Renkli 1 bölüm 7

3K 183 7
                                    

Bismillahirrahmanirrahim

''Yalnız şu iki kişiye gıpta edilir: Birisi, Kur'an öğrenip gece gündüz onunla amel eden kimse; diğeri de, Allah'ın kendisine verdiği malı gece gündüz Allah yolunda harcayan kimse.'' (Müslim, Müsâfirîn, 266; Buhârî, Tevhîd, 45) 2950

°°°°°°°°°° ••••••°••••• °°°°°′°°°

Namazımı kıldıktan ve biraz Türkçe meali ile Kur'an okuduktan sonra odama bir numara küçüğüm ömer geldi.

"Gelebilir miyim abla? "

"Gel." dedim gülümseyerek.

"Akşam yemeği yiyeceğiz çağırayım dedim diğerleri gelmeden. " dediğinde kafamı salladım.

"Ablaaa." diye çağırıyordu Bulut. Sesi uzaktan gittikçe yaklaşıyordu.

"Ab- ya abi ben çağıracaktım. " dedi elini bağlarak küsen Bulut.

"Ablamın en sevdiği kardeşi olarak ben çağırdım Bulut." dedi Ömer de dil çıkarıp gururla söyleyerek.

"Hadi oydan piş abi. Abla en çok beni şeviyoşun dimi? " dedi Bulut peltek peltek. Oturduğum yerde yavaş yavaş kucağıma tırmanmaya çalışırken onu kucağıma alıp dizime oturttum ve oda hemen bana sarıldı.

"Ya of Bulut çık ben sarılıcam!" dedi ömer de yanıma bir şekilde sıkışarak.

Oturduğum salıncak gibi yuvarlak koltuk sallanmaya başlamıştık. Bu işin sonu iyi durmuyordu.

"Ya abi gitt! "

"Bana ne sen git!

"Anne!"

"Anne! "

"Seni anneme dicem sen göyüysün. Anne!"

"Asıl ben dicem hain kardeş. Anne! " onlar birbiri ile kavga edip bir yandan da beni çekiştirirken düşüceğimizi anladım.

"Çocuklar dikkat edin! " diye bağırdım.

GÜM!

büyük bir gürültü ile düşerken iki kardeşimi de kendime sarmış ve benim üstüme düşmelerini sağlamıştım. Sırtım yine kanayacaktı.

Bu gürültüden sonra annem ve evdeki herkesin adımızı bağırarak odamıza telaşla girmesi çok uzun sürmemişti.

Tüm aile fertleri korku ile bize bakarken

"Biri yardım etmezse sanırım nefes almaktan vazgeçeceğim. " diye feryat ederken Toprak kişisi ve Uğur kişisi hemen üzerimde yumuşak yastıkmışım gibi yatan ikiliyi kaldırdı. Selim abi ve babam da kollarımdan tutup beni kaldırmıştı. Annem birimizde bir şey varmı diye incelerken kırılan güzel ve rahat koltuğuma dudak büzerek baktım.

"Sırtına yine kanıyor Renk biraz dikkat etmelisin kendine. " dedi Gürkan abi kişisi.

"Eşek sıpaları sizi ne istiyorsunuz kızımdan!" dedi annem gelip sırtıma bakarak.

"Kızım alma şu sıpaları odaya. " dedi babam kötü kötü ikiliye bakarak.

"Aman ne değerli kızınız varmış." dedi Toprak kişisi iki kaşını yukarı kaldırmış ağzını düz yapmıştı.

"Siz de ne diye geliyorsanız artık buraya." dedi Uğur kişisi göz devirerek. Ellerini cephelerindeyken odadan çıkışlarını izledi herkes. Benim bu ikili ile fena işim vardı.

"Gel abim sen şöyle. " dedi Selim abi. birden beni kucağına alınca küçük çaplı çığlık atmıştım.

"Gürkan oğlum sen pansumanı yap tekrar. Hayriye hanım pansuman kutusunu getirir misin?! " dedi babam. Annem de bir yandan yerde ki kırık parçalarını bir yerimize batmadan toplamya çalışıyordu. Eline çivi geçmiş olmalı ki birden bağırdı.

"Aylin iyi misin!?" diye babam koştu hemen.

"Eh be hanım ne diye dikkat etmezsin! " diye hemen annemi kuş gibi kaldırıp telaşla odadan çıkardı. Ben ne olduğunu idrak edemiyordum ki odadakiler bu durumu normalleştirmiş gibi pek garipsemedi.

"Heh Hayriye abla sağ olasın." dedi Selim abim nefes nefese kalmış Hayriye abladan pansuman kutusunu alarak.

"Anneme de gerekiyor. Siz bunları alın ben şu ikisini babamlara götüreyim. Gürkan, Renk sende. Hadi çocuklar sizde ablanızı rahat bırakın. " dedi Selim abi. Bir yandan da çocukları çıkartıyordu. Gürkan abi kişisi kafasını sallamış ve pansuman kutusu ile yanıma oturmuştu. Odanın kapısını kapanınca çekine çekine pansuman yapılabilmesi için üstümü çıkardım.

"Yaralarının iyileşmesine izin vermelisin artık. " dedi Gürkan abi kişisi. Bir yandan yine pansumanlarımı yeniliyordu.

"Kaza oldu." dedim sessizce. Sesimden canımın acısı belli olur diye korkuyordum. Bütün kabuklar yine açılmıştı anlaşılan.

"2.Kattan düşerken sıcak demirlerin üstüne düştün herhalde. " deyince panik yaptım. Sesi gür ve hayli sert çıkmıştı.

"Kimseye bir şey söyleme." dedim birden ona dönerek. Yüzüme sertçe bakıyordu.

"Lütfen. " deyince yüz ifadesini yumuşatmaya çalıştı.

"Şiddet mi gördün?" dedi kaşlarını çatarak.

"Cevabını biliyorsun. " dediğimde zaten bildiği bir şeyi onaylayınca sinirden dudağı seyirdi.

" Biliyorum! " dedi dudaklarını bastırarak ve sertçe.

Yine pansuman yapabilsin diye arkamı döndüğümde bir soru daha sordu.

"Ne kadar sürdü..." dedi cevabımdan kokuyor gibiydi. Beni gerçekten önemsiyor muydu? Oysa Toprak kişisinden sonra bana en çok o düşman sanıyordum.

Derin bir nefes aldım.

"1 yıl kadar. Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. " dedim son bandajı takınca ayağa kalktım. Yüzüne bakmak istemiyordum.

" Üstümü değiştireceğim."

"Özür dilerim. " deyince bu sefer Gürkan abi kişisine baktım. Gözleri dolmuş çok sinirli ve çok üzgün görünüyordu.

"Seni daha önce bulamadığımız için." dedi ve bana sarıldı.

"Özür dilerim sana kötü davrandığım için. "

"Özür dilerim abim seni koruyamadığım için." dedi göz yaşları içinde. Benimde gözlerimden yaş gelirken bir anlığına bende sarıldım. Uzun zamandır kendimi böyle güvende hissettiğimi hatırlamıyordum.

Bende sarılınca Gürkan abim daha da çok sarıldı. Ağzımdan bir inleme çıkınca panikle geri çekildi.

"Acıttım mı? Dön bakiyim hemen. " derken arkamı çevirmeye çalışıyordu.

"Abi." dedim ona bakarak. Belki hemen unutamayacağım dediklerini ama deneyecektim. Pişmanlığı gözlerinden okunuyordu.

"N-n-ne? " dedi dümdüz duvara bakarak. Ağızı o şeklini alırken 'Oneydi' der gibiydi yüz ifadesi.

Ona gülümseyerek bakarken içine düştüğümüz bu trajik komik durumu düşündüm.

"Üzülme abi." dedim gülümseyerek.

"Ü-üzülmem. " dedi ve pat diye yere düştü.

Sanırım bayıldı.

🌰🌰🌰🌰

Vay be giderek okunma sayımız artıyor ve ben her beğenide mutlu oluyorum.

Yorumda yapın a be dostlaar

En sevdiğiniz karakter hangisi?

Gri-Renkli HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin