Ruhumun yıkıcı enkazı,
Mazinin sarsıcı acı anısı.
Şimdinin eskiyle bağlantısı,
Geçmişin bilinmez çağrısı.Yalanlar incitir, sana bir hiçmişsin gibi hissettirir. Yalanlar sevdirir, senin yüreğini alevlendirir. Yalanlar iyileştirir, yaşananların üzerine bir çizgi çektirir. Yalanlar sakinleştirir, seni bambaşka birisi yapabilir. Yalanlar bazen bazı zorunlukları gerektirir, seni bunlarla avutabilir. Yalanlar aslında geçmişindir, eninde sonunda seni terk edecektir.
O günkü amansız tiyatro odasında kardeşlerin arasında geçenlere şahit olmamın ardından tamı tamına nice olaylarla dolu bir hafta geçmişti. Zırhımı düşürmeden yine bir şeyleri engellemeye çalışmış, olanlara çözüm bulmak için uğraşmış, sonuca ulaşmak uğruna kaç gecemi feda etmek mecburiyetinde kalmıştım. Başımı ağrıtan bir haftaydı, bir daha gelmesini hiç istemiyordum.
Kapının önünde duyduklarımdan sonra onun burayı terk etmesiyle ablasına da görünmemeyi ihmal etmeyerek ne yapacağımı kestirmeyecek halde boş bakışlarımla orada öyle durmuştum. Kendimle bir iç çatışmaya girmiş, düşüncelerimin zihnime taht kurmasına izin vermiş, tâ ki Jisoo gelip beni bu transtan kurtarana kadar dış dünyayla bağlantımı kesmiştim. İnsanları eylemlerine göre değil de geçmişimde olanlardan dolayı yaşadıklarına bakmayı daha çok önemseyen bir yapım vardı ve bu empati yeteneğim bazen kalbime hiç ummadığım yaraları yüklemekle beraber bana ağır geliyordu.
Derin bir nefes alarak salatalıkları küp küp doğrarken bilincimin durmasına ara vermedim. Jisoo'ya skecinde çalışmasına yardım edip eksik gördüğüm yerleri söylememin üzerine bana bir şeyler almak için alışverişe çıkmış, birkaç saat öyle oyalanmış ve hedefimi Night'ın aksine evim diye belirleyerek dile getirdiği sadece ikimizin bildiği o yere gitmemiştim. Beni tüm gece beklediğini biliyordum, Jin'den haberi almıştım ancak o konuşmanın arkasından eğer o yere gider ve onunla karşılaşırsam gardımı indireceğimi düşünmüştüm. Bu ise benim için hiç iyi olmazdı.
Bilekliğim onda kalmıştı, farkındaydım ve bundan dolayı o gün eve geldiğim vakitten itibaren vicdan azabı çeksem de en kısa zamanda almam gerektiğini kendime hatırlatmıştım. Fakat o, bu gelmeme olayını fırsat bularak bilekliğimin peşinden koşacak zamanı bana bırakmamıştı.
İlk önce resim bölümünün en sessiz ve beyefendi öğrencisi Yoo Joon Seo ile uğraşmış, abisinin 2010 yılında en iyi arkadaşını uyuşturucu bağımlısı haline getirip ölüme sürüklemesi olayını açmıştı. Sonra Woo Jae Hwa adlı bölümümüzün yetenek konusunda ilk üçe giren altın kız öğrencisinin psikolojik rahatsızlığını gündeme getirmiş, toplumumuzun dayattığı güzellik algısından dolayı birkaç yıl önce sahip olduğu yeme bozukluğundan bahsetmişti. Bununla da kalmamış, Woo Jae Hwa'nın yakın arkadaşı Kim Dong Hyun'u zayıf noktasından vurarak bu okula gelmeden evvel yaşanan trajik faciayı açıklamış, herkese annesinin ölümünden sorumlu bir katil babanın çocuğu olduğunu aktarmıştı.
Ve son yaptığı darbe açıkçası olanların içinde en kötüsüydü. Sınıfta birbirlerine karşı yakın olmaktan öte kalplerinde filizlenen sevgiye söz geçiremeyen Seo Soojin ve Yeh Shuhua arasında geçenleri Hannah'ın bütün saklama çabaları sonucu herkese duyurmuş, üniversitede büyük bir tepki almalarına neden olmuştu. İkisi de kız olmakla beraber eşcinseldi, 21. yüzyılda olmamıza tezat hâlâ ve hâlâ bu konuda kötümser bir algı vardı ve Jeon Jungkook böyle hassas bir konuyu deşerek açığa çıkarmakla kalmamış olayı kurula kadar götürmüştü.
Homofobik olmadığından haberdardım, Hannah bunun altına imzasını atarak bir, iki sene önce yapılan eylemlere destek vermek adına yazdığı yazıları bana göstererek teyit ettirmişti fakat şimdi görüyordum ki sırf bana oynamak uğruna kendi değerlerini bile ezip geçebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one of these nights • rosékook
أدب الهواةve o gökyüzünün parlak yıldızları altında insanları büyüleyen sesin piyanonun başında söylediği son cümle küçücük kız çocuğunun uykuya dalmadan önce mırıldandığı söz ile aynı oldu. "bu gecelerden birinde yeniden buluşalım." - jungkook×rosé fanfict...