- müziği giften sonra açınGözlerimi zorlukla araladım. Göz kapaklarım aralanmamakta çok ısrarcıydılar. Başım çok kötüydü. Yatakta doğruldum. Yanımda uyuyan Taehyunga baktım. Ben en son ne yapıyordum? Ama burda değildim. Onu hatırlıyordum.
Taehyung biraz döndü yatakta ve bana döndü. Hala uyuyordu. Üstünde siyah bir tişört altındada boxer vardı. Taehyung biraz daha bana yaklaştı ve beni kendisine çekip sıkıca sarıldı. Bacakları ve kollarıyla beni sardı. Sesizce gülmeye çalıştım. Onunda güldüğünü duydum.
Ona döndüm. "Uyuyorsun sanıyordum." dedim. "Uyuyordum." dedi. Gözleri hala kapalıydı. Yüzelerimiz çokta yakındı. Nefesini yüzüme veriyordu. "Dün ne oldu? Hiç bir şey hatırlamıyorum." dedim. "Dün mü?" dedi.
Salakça sırıttı ve gözlerini araladı. "Neden öyle sırıtıyorsun?" dedim. "Dün bana..." dedi. "Sana?" dedim. "Memelerini gösterdin." diyip gülmeye başladı. Suratım kıpkırmızı olmuştu. "Bekle bekle... Ne?!" dedim.
"Niye bu kadar şaşırdın daha öncede görmüştüm." dedi. Omzuna vurdum ve kollarından kurtuldum. Bacakları hala vücuduma sarılıydı. "Gidemezsin!" diyip beni kendine çekti. "Dün yaklaşık 1-2 saatlik uzaktaki bir bara gitmiştin bende seni almaya gittim sonra arabada Nayeon falan demeye başladın." dedi.
"Nayeon?" dedim. "Nayeon!" dedim. Hızlıca Taehyungu ittirdim ve yataktan kalkıp çantamı aramaya başladım. "Ne oldu?" dedi. "Çantam nerde?" dedim. "Koltukta." dedi. Camın ordaki koltuktan çantamı aldım ve telefonumu çıkarttım.
Nayeonu aramıştım ama ulaşılamıyordu.
"Ne oldu?" dedi Taehyung gene. "Bilmiyorum." dedim ve yanına geri uzandım.
Yaklaşık 2 hafta geçmişti. Nayeon okula hiç gelmemişti. Neler oluyordu? Okuldaki dolaplara yaslanmıştım ve tırnağımı yemekten tırnağım kalmamıştı. "Kahretsin! Nerdesin Nayeon?" dedim.
Her şeyi hatırlıyordum. Ben gelince kaçan adamı. Nayeonun endişesi. Gözlerindeki korku ama yüzündeki mutluluğu. Kahretsin! Dolaba tekmemi geçirdim. Koridorda dedektifi gördüm. Dedektif SooBin. Herkes buraya doluştu. Gözleri benim üzerimdeydi ama.
"Arkadaşınız Nayeonun din gece cesedine ulaştık." dedi dedektif. Ne? Gözlerim dolmuştu. "Bu yüzden herkesi sorguya çekeceğiz. Bugün dersleriniz yok sadece bildiğiniz her şeyi anlatın yeter. Sonra direkt evlerinize gideceksiniz." dedi dedektif. "Sizi korkutmak istemiyorum ama okulunuzda bir katil var ve aranızdan biriler bunu biliyor." dedi dedektif.
"Şimdi herkes sınıflarına girsin ve biz çağırana kadar sınıfınızdan çıkmayın sonra direkt evlerinize." dedi dedektif. Koridorda ilerlerken bana baktı. Benim zavallı halimi süzdü.
Herkes sınıflarına gidiyordu. Ben ne yapmalıydım? Polise her şeyi anlatmalı mıydım? Ya bunu nerden bildiğimi sorarlarsa ve bende cevap veremezsem sonra katille iş birliğimi yaptığımı düşünüp beni hapse atsalardı? Kahretsin! Hızlıca burdan uzaklaşmalıydım.
Kalabalığın arasından sıyrılıp gidiyordum. İnsanların umrunda bile değildim. Bir kaç gün öncesine kadar hayalet değildim ama artık hayaletliğime geri dönmüştüm.
En alt kata inmiştim. Biri kolumdan çekti. "Taehyung?" diye mırıldandım. Laboratuvar odasındaydık. Camın altına oturduk. "Jisoo neden kaçıyorsun polislerden?" dedi. Dolmuş gözlerimle etrafa bakındım. Kolumu Taehyungtan kurtardım ve "Bırak beni." dedim. Daha sıkı tutu. "Neden?" dedi.
"Çünkü..." dedim. "Çünkü galiba bir şeyler biliyorum." dedim. Bana şaşkınca baktı. "Ne gibi?" dedi. "Katil gibi." dedim. "Katil kim biliyor musun?" dedi. "Hayır!" dedim. "O zaman neden 'katil gibi' dedin?" dedi. "Çünkü biliyorum sanıyordum." dedim.
Laboratuvar odasının kapısı açıldı. -bulundukları sınıf veya oda- Taehyungun arkadaşlarıydı. "Neden saklanıyorsunuz? Jisoo seni arıyorlar." dedi Lisa. Taehyung susmam için bakıyordu. Beni biraz daha kendisine çekti ve nefesini kulağımda hissetim.
"Git ama hiç bir şey söyleme. Tuvalete gittiğini söyle." dedi Taehyung. Kafamı salladım ve yerden kalktım. "Nerdeler?" dedim. Jennie benle geliyordu.
Dedektifin odasına girdiğimde Jennie ve polisler çıkmıştı. "Nerelerdesin Jisoo seni arıyorduk." dedi SooBin. "Lavaboda. Midem baya kötüde." dedim. "Otur o zaman." dedi. Oturdum karşısına. "Evet Nayeonla ilgili verdiğim görevden nasıl bir çıkarımız olabilir?" dedi.
"Hiç bir şey." dedim. "Normal bir kız." dedim. "Dışarıda?" dedi. "Bilmiyorum." dedim. "Yani bana onu hiç takip etmediğini söylüyorsun?" dedi. Kafamı salladım. "Ben ödlek bir kızım siz bana yapmayın dediniz." dedim. "Ben polislerden korkarım." dedim. "Oyunculuğa ilgin var mı?" dedi.
"Kimin yokki." dedim. Hafifçe güldü. "Haklısın." dedi. "Ama bütün kalbimle iyi bir oyuncu olabileceğine inanıyorum Kim Jisoo." dedi. "Bende." dedim. "Bildiklerini anlat." dedi. "Hiç bir şey." dedim. "Pekala Kim Jisoo." dedi. "Eninde sonunda dayanamayacaksın ve geliceksin." dedi. "O zamana kadar ölmezsin umarım." dedi.
"Neyden bahsettiğinizi anlamadım." dedim. "Tek diyebileceğim ben sesiz sakin bir kızım kim benden ne isteyebilirki?" dedim. "Evet..." dedi. "Bu yüzden seni seçtim ya." dedi. "Her şey sesiz kızların başının altından çıkar. Her şeyi sesiz kızlar bilir." dedi. "Ve sende bir şeyler biliyorsun sadece profesyonelce oynamıyorsun." dedi.
"Oyunları sevmem." dedim. "Ama rol yapmaya bayılırsın değil mi?" dedi. "Ortamına göre değişir." dedim. "Pekala. Kapı orda." dedi.
- gife bakın
BÖLÜMÜ OYLAMAYI UNUTMAYIN
DİĞER KİTAPLARIMADA BAKABİŞİRSİNİZ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NO BODY NO CRİME | TAESOO
FanfictionKim Taehyungun kuzeni Kim Jisoonun en yakın arkadaşı intahar etiği düşünülür ama yaklaşık 1 yıl sonra bunun bir cinayet olduğu ortaya çıkar. Kim Taehyung kuzeninin katilini Kim Jisooda en yakın ve tek arkadaşının katilini bulmak ister. - rahatsız ol...