Renkli 1 Bölüm 1

8.8K 297 38
                                    

Bismillahirrahmanirrahim.

İyilik yap ehli olana da, olmayana da, ehline isabet ederse yerini bulur. Etmez ise ehli sen olursun.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Saate baktığımda 12:45 olmuştu. Tüm yerleri silmiştim ve sonunda eve gitme vaktim gelmişti. Yorgunluktan ölüyordum. Bu gün cumaydı ve dükkan çok kalabalıktı. Pamuk teyze ile koştur koştur yorulmuştuk fazlasıyla.

Kapıyı da son kez kilitledikten sonra Pamuk teyzeyi aradım.

"Pamuk şekerim dükkanı kapattım. "

"Tamam kızım. Gelirken dikkat et."

"Tamam ederim. 5 dakikaya evdeyim bir şey istiyor musun? "

"Yok kızım sen gelince ara beni. Sana çorba yaptım."

"Ne gerek vardı pamuk şekerim. Hem kendime bir çiğ köfte dürüm yapardım ben."

"Kızım tüm gün dürüm yiyorsun zaten. Midenden sıvı bir şey geçsin. Hadi bekliyorum bak. "

Tebessüm etmiştim beni düşünmesine. Telefonu kapatırken her zaman yanından geçtiğim yerde evsiz yaşlı dayıya bir tane dürüm bıraktım. Beni bekliyormuş gibi hemen dikleşti. Biraz sohbet ve teşekkür fastlından sonra o yemeğine devam etti ben ise yoluma.

Evsiz kalmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyordum. Anne ve babamı ve daha annemin karnında ki doğmamış kardeşimi bir araba kazasında kaybettikten sonra bir süre sokaklarda kalmıştım. Acım tazeydi ve kimsem yoktu. Annem yetimdi babamın da iki kardeşi vardı. Halam beni istememişti. Ona yalvarışlarımı hatırlıyordum. Yine de beni sokakta yapayalnız bırakmıştı...

Tek umudum hiç görmediğim amcamdı. 12 yaşında 8.sınıfa yeni geçen bir kızdım ve yaşam mücadelesi veriyordum bu sokaklarda. Sonra amcamı buldum diye sevinirken aslında hayatımın hatasını yaptığımı anlamak çok uzun sürmedi.

Tam 8 ay boyunca psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalmıştım. Ailesinden tek bir tokat yemeyen kız amcasından soba demiri ile dayak yiyor ağıza alınmayacak hakaretler duyuyordu. Zorla okula kaçtığımda dünyanın en mutlu insanı sayıyordum kendimi. Tek yemeğim öğle arası verilen yemeklerdi. Ispanak sevmeyen ben açlıktan ölmemek için 2 tabak yiyordum. Yatılı bir lise kazanana kadar katlanabilirim dedim. Hiç yoksa başımı sokacak bir çatım var diye düşündüm yaşımın gereği. Ben dayandıkça şiddet artmıştı. Ailemin yasını bile tutamıyordum yaralarımın acısından. Alkolik ve kumarbaz bir amcadan medet ummak yılana sarılmaktı. Yılana sarılmak zorunda kaldım. Sarıldıkça fiziğim yara aldığı kadar ruhum da yara almıştı. Tam 7 ay sonra zayıflıktan kemikleri sayılan kemiklerinde de yaralar olan kızdım. Dayandım küçücük yaşımla, ta ki kumar borcu karşılığı ben olana kadar. Kapıyı kilitlemem, yumruklar ve küfürler ile zorla açılmaya çalışılması, amcamla aynı yaş adamın bel altı konuşması hiç aklımdan çıkmayacaktı biliyordum. 2.kattan atlamasam ve öldüğümü düşünüp korkmasalardı bu gün belki de...

'Düşünme Renk düşünme' diye başımı salladım. Kendimi hep bir şekilde olanları düşünürken buluyordum. Yardıma ihtiyacım vardı belki de her insan gibi. Ama Pamuk Teyzeye yük olmak istemiyordum. Zaten 2 senedir yeterince yük olmuştum. Beni sokaktan kurtarıp evine almış karnımı doyurmuştu. Her şeyim olmuştu. O bana ben ona güvenmiştim. O olaylardan sonra güvenebileceğimi düşünmezken hemde. Bana işini emanet etmişti, iki katlı küçük evinden alt katını hiç para istemeden vermişti. Anneannem gibiydi. O artık dünya da ki tek sevdiğim insandı.

Yine düşüncelerime dalmış ve eve yaklaşmıştım. Hafif esen rüzgar baş örtümün şeklini değiştirirken bir yandan elimle düzeltmeye çalışıyordum. Birden bir ses duydum.

Arkamdan gelen gülüşme sesleri ile kalbim hızlandı. Elim cebimdeki anahtara gitti kullanabileceğim tek silahtı şuan. İçimden dua etmeye başladım.

"Hişt güzel kız. " deyince adımlarımı hızlandırdım. Kalbim deli gibi atıyordu. Hayır hayır Renk kendine gel şimdi olmaz.

"Şu örtünün altındakine bakacağım iki dakika bir dursana fıstık." dedi bir yanında ki sarhoş. Artık adımlarım koşar gibi olmuştu. Gözlerim dolu dolu her an düşmek için bekliyordu. Birden bir araba ani fren ile durdu önümüzde. Büyük ve oldukça lüks duran bu arabadan iri yarı bir adam indi. Birden gözlerimiz kesişti.

"Arabaya bin. "dedi ve iki adama doğru ilerledi.

"Hayırdır birader? Kendine başka kız bul bu bizim!" deyince adam kalın sesi ile gürledi.

"Sen kimin kardeşine yürüyorsun lan!" diyip birinin üstüne daldı. Sonra diğeri ayırmaya gelince onu da elden geçirdi. Ben olayları şok ile izlerken kötü anılar tek tek gözümde canlandı.

"Yapma! Yapma! " diye bağırdım. Adam bana dönünce sanki amcamdam kaçıyor gibi kaçtım ondan, onlardan. Tüm hızımla tüm korkumla atıyordum adımlarımı. Nefes nefese kalışım yoruluşumdan mı yoksa anksiyete krizinden mi bilmiyordum. Koştum sadece koştum.

Sonunda eve ulaştığımda hemen duşa girmiş ve birazda orada ağlamaya devam etmiştim. Olanları düşünmemeye çalışsamda olmuyordu. Neden yolda tedirgin yürümek zorundaydı kadınlar? Neden bir gün ölümüm bir erkek tarafından cani bir şekilde olur mu korkumuz vardı? Neden erkekler onlara verilen gücü kadınları korumak için değilde öldürmek için kullanıyordu? Ne yaptık biz onlara? Doğurmak, beslemek,bakmak ve sevmek dışında? Bir şekilde göz yaşlarımla bitkin düşüp gözlerimi kapatmıştım.

Sabah alarm ile beraber kalkmış ve namazımı kılmıştım Kur'an da okuyup bol bol dua etmiştim. İlk duam "Rabb'im zulm edenin zulmünden bizleri koru" olmuştu. Kahvaltımı hızlıca yapıp kapıyı açıp tam çıkacaktım ki Pamuk teyzem sinirli sinirli bana bakıyordu.

"Sen niye gelmedin bakiyim?! uyumuşum bende kalkınca seni ne kadar merak ettim biliyor musun! "dedi hafif bir sitemle. Ona olanları anlatırsam artık çıkana kadar beni beklerdi. Zaten bu aralar çok yorgun ve soluk görünüyordu. Hastaneye götürmek istesem de bir şey olmadığını söylemişti.

"Özür dilerim teyzem bir daha olmaz. Ben derse geç kalacağım ödevlerimi yaparken zaman nasıl geçmiş anlamadım. O yüzden kaçtım ben Pamuk şekerim. " deyip hızlı hızlı onu öptüm. O ise

"Deli kız seni, hadi Allah'a emanet ol yavrum." dedi

"Sende teyzem. Ben gelene kadar sakın kendini yorma. " diyip hızlı hızlı çıktım. Ve okula doğru yol aldım.

Tüm günümü derslerle geçirmiş başım ağırmıştı resmen. 'Pamuk Dürüm' e doğru giderken dün olanlar aklıma geliyor ve kafamı sallıyordum. Düşünmek istemiyordum ama o adam neden kardeşim demişti? Tüm yol boyunca bunu düşünücektim şimdide. Çok içine kapanık biri olmuştum ve bu yüzden çok fazla iç sesimle konuşur olmuştum. Bu içime kapanıklığımın nedeni gördüğüm şiddet yaşadığım aile kaybı ve 2.kattan düşünce kaybettiğim duyma yetimdem dolayıydı. Her şey gibi işitme cihazımı da Pamuk teyze almıştı. Yeniden duymaya başladığımda ki mutluluğumu anlatamam. Beynimde duyduğum son ses tecavüze bir aşağılığın sesi olması beni kahrediyordu.

Sonunda bizim dükkana geldiğimde o büyük arabanın burada olduğunu gördüm. İçimi korku kaplamıştı yine. Neden gelmişti? Pamuk teyzeme ya anlattıysa? Ya kötü adamsa? Saçmala Renk adam seni kurtardı. Belki de teşekkür etmeliyim. Yine de ondan korkuyordum. İçeri geldiğimde içeride Pamuk teyzemi gördüm. O genç çocukla oturuyordu. Bir de yanlarında orta yaşlarda bir kadın bir erkek oturuyordu. İçeri girdiğimde kapı zili çalınca bana dönmüşlerdi. Herkes neden bana endişe ile bakıyordu?


👍👍👍👍👍👍👍👍👍

Yeni bir kurgumdan Selamün Aleyküm

İlk bölümde biraz kızımızı tanıyalım dedim.

Güzel bir kurgu olacağına inanıyorum inşAllah :)

Gri-Renkli HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin