hü.
⋆
Sevgili olduktan 1 ay sonra Sehun çok garip davranmaya başladı, nedeninin sadece işler olduğunu düşünmek istesem de içime düşen garip kötü düşüncelere engel olamıyordum ve bu oldukça rahatsız ediciydi. O gün, ne kadar beni ve sessizliğimi sevdiğini söylese de sanmıyordum.
Onun benim elimden değil ağzımdan çıkan cümlelere muhtaç olduğunu biliyordum, 'seni seviyorum, Sehun; sevgilim, patron.' gibi bir çok kelimeyi okumayı değil benim ağzımdan duymayı daha çok istiyordu.
İtiraf etmeliyim ki, bu beni de en az onun kadar çok üzüyordu ve engel olamıyordum. İsmini çok söylemek istesem de bir türlü diyemiyordum, her boş zamanımda ağzımı açıp kendimi tekrar konuşmaya zorluyordum. Kendim için değil, ben sonsuza dek sessiz yaşayabilirim ama.. ama onun benim ağzımdan adını, onu sevdiğimi duymasına ihtiyacı var.
Benim de en az onun kadar ona söylemek istediğim şeyler var, ona şarkı söylemek, çocukken hayalini kurduğum mesleği anlatmak istiyordum. Sadece konuşabilmek, bir kere de olsa ismini söylemek. Gerçekten üzgünüm Sehun, umarım bunu gözlerimden anlayabiliyorsundur.
Bir keresinde hani demiştin ya: "Konuşmasa da dilin, bırak anlatsın içindeki yangını gözlerin."
İşte bende tüm duygularımı gözlerime veriyorum, çıkan yangınlarımı oraya aktarıyorum. Görebiliyorsun değil mi? Çıkan dumanları, çıkan kırmızı ve turuncu karışımı büyük alevleri?
Akşam için ofis olarak kutlama yapacaktık, benim ve Sehun'un yazıp çizdiği çizgi roman basılmıştı ve piyasaya sürülür sürülmez herkesten tarafından beğeni toplamıştı. Çoğu kişi kitabın animeye çevrilirse çok güzel olacağını ve tutulacağı düşüncesindeydi, bu düştüğüm boşlukta beni mutlu ederken kutlama kararı almıştık.
Vereceğimiz kutlama sadece ofis içinde olacağı için ve havada baya sıcak olduğu için altıma kot şort giydim, üstüne de bir adet sarı renkli ince bir sweatshirt giymiştim. Saçlarım uzadığında onları kısacak kestirmiştim ve şu anda sevgilimin değişiyle oldukça yenilesi duruyormuşum.
Bunu ilk dediğinde sadece göz devirmiştim ama.. üf.. bunu kabul etmek çok zor bir duygu benim için ama gerçekten de biraz tatlı çıkmışım. Beni her ne ara çektiyse artık?! Neyse sinirlenme Junmyeon... bugün senin günün, bugün yazdığınız kitabın herkes tarafından tutulması şerefine eğlenecektik.
Erkenden çıktığım için hemen canım arkadaşım Yunyun'un kafesin girdim, oradan tatlı, tuzlu ne bulursam hepsinden alacaktım çünkü bugün sayısız defa dediğim gibi kutlama günüydü ve eğer ben alkol almak istiyorsam tok olmalıydım. Günaydın Yunyun diye bağırmak istesem de sadece gülümsedim, o ise bana hayattan bezmiş bir şekilde bakıyordu.
Kıkırdadıktan sonra dağınık kahküllerini onun için düzelttim, bu sırada da uyanmasını bekliyordum ve umarım hemen silkelenip kendine gelirdi çünkü ben işe planladığım vakitte gitmek istiyordum! Yanımda taşıdığım defterin herhangi bir sayfasına isteklerimi yazdıktan sonra yerimde hafif bir şekilde zıplayarak onun siparişlerimi hazırlamasını bekliyordum.
Tahmini ne kadar tuttuğunu bildiğim için parayı hemen tezgahın üstüne koymuştum, kendimi şu anda ilkokula giden birinci sınıf öğrencisi gibi hissediyorum. Aynı bezmişlikle bana poşeti uzattığına ona hayali bir öpücük yollayıp kulaklıklarımı çıkarttım. O uyanana kadar ben işe gider gelirdim o yüzden bir şey demesini beklememiştim.
Kulağımda ritmi orta dereceli bir şarkı çalarken etrafa gülücük saçıyordum, nedeni sanırım ilk defa beni böyle kabul eden kişilerle birlikte olacağım ile alakalıydı. Yürümekten yorulsam da pes etmeden yoluma devam ettim, az sonra heybetli büyük şirket bana göz kırptığında heyecanım artmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ɪ'ᴍ ɢᴏɴɴᴀ ʟᴏᴠᴇ ʏᴏᴜ ✓ [sesu + tamamlandı]
Short Story❛Biliyorum, sessizliğim yüzünden sevmiyorsun beni. O yüzden görmüyorsun, o yüzden bakmıyorsun yüzüme çünkü görebiliyorum bana acıdığını; hayatımın hep sessiz geçeceğini bildiğin ve üzüldüğün için gözlerimin derinine bakıp sevgimi görmüyorsun. Olsun...