56. BÖLÜM

5.6K 390 215
                                    

Ferhat beni arayıp kapıda olduğunu söylediğinde yataktan kalkıp aşağıya indim ve kapıyı açtım. 

"Hoş geldin." dedim, keyifsiz bir tavırla. 

"Hoş bulmadım." dedi içeri girerken. 

Her zamanki gibi açık sözlüydü.

"O niyeymiş?" Kapıyı kapatıp arkasından salona ilerledim. 

"Surat yapıyon çünkü." dedi ve koltuklardan birine oturdu. Ben de karşısına oturdum. 

"Niye acaba?" Kollarımı birleştirdim.

"Kuruntuların yüzünden." dedi gayet rahat bir tavırla. "Kendi kendine tripleniyon."

"Yoo, gayet de bana sebep veriyorsun." İç çektim. "Neyse, tartışmak istemiyorum şimdi. Aç mısın?" Ayağa kalkıp sordum. O da benim gibi ayağa kalkıp karşıma adımladı ve ellerimden tuttu.

"İstemiyorum diye bir şey yok." dedi gözlerimin içine bakarak. "Seninle istemediğim tek bir şey yok."

"Neden öyle dedin o zaman?" dedim çatık kaşlarımla. Aklımda hala siken değil sikilen ibne olur dediği mesaj geliyordu.

İbne olmak istemiyordu bu durumda. Ki bunları aştık sanıyordum.

"Sadece hazır değilim." dediğinde birkaç saniye ona baktıktan sonra kafamı salladım. Anlayışlı olmam gerekiyordu.

"Tamam." dedim, anlayışlı bir şekilde. Her ne kadar alınmış olsam da böyle davranacaktım. Zorlamanın kimseye bir faydası yoktu. "Sorun yok."

"Tamam." dedi o da aynı şekilde. Yanaklarımdan tutup alnından öptü.

"Of, aşiret misin sen?" dedim gülerek. "Niye alnımdan öpüyosun?"

"Yani şimdi bizde biraz aşiretlik var." dediğinde buna şaşırmamıştım.

"85 kişi kavgaya gelmenden belliydi."

"85 kişi değildik." dedi gülerek. "30-40 kişi anca vardı."

"Evet." dedim. "Biz de 4 kişiydik." O gün aklına gelmiş olmalı ki kahkaha atmıştı.

"Sağlam vurmuştum ama ha." dedi belimden tutarak.

"Parmağımı kırmıştın şerefsiz." diyerek omzuna vurduğumda uzanıp dudağımdan öptü.

"Olur öyle şeyler." diyerek sırıttı. "Kafanı kırmadığıma şükret."

"Salak." Yanağına hafifçe vurdum. Geriye gidip koltuğa oturduğunda ben de kucağına oturmuş bulundum.

"O zaman sana aşık olacağımı nerden bilebilirdim ki?" Saçlarımı okşarken dalgın bir biçimde mırıldandığında duraksadım.

"Aşk mı?" dedim, anlamamış bir şekilde.

"Hım." Boğazından gelen derin bir mırıltıyla onayladı.

"Evlenelim mi?" diye sordum hiç düşünmeden.

"Ne? Nasıl?"

"Ben sana evlilik teklifi ederim sen de kabul edersin sonra evlenmiş oluruz." Birkaç saniye bana baktı. Düşünceli görünüyordu.

"Bilemedim." dedi oyuncu bir tavırla. "Bana bir evlilik teklifi gelmedi." Kucağından inip önünde bir dizimin üstüne çöktüm ve ellerinden tuttum sıkıca.

"Her günü, her saati, her saniyeyi seninle beraber geçirmek istiyorum." dedim gözlerinin içine bakarak. Kalbim gümbür gümbür atıyordu. 19 yaşında evlilik hayalleri kuruyor dediğim adama 18 yaşındayken evlilik teklifi ediyordum...

Ve ailelerimizin bu durum hakkında hiçbir fikri yoktu.

Belki de asla olmayacaktı.

"Benimle evlenir misin?"

Bana baktı baktı baktı baktı baktı...

Yanaklarım heyecandan zonkluyordu.

"Evlenirim."

Elimden sıkıca tutup beni kendine çekti. Aptal gülümsemem suratımda belirirken Ferhat beni tutmuş dudaklarıma oldukça ateşli bir öpücük kondurmuştu.

Koltuğa sırtüstü uzanmamı sağlayıp üstüme çıkarak öpüşmemizi devam ettirdi.

Yanağımdan, çenemden ve boynumdan öptükten sonra elini tişörtüme atıp çıkarmamı sağladı. Üstümde doğrulup kendi tişörtünü de çıkarıp rastgele bir yere fırlattı.

"Ferhat..." diye inledim, o meme ucumu dişleriyle ezerken. Dudakları giderek aşağılara kayıp pantolon üstünden kasıklarımı öptüğünde elimi alnıma atıp yüksek sesle inledim.

Tam da o sırada ikimize de ait olmayan bir ses yükseldi odadan.

"Oğuz?"

Ablam şaşkınlık dolu sesiyle adımı söylediğinde gözlerim anında o tarafa yöneldi. Ferhat da sesi duymasıyla hızlıca doğrulmuştu.

Ablamın bizi yakalamasında sorun yoktu, ona her şeyi açıklayabilirdim ve zerre umurunda olmazdı.

Asıl sorun hemen arkasındaki babamdı.

Çatık kaşlarıyla öfkeli bir şekilde bize bakan babam.

.
.
.

olm evlilik nalaka nerden çıktı neden baba baskını yedilerben ne yazıyom onu da bilmiyom

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

olm evlilik nalaka nerden çıktı
neden baba baskını yediler
ben ne yazıyom onu da bilmiyom

ben buraya nasıl çıktım? gördünüz yürüdüm çıktım ama çıkmamış da olabilirim. çıkmışsam çıkmışımdır çıkmamışsam çıkmamışımdır. görünen köy.. uzakta değildir

ODUN (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin