ÖZEL BÖLÜM -2 (GERÇEK SEVGİ KARŞILIK BEKLEMEZ)

711 60 13
                                    

 Hayatımda pek çok mutlu anımı gölgeleyen pek çok hayal kırıklığı ile sınanmıştım. Ama beni en çok yaralayan insanın karşısındakine kişiliği ile değil ön yargılarının verdiği at gözlüğü ile bakarak yargılamasıydı. Bu durum  en yakın arkadaşım dediğim kişinin bana yaşattığı bir acı olduğundan olsa gerek her defasında karşıma çıkan benzer olaylarda canım aynı o günkü gibi yanıyordu. Yanlış anlamış olmayı dileyerek çırpındığımda ise gerçekliği ile bir kere daha canımı acıtabiliyordu. Cenk hocanın yanından çıktığımda hava yeni yeni kararmaya başlamıştı. Sözlerinin gerçekliğinin verdiği sıkıntı ile mizacıma ters düşen vazgeçmişlik bu bölgenin soğuğunda daha da üşümeme neden oldu. O sırada çalan telefonum ile elimi çantama atıp telefonumu çıkardım. Arayan numaranın Dursun Ali reis olduğunu görünce hafif bir tebessüm yüzüme yerleşti.

" Buyurun Dursun Ali reis."

" Hocam , sakun yemek yiyeyum demeyesun. Hatunlar çok cüzel bir sofra hazur ettular. Hemen celesun. Celiysun değil mu?"

 Bu zamana ait olmayacak kadar değerli bu insanların verdikleri sevgiyi de kıymeti de cömertçe sunmalarının verdiği huzur içimi doldururken bu gün yaşadıklarımın acısı bir nebze de olsa hafifledi.

" Geliyorum tabi Reis. Hiç kaçırır mıyım ?"

 Bu sırada bir süre sessizlik olurken derin bir iç çekme ile reisin sesi incinmiş ve endişeli bir şekilde tekrar kulaklarıma doldu.

" Olanlaru duydum hocam. Ben o uşağun yaptuklaru içun senden özür dileyeyum. Cahil ve yalnuzdur, hata etmuş büyükluk sende kalsun."

   Güldüm , acaba Bilal'in düşündüklerini bilseler de aynı şekilde tepki verirler miydi? Bunu kestirmek mümkün değildi zira bu aileden gelen hiç bir tepki beklendiği gibi olmuyordu.

" Reis kızmadım sadece üzüldüm Bilal için . Ve özür dilemek yaptıkların için pişman olmaktır. Bu yüzden bence onun adına özür dileme reis zira ben pişman olduğuna inanmıyorum."

" Anladum hocam. O zaman bekliyruz."

 Dursun Ali reisle vedalaşarak yola koyuldum. Göktuğ ile orada buluşacaktık , aslında Cenk birlikte gidelim demişti ama onun çıkmasına daha zaman olduğu ve biraz da kendimi dinlemek adına yürümeye karar verdim. Geçtiğim her sokakta öğrenci velilerimle karşılaşıp selamlarını alırken buraya yerleşmenin benim için ne büyük şans olduğunu daha iyi anlamıştım. Beldenin dışına çıkan ara sokakta duyduğum bağışırmalar ve gürültü ile durdum. Saat 4 e geliyordu ve normalde bu saatte bu sokakta kimseler olmazdı. Sesler beni tedirgin edince hiç düşünmeden sokağa daldım. İşte o zaman görmek istemediğim o manzara ile karşılaştım. Yerde yatan , yüzünü seçemediğim bir genç ve başında toplanmış onu tekmeleyip tüküren spor salonundan tanıdığım bir gurubu görmemle yerimde dona kaldım. Cenk çok disiplinli bir spor hocasıydı ve gençleri topluma saygılı yetiştirmek onun temel hedefiydi. Ve bunda da fazlasıyla başarılı bir hocaydı. Uzun zamandır olay yaratmayan bu gençler beni gördüklerinde duraksadılar. Yanlarında olan iri yarı ve bu gurubu temiz tutmak için Cenk hoca kadar emek gösteren Erdem adındaki gence diğerlerinden biri işaret edince bakışlar beni buldu. Erdem yüzündeki öfkeli ifadeyi bozmadan:

" Hocam yoluna git ." dediğinde kaşlarımı çatarak:

" Erdem size hiç yakışıyor mu bu davranış. Siz hem fiziksel hem de sayı olarak üstünken bu yaptığınız gaspa birer. Bırakın çocuğu." dedim. Erdem çocuğun yanından bana doğru iki adım atıp:

" Peki hocam bu itin kendinden kat be kat zayıf birini hastanelik etmesi neye giriyor?" dediğinde yerde yatan gencinde doğrulması ile gördüğüm yüz derin bir nefes almama neden oldu. Yerde tekmeledikleri Bilal'di ve şu anki hali Levent'ten daha beterdi. Evet belki başkasına göre bunu hak etmişti ama burası demokratik bir ülkeydi ve birine verilecek ceza devletin güvenlik birimlerinin işiydi, gençlerin değil.

AKSAK(GAY)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin