Renkli 1 bölüm 12

2.4K 189 37
                                    

°Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah'ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.

Buhârî, Edeb, 57, 58

°(Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.

Tirmizî, Birr, 58.

Bismillahirrahmanirrahim

°°°°°°°°°°°°°••••••••••••°°°°°°°°°°••••••••••

Uğur Dağlı'dan

Dört gün geçmişti. koskoca dört gün. Bir asır gibi gelen 96 saat...

"Uyan artık abicim n'olursun uyan." dedim Renk'in ellerini öperek. Dört gündür hastanedeydik. Renk'e gözlerimizin önünde araba çarpmış onu fırlatmıştı. Kimse kımıldayamıyordu o an. En kötü kabuslardan bile daha kötü bir şeye tanık olmuştuk. Bunun tüm suçlusu ise bendim...

Gözlerimde ki yaşı silerek kafamı Renk'in ellerinin üstüne koydum. Dört gündür Selim abim yüzünden hastaneye gelememiştim. O kadar haklıydı ki bunda. Beni dövdüğünde ağzımı bile açmamıştım. Açamamıştım. Evde kimse benimle konuşmuyordu. Toprak ile birbirimizin yüzüne zaten bakamıyorduk.

Annem ise... Ah çilesi bitmeyen annem. Ne benle konuşabiliyordu ne evlatları olmadan durabiliyordu. Bir kaç gündür sakinleştirici ile ayakta duruyordu. Hastanenin kapısından ayrılmadan, gözünü kırpmadan öylece durdu günlerce. Önce 16 saat ameliyat kapısında şimdi dört gündür odanın kapısında. En sonunda babam, Bulut evde çok ağlıyor diyince gitmişti.

Babam mı? O yanımızdan bile geçmiyor tek kızını yeni bulmuşken kaybetme korkusu ile yaşıyordu. Bazen kalbini tutarken görüyorum, nasıl korkuyorum bir bilsen Renk...

N'olursun uyan artık. Gözlerindeki masumiyeti sevdiğim kalk artık...

Ağzımı açmaya çalıştım. Göz yaşlarımın arasından ses çıkmadı. Kollarıma sildim yaşlarımı.

"Yemin ederim Renk seni o kadar çok seviyorum ki..." dedim nefes almaya çalışarak.

"Bunu sana yaptığım için ne kadar, ne kadar..." Hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ettim. Nefes alıp yukarıya baktım.

"Beni asla affetmeyeceksin biliyorum ama merak etme bende kendimi asla affedemicem." Nefes verdim.

"Ama ben yapmak istemedim. Ben, ben çiçek bile kopartamazdım. Alev yüzünden öyle berbat bir hayatım oldu ki korkaklığım öfkeye dönüştü. Korktum abicim çok korktum. " iki kere içli bir nefes aldım.

"Eğer bir düzeltme şansım olsaydı her şeyimi verirdim." biraz sessizce düşündüm.

"Seni o kadar çok seviyorum ki yanına erkek sinek gelse kıskanıyorum. Ben pislik herifin tekiyim! Seni herkesten kıskanıyorum. En çok aynada gördüğüm bu pislikten. Keşke sana daha iyi bir hayat sunabilseydim. Keşke bir kere abi dediğini duyabilseydim. Keşke seni pamuk şeker yemeye götürebilseydim. Keşke seninle uyuyabilseydim. Keşke, keşke... Ama şimdi bunların hiç birini yaşayamayacak olmak... " nefes alamıyordum.

"Uyan güzelim artık, uyan ki bu aile yeniden mutlu olabilsin. Sana söz veriyorum uyandığın andan sonra biletimi Ankara'ya alıp gidicem. N'olursun uyan." dedim daha çok ağlayarak.

Dışarıdan bir ses gelince göz yaşlarımı ellerimle silip balkona saklandım. Benim ve Toprak'ın bu odaya girmesi yasaktı. Çok haklı nedenlerden ötürü...

Toprak Dağlı 'dan

Gizlice odaya girdiğimde kız kardeşimi cihazlara bağlı, kolunda serumla görmek kalbimi parçaladı. Bu an bir kabus bile olmasın istedim ama gerçekti. Sebebi ise bendim. Benim şerefsizliğimden. Aptallığımdan.

"R-Renk." dedim daha ilk kelimemde ağlayarak. Oysa söz vermiştim ağlamayacaktım onunla konuşurken.

"Renk." dedim koşarak yattığı yerden sarılarak.

"Özür dilerim çok özür dilerim. Ben aptal herifin tekiyim, ben dünyanın en kötü insanıyım. N'olursun beni affet Renk n'olur uyan n'olur iyi ol. " Hızlı hızlı söylediğim her kelimede beni bırakmasın diye daha çok sarıldım ona.

"Seni çok seviyorum seni herkesten çok seviyorum abicim n'olursun uyan seni çok seviyorum. Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim, özür, dilerim, özür..." Yine panik atak geçiriyordum. Ne kadar ilaç kullanırsam kullanayım ne kadar psikologlara gidersem gideyim geçmiyordu. Yanlış bir insan yüzünden doğru hayatlar yıkılıyordu. Yanlış insanlarda doğru mutluluğu harcayarak hayatımızı nasıl mahvetmiştik? Ben bunu küçük kız kardeşime, öz kardeşime nasıl yapabilmiştim?

"Uy-an." dedim yere düşerek. Nefesim kesilmişti. Sanki tüm dünyada oksijen benim için bitmişti. Kalbime bıçak saplanıyordu. Dünyanın tüm okları ciğerlerimdeydi.

"Toprak! Toprak kalk abicim! Toprak sakin ol!" Nereden çıktığını bilmediğim Uğur abim yanıma gelmiş bir şeyler söylüyordu. Ne dediğini idrak edemiyordum. Üzüntüden kalbim çıkmış gibi hissediyordum. Annemin göz yaşının nedeni bendim. Babamın kalbinin ağrısının nedeni bendim. Bulut, Ömer, Gürkan abim ve Selim abim benim yüzümden kahroluyordu. Ben yapmıştım. Atlatamadığım boktan travmalarımı küçük bir kız çocuğuna bağlamıştım. Ben yapmıştım.

Nefes artık ciğerime girmiyordu. Sesli bşr şekilde inliyor nefes almaya çalışıyordum ama olmuyordu.

"Hayır sende yapma bunu kardeşim. Bir kardeşimi daha kaybedemem nefes al! İmdat! Yardım edin! N'olur yardım edin! Kimse yokmu!" diye bağırdı Uğur abim. Bir yanında uyanmayan kız kardeşi bir yandan ölüme giden erkek kardeşi.

"N'oluyor burada!" diyen bütün Dağlı ailesini gördüm. Annemin dehşete kapılmış yüzünü sanırım hiç unutamayacağım. Selim abimin ve Gürkan abimin günlerdir nefretle bakan gözleri bu kez abilik endişesi ile bakıyordu. Benim hiç beceremediğim şekilde.

O an bir şey daha oldu. Ölüm bana tam zamanında gelmiş gibi hissettim. O an küçük kız kardeşimin bağlı olduğu cihaz artık düz şekilde ilerliyordu. Kardeşimin kalbi durmuştu. Tıpkı benimde şuan olduğu gibi. Nefessiz bir şekilde geçirdiğim o dakikaların ve bağırışların ardından en son annemin bayıldığını, babamın kalbini tutarak yere yığıldığını ve Ömer'inde şoka girdiğini gördüm.

Yaşam, bazen bedenen acı bazen ruhen bir acı gösterirdi. Hangisi daha çok acıtıyor bilmiyorum. Sanırım şuan ikisinide fazlasıyla yaşıyorum. İçimden geçirdiğim tek şey Rabb'ime dualarım oldu. 'Allah'ım n'olursun bunlar bir rüya olsun.'

Gözlerim tavanda sabit kalmıştı. Sesler uğultu olmuş, görüntü kaybolmuştu.

Rabb'im n'olursun beni affet.

°°°°°°°°°°°°°~~~~~~~~°°°°°°°°°~~~~~~~°°°°°°°°°°

Dırın dırın dırınn!

Yok canım ne iç karartması, değil mi?😅

Aslında bugün yazmayı düşünmüyordum ama merak eden güzel okuyucularım için yazdım bu bölümü. Biraz kısa olmuş olabilir bebeklerim kusura bakmayın karainci_50 , Mezun1ronwoman Size itafen olsun bu bölüm. 🧡

Bir dahaki bölüm daha uzun olacak inşAllah.🧡

Umarım beğenirsiniz. 🌼

Multimedyadakini bugün çektim. Baharın gelişi ne kadar güzel değil mi?

Gri-Renkli HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin