellere uzattım, en az benimki kadar zarif ve bakımlıydı. Daha sonra beni şaşırtacak cümleler döküldü ağzından.

"Ve Oh şirketine hoş geldin."


dün yazmıştım zsıdhfzosdfhs

umarım beğeniyorsunuzdur, akıcı gitmesi bana göre çok önemli çünkü.

beğenmediğiniz veya da yazım yanlışı gördüğünüz yerler varsa lütfen söyleyin, çekinmeyin. sizi yemeyeceğim sfoıjaşdfdfj

ve her shipi yazarım isteğiniz varsa yazarım eheueheu

düşün amk sdoıfosşdıfhsaıufh bu adam kendine aşık etmek için uğraşıyor hatta uğraşmasına bile gerek kalmıyor ağağağağğağağa

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

düşün amk sdoıfosşdıfhsaıufh bu adam kendine aşık etmek için uğraşıyor hatta uğraşmasına bile gerek kalmıyor ağağağağğağağa..

ɪ'ᴍ ɢᴏɴɴᴀ ʟᴏᴠᴇ ʏᴏᴜ ✓ [sesu + tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin