Yaşamla ölümün arasındaki ince çizgi.
Kız çocuğunun bilinmez kaderi.
Mavi bulutlar sanki kan kırmızısı,
Bir aile evi oluyor mezarlık yeri.Japon mitolojisine göre Tanrı, bir gün evlenecek olan çiftleri serçe parmaklarından görünmez kırmızı bir iplikle bağlarmış. Aynı zamanda bu çift birbirlerinin ruh eşi sayılırmış. Zaman, mekan veya hikaye fark etmeksizin, ne değişiklik olursa olsun, kırmızı ip inancında değişmeyen tek şey iki insanın kaderini birbirine bağlaması ve asla kopmamasıymış. Zira bu kırmızı ip seni hayatın boyunca kaderindeki insana, gerçek aşkına götürecekmiş. Bu iki kişi görünmeyen bir iple bağlı olarak doğduklarından eninde sonunda birbirlerini bulacaklarına inanılırmış.
Kırmızı ip inancı, çocukluğumda duyduğum efsanelerin başında geliyordu. Her Asya ülkesine göre farklılık gösteriyordu. Japonya da seni ve kaderindeki insanı ilgilendirirken Çin'e göre Evlilik ve Ay tanrısı olan Yue Xia Lao Japon mitolojisine kıyasla hemen hemen aynı cümleleri kullanarak insanları serçe parmağından değil de ayak bileklerinden görünmez kırmızı bir iplikle bağlarmış. Bu ip kördüğüm de olsa, araya ölüm, savaş, ayrılık, yıllar girse de, hayatlarına başka insanlar girip onlara aşık olsalar bile asla kopmaz ve kader bu iki insanı mutlaka bir araya getirirmiş.
Bir de Göklerin, Şimşeklerin ve Gök Gürültüsünün Tanrısı Zeus'un ruh eşi inancı vardı tabii. Yunan mitolojisinde tanrıların kralı Zeus'un yarattığı insanlar eskiden dört kollu, dört bacaklı, bir kafada iki ayrı yüze sahip ve sırtlarından birbirlerine yapışmış şekildeymiş. Bu insanlar çifter çifter mutlu yaşamlarını sürdürürken keyiflerine düşkünlükten dolayı tanrıları Zeus'a şükretmeyi unutunca Zeus insanları uyarmış. Kendisini unutan halka krallığına yakışan bir ceza vermek isteyen Zeus, onları huzuruna toplayarak bakanların gözlerini kör edecek kadar parlak olan bıçağıyla insanları ikiye bölerek onların ruhlarını da ikiye ayırmış. İnsanları diğer parçalarından ayrı yaşamakla lanetleyerek böylelikle ömürleri boyunca ruh eşlerini aramaları için onları cezalandırmış. Kimilerine göre bu ruh eşini arama olayı insanlar arasında düzeni sağlamış.
Küçükken bu ve bu gibi efsaneleri dinlemeye bayılırdım ama şimdi hiçbirine doğru düzgün inandığım söylenemezdi. Hepsi birer yalan gibi geliyordu. Sanki insanların yaşama devam etmesi için dile getirilmiş bir aldatmacadan ibaretti. Eğer serçe parmağımdan kırmızı iplikle bağlandığım bir insan veya beraber yaratılıp sonradan ayrıldığımız ruh eşim varsa neredeydi, şu an n'apıyordu, en önemlisi kimdi bilmiyordum ama ben daha küpemin eşini nereye koyduğumu hatırlamazken onu bulabileceğimi hiç zannetmiyordum.
Zaten bir yanım artık gerek kalmadığını da düşünüyordu.
Taktığım siyah şapkamı ve üzerime geçirdiğim siyah kapüşonluma çekidüzen vererek zihnime kuş misali konan düşünceleri uzaklaştırırken yürümeme devam ettim. Otel odasında ikimiz arasında yaşananlardan bu yana dört gün geçmişti. Bu dört gün içindeyse onu görmemiş, bir haber dahi alamamıştım. Sağ yanıma kıvrılıp yattığının sabahı uyandığımda hâlâ orada, yanımda yatıyor olduğuyla karşılamıştım. Kafam onun kalbinin olduğu göğsünde, ellerim beyaz gömleğinin üstündeydi ve onun kolları benim bedenime sarılı haldeydi. Sanki birbirimize yapışmıştık ve hiç ayrılmayacak gibi duruyorduk.
Sabahın ışıkları odayı aydınlatırken büyük bir şokla sadece gözlerimi açıp ona bakmayı sürdürebilmiştim zira bana öyle sıkı sıkı sarılmıştı ki yerimden kalkamamıştım. Gece olanlar gözümün önünden geçtiğindeyse neden böyle hissettiğimi anlamlandıramadığım huzura biraz endişe karışmıştı. Yavaş yavaş gerçekliği kavrarken sadece kaşlarım çatılmış, yüzüm garip bir hal almıştı. Çünkü uzun zaman sonra ilk defa mutlu bir uyku çekmiştim. Kabus görmemiş, kötü rüyalarım beni kovalamamıştı. Benimle uyumuştu. Beraber uyumuştuk.
![](https://img.wattpad.com/cover/173878545-288-k542880.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one of these nights • rosékook
Fanfictionve o gökyüzünün parlak yıldızları altında insanları büyüleyen sesin piyanonun başında söylediği son cümle küçücük kız çocuğunun uykuya dalmadan önce mırıldandığı söz ile aynı oldu. "bu gecelerden birinde yeniden buluşalım." - jungkook×rosé fanfict...