Renkli 1 bölüm 10

2.8K 190 26
                                    

Ramazanın ilk gününden Selamün Aleyküm arkadaşlar Allah kabul etsin.
:))

Bismillahirrahmanirrahim.

°°°°°°°°°•••••••••°°°°°°°°°

"Daha iyi misin?" diye sordu eğilerek Toprak kişisi.
"Evet teşekkür ederim." derken kapı sertçe açıldı.
"Renk?! Uyanınca koşa koşa geldim! Şu şer- çocuğun ailesi geldi onlarla uğraşmak zorunda kaldım neyse nasılsın? Ağrın var mı? Bak ben sana bağırmadım tamam mı? Seni korkut-" İkisinin başına taş mı düşmüş yoksa klon mu bunlar?

"Daha iyiyim Uğur hocam." dedim sözünü keserek ve samimiyetimi koruyarak ama aslında hiç iyi değildim dizim sanırım kanıyordu ve sırtımda sızlıyordu başım da ağrıyordu bilmiyorum belki sadece eski anılarımdan hiç kurtulamayacağımın gerçekliği canımı bu kadar çok yakıyordu.

Uğur kişisi öyle mahcup öyle üzgün bakıyordu ki bir an sarılmayı istedim ama onun bunu istemeyeceği barizdi. Toprak kişisi ise bana biraz tuhaf bakıyordu. Hem endişeli görünüyor hemde mutlu duruyordu. Tuhaf.

"Uğur!"
"Şimdi sı- naneyi yedik." dedi Toprak beni fark ederek konuşmasını düzelterek.

"Buradayız Selim!"
"Kızım!"
"Anne!" diye bağırdığımda ona o kadar sarılmaya ihtiyacım vardı ki. Girer girmez beline sarılmıştım. İstemeden ağlamaya başlamıştım. Küçük yavru bir köpek gibi hissediyordum. Ama insanlar tarafından gördüğü zulmden dolayı her şeyden korkan bir yavru köpek gibi.Neden o insan bana bunları yaptı? Bu kadar kötü bir insan olabilir miydi gerçekten?

"Kızım noldu yavrum neden ağlıyorsun? Söyle bana bir yerin mi ağrıyor, hıh?" dedi annem gözlerimden yaşları silerek.

"Korkma kızım biz buradayız." diye babam tarafından öpüldüm.

"Uğur,Toprak dışarıya gelin." dedi Selim abim sesine hakim olmaya çalışarak. Bende artık sakinleşmiştim.

"Daha iyi misin canım benim?"
"iyiyim teşekkür ederim. Eve gidebilir miyiz?" dedim onlara. Hala endişeli yüzleri bana bakıyordu.

"Abla! Abla!" Kapı hızla açılınca gözleri dolu dolu olan Ömer içeri girdi.

"Oğlum sakin ol ablan iyi." desede babam, Ömer tarafından kocaman sarılmıştım.

"Ben çocuklara bakayım hanım sen burada kal."diyen babam başımdan öptükten sonra dışarı çıktı. Sanırım revir dışına çıkmışlardı hiç birinin sesi duyulmuyordu.

"Abla duyunca çok korktum. Canın acıyor mu? Bir yerin ağrıyor mu?"
"İyiyim Ömer'im merak etme." desemde Ömer beni iyileştirmek ister gibi öpüyordu. Annem çok üzgün görünüyordu. Onlara bunu yaşatmak istemezdim ama bende yaşamak istememiştim. İçim nasıl ürkek bir ceylan gibi, nasıl kırılmaya hazır ince bir cam gibi anlatamazdım. Olmuyordu işte. Elimden geleni yapıyordum unutmak için ama tek başına bazı şeyleri atlatamıyordu insan. Yardım almak belki o kadar kötü bir fikir değildir. Bilmiyorum belki hiç atlatamazdım.

Düşüncelerim arasında kapı açılmıştı.

"Hanımlar hadi arabalara."dedi babam ve içeri girer girmez kucağına aldı beni. Hafif kıkırdayınca beni kucağında döndüren babama öpücük verdim. Usulca kucağına sinmiş biraz uzaktaki arabamıza ilerlemiştik.

"Ömer hadi anneciğim sende okuluna."
"Ama-"
"Ömer ben iyiyim." diyip gülümsedim.
"Hadi oğlum." dedi babam ve Ömer istemeye istemeye yol aldı. Son kez ellerimden öptükten sonra okula doğru yol aldı.

Abi takımım ortalıktan kaybolmuştu. İnşallah benim yüzümden bir sorun yaşamamışlardır diye düşünüp yanına geldiğimiz arabamızın içine girdim. Daha sonra gözlerimi uykuya teslim etmiştim.

Gri-Renkli HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin