0.6

1K 121 5
                                    

Küçük kız çocuğunun masalı,
Bir annenin feryadı.
Notalara küsen hayatlar,
Ruhta iz bırakan yaralar.

Pencerenin ötesinden yüzüme vuran Güneş gözlerimi alırken bedenimin üzerine koyduğum gitarımı sımsıkı tutmaya devam ediyor, bir elimle benden bir parça olarak gördüğüm eşyamın teline dokunarak ortamdaki insanlara ayak uydurmaya çabalıyor; kulaklarıma dolan melodilerin huzuruyla bazen gözlerimi yumarak ritim tutuyor, zihnime yayılan güzel anların canlı kalmasına izin veriyordum.

Eskiden, yani çocukken müziksiz yapamayacağımı düşünürdüm. Sürekli sahnede olmak ister, bağıra bağıra şarkı söyleyerek insanları kendime hayran bırakmayı umardım. Geleceğimin yeri, beni ebediyen kabul edecek ortam orası sanır; hayatıma büyük etki bırakmış kişi gibi olacağımı diretir, şarkı söylemek için doğduğumu zannederdim. Ancak gerçekler bir gün yüzüme öyle fena çarpmıştı ki müzikten nefret etmiştim. Şarkı söylemeyi bırak hiçbir enstrümanın yanına yaklaşamıyor, bakışlarıma dolan semle vücuduma yayılan kini asla unutamıyordum.

Zambak, nergis ve güllerle donattığım düşler bahçesine siyahtan oluşan yağmur damlaları düşmüş, çiçeklerimi mahvederek bir yığın kir bırakmışlardı etrafa. Ardından hiç beklemediğim kişiler gelerek kirlenen değerlilerimi ezmiş, kahkaha dolusu gülücüklerini eksik etmemişlerdi ortamdan. Hayallerim bir cam parçasıyla kanatılmıştı, kırıklar ayaklarıma batmıştı. Ellerime bırakılan güllerimin dikenleri ise canımı daha fazla acıtmıştı lakin önemseyen kimse olmamıştı. Böylelikle yaşanılanların getirdiği sonuçlarla ben de küsmüştüm müziğe, artık dönmem demiştim sözde.

Sevgi duyduğum her bir şarkıyı çıkartmıştım hayatımdan. Bir insanın mırıldanmasına dahi katlanamıyor, duygularımı körelten sinirimi ya bağırarak belli ediyor ya da bulunduğum mekandan uzaklaşarak gidebildiğim yere kadar giderek kaçıyordum bir nevi. Bir şarkının tınısına bile öfke kusan birinin gitarını benimseyerek az da olsa melodilere alışır hale gelmesi zor bir süreç almıştı. Ve şimdi bu kişi biraz önce verdiği karardan dolayı artık bambaşka bir yola sapmıştı. Sonuysa görünmüyordu, birer belirsizlikten ibaretti.

Kulağıma dolan sesler kesildiğinde derin bir nefes alarak gözlerimi açtım. Ellerimi durdurarak sağ tarafıma aldım, bakışlarımla odadakilere dikkat kesilerek beklemeye başladım. Başımı bir saniyeliğine camdan tarafa çevirdiğimde bugün havanın benim aksime cıvıl cıvıl olduğuna tanıklık ettim. Bardaki konuşmamızdan sonra pek iyi sayılmazdım. Bir karar vermiştim ve hâlâ ne yazık ki bu kararda tereddüte kapılsam da başka bir çarenin olmadığı apaçık ortadaydı. Evet, gidebilirdim fakat Namjoon'un söylediklerinden sonra gitsem dahi burası aklımda varlığını sürdürmeye devam edecekti. En önemlisi buradaki insanları yalnız bırakamazdım. Ben zamanında yalnız bırakılmak zorunda kalsam bile bunu başkalarına yapamazdım, hayır.

Çello çalan kişilerin ezgileri kulağıma dolduğu vakit herkesi görebilen bir açıya yerleşen insana çevirdim bakışlarımı, vereceği komutu eyleme geçirmeye hazır hale getirdim kendimi. Klarnetle giriş yapanları gördüğümdeyse aldığım nefesi dışarıya bıraktım, ben de dahil yanımdaki diğer kişileri işaret etmesiyle gitarıma geri dönerek tellerine dokunup seslerin akışına uyum sağladım.

Enstrüman bölümünde bir değil her müzik aletinden çalan şahıslar bulunuyordu. Dersimizde geleneksel ve modern müziği karıştırarak güzel işler çıkartmaya çabalıyor, birkaç haftadır bunun için uğraşıyorduk. Hatta biraz sonra Kore'nin geleneksel müzik aleti olan Gayageum ve Piri ile arkamda kalanlar giriş yaparak içinde bulunduğum ortam daha farklı bir hal alacaktı.

Açıkçası Piri'den çok Gayageum ilgimi çekiyordu. Özellikle vücudunu oturur bir duruma getirip ellerinde telleri hissetmek çok garip ve haz verici bir durum olmalıydı. Küçüklükten beri yabancı ülkelerde büyüyüp gelişmeme rağmen kendi kültürüme bazı insanlara tezat daha çok ilgim vardı. Ve Gayageum denilen müzik aleti, bir gün çalabilmeyi gönülden dilediğim, en önemlisi buna inandığım tek enstrümandı.

one of these nights • rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin