İnsan varlığını bile bilmediği duygularla doğar. Bazen küçük bir kıvılcım uyandırır duygularını bazen bir boran bir fırtına. Ama duygular uyandı mı üstünü örtmek imkansızdır. Ben dün geceden sonra daha da merak eder oldum topal reisi. Sanki karşılaşmamız bir tesadüf değilmiş gibi, ya da karşıma çıkmasını beklemişim gibi. Yine de kandıracağım kendimi sadece iyiliğine karşılık vermek için diye. Aynanın karşısında saçlarımı tararken düşüncelerim bu kaosun içinde yoğuruluyordu. Bırakmalıyım bu merakı diyordum kendi kendime ama kendimden aldığım cevap devam et oldu.Odadan çıkıp amcamın yanına geçtim. Elinde hesap defteri ile dedemi hatırlattı bana. Yanına yanaşıp:
" Sabahın aydınlık olsun amca" dediğimde gülümseyerek bana bakıp:
" Senin de oğlum seninde hayırdır bir yere mi gidiyorsun? Acelen yoksa sana kahvaltı hazırlayayım."
" Sağol amca Engin'in yanına gideceğim. Gecikirsem beni merak etme."
Amcam iyi bildiğim endişeli ama güvenen gülümsemesi ile bana bakıp:
" Ali Kemal sana hiç bir zaman yasak koymadım çünkü yasak koyulması gereken bir şeyler yapmayacağını biliyorum. Ama yine de sormak zorundayım endişelenmeli miyim?"
Dün geceyi bir şekilde öğrendiğini anlamıştım amcamın . Ama aramızdaki güveni sarsmayacak sözleri beni mutlu etti.
" Sağ sol kavgalarına girmem amca merak etme. Sadece o sırada bir arkadaşıma uğramıştım olaylara öyle müdahil oldum. Yani endişelenme kendime dikkat ederim."
Sözlerim amcam da ne kadar etkili oldu bilemem ama omzumu sıkıp beni uğurladı. Sabah dersimiz olduğu için uyanma problemli arkadaşımın başının etini yiyerek kaldırmaya evine gittim. Zili çaldığımda kapıyı Neriman teyze açtı:
" Çok şükür geldin dede oğlum. Benim sıpa uyanmıyor bir türlü, derse geç kalacak."
" Endişelenme Neriman sultan ben şimdi kaldırırım o haylazı." deyip içeri daldım. Engin'in odasını bildiğim için direkt odaya girip önce usulünce kaldırmayı denesem de baktım faydasız bacağından tuttuğum gibi yataktan düşürdüm.
" Oy benim kıymetli kıçım kırdın ulan dede." diye homurdanarak kalkan arkadaşımın haline kahkahalarla gülerken o kaba etini ovalayıp:
" Bir de gülüyor mendebur " deyip banyoya yöneldi. Ben de okul için gereken eşyalarını hazırlayıp Engin'i beklemeye başladım. O sırada Neriman teyze sabah sabah yaptığı ve kokusu ile beni iştaha getiren böreklerinden ikram edince ayak üstü kahvaltıda yapmış oldum. Engin ile evlerimizin yakın olması dışında okulunda evlerimize yakın olması ulaşım kaosundan bizi kurtarıyordu. Yürüme mesafesindeki okula normal şartlarda 15 dakikada varabilecekken ben herkesle durup sohbet ettiğim için yaklaşık 40 dakikada ancak ulaşmıştık. Kampüse girdiğimizde Engin'i kenara çekip:
" Kardeşim senden bir iyilik isteyebilir miyim?" dediğimde Engin buruşturduğu suratı ile bana bakıp:
" Yeter artık dede sen borcunu ödedin. Bırak bu işin peşini " dediğinde beni ne kadar iyi tanıdığını bir kere daha ispatlamıştı ama bildiğim bir şey varsa ben de onu çok iyi tanıyordum.
" Engin kardeşim sadece ufak bir iyilik, bunu bana çok mu görüyorsun." dedim.
Engin'e asla duygu sömürüsü yapmayı istemesem de işe yarayacak imkansız durumlarda bu kozu kullanıyordum. Engin dudaklarını büzüp:
" Söyle bakalım ne istiyorsun?"
"Şey diyecektim bir öğren bakalım topal reisin dersi ne zaman bitiyormuş."
![](https://img.wattpad.com/cover/278836200-288-k208333.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKSAK(GAY)(TAMAMLANDI)
Ficción GeneralYıl 1983 İstanbul. Alevi dedesinin torunu Ali Kemal ve fakültenin reisi ülkücü Göktuğ. Talihsiz bir karşılaşma , talihsiz bir birliktelik. Pek çok çıkmaz sokak . Dede ve topal reis yan yana yürüyebilecekler mi?.. Başlangıç:26 temmuz 2021