JİSOO
"Suho?" dedim. İçki alıyordumki buraya gelen Suhoyu gördüm. "Jidoo?" dedi. Sarıldık. "Ne yapıyorsun burda?" dedi. "Rose ve çocuklarla gelmiştik." dedim. "Elbisen çok yakışmış." dedi. Etrafımda döndüm ve "Sağol." dedim. Hafifçe güldü ve "Bende arkadaşlarımla geldim." dedi.
Bende gülümsedim ve elinden tutup onu bizimkilerin yanına çekiştirdim. "Bakın kim burda." dedim. Kızlar gülümseyip el salladı ama çocuklar ofladılar. "Takma sen onları." dedim. Umursamadığı her halinden belliydi zaten. Taehyungta sinirlendiği belliydi.
"Jennie koca bulmuş kendine!" diye bağırdı Rose. Hepimiz oraya baktık. "Koca değil arkadaş." dedi Jennie. "Kim bilir arkadaştan kocaya geçer." dedi Rose. Sonra Suhoyla bana baktı. "Sizdede belli olmaz." dedi. "Rose!" dedi çocuklar. "Pardon Taehyung." dedi Rose ve biraz daha içti. Gülüyordum bende. "Çok tatlı." dedim.
Burnu kızarmıştı Roesnin. "Tanıştıracağım arkadşımda Suhoydu." dedi Jennienin arlasındaki çocuk. "Buda Kai." dedi Jennie. "Bu biraz şey olmadı mı?" dedim. "Neyse." dedi Jennie ve koltuğa oturdu. Bende yanına oturdum. Suho yanıma oturacaktıki Taehyung oturdu.
Dudağını dudağıma bastırdı. Kıskanç! Geri çekildim. Sinirli gözlerle ona bakıyordum. "Rose." dedi Kai. "Bizim züppe gelmiş." dedi Rose. "Ya sen ne zaman babanın şirketininin patronu oluyordun?" dedi Rose.
"Sen ne zaman annenin dükkanını alıyorsun?" dedi. "Ben kendi markamı kuracağım." dedi Rose ve ayağa kalkıp etrafında döndü. "Bana kalırsa satarım ve daha zengin olurum." dedi Rose. Hafifçe güldüm. Ayağa kalktım ve Taehyungta kalktı. Kulağıma eğilip "Konuşalım." dedi ve elimden tutup yürümeye başladı.
Lavaboların önüne gelmiştik. "Şu Suho için ne zaman bana ters davranmayı bırakacaksın?" dedi. "Sen bana saçma kıskançlıklar yapmayacağına söz vermiştin." dedim. "Ben burdayken neden o yanına otursunki?" dedi. "Of Taehyung!" dedim. "Ne ofu ya." dedi. Gülme Jisoo yoksa bütün ciddiyet yok olur.
Bir elini arkamdaki duvara koydu ve diğer elinide diğer yanımdaki duvara koyup bana yaklaştı. "Her kavgadan öpüşerek sıyrılamazsın Taehyung." dedim. "Ertelesek." dedi. Yüzünü yüzüme yaklaştırmak için eğilmişti. "Ertelesek mi?" dedim. "Evet." dedi ve dudağıma küçük bir öpücük bıraktı.
"Yani bunu yataktada tartışabiliriz." dedi. Dudağıma küçük bir öpücük daha kondurdu. Nefesini dudaklarıma vermişti. Hayır Jisoo ciddiyetini koru. Onu ittirdim. Gidecektimki bileğimden çekti ve kıyafet değiştirme odasına soktu beni. Kendiside girdi ve kapıyı kitledi. Bana yaklaşıp ellerini kalçalarıma yerleştirdi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
RAHATSIZ OLABİLECEKLER LÜTFEN OKUMASIN
Bir bacağımı bacağına sürtüm ve beline doladım. Beni hızlıca kucağına alınca diğer bacağımıda beline doladım. Topuklu ayakkabılarım ayağımdan düştü.
Sırtım sertçe duvara çarptığında Taehyungun dili ağızımın içindeydi. Ağızımdan küçük bir inilti çıktı. Bacaklarımı biraz araladı ve erkekliğini kadınlığıma bastırdı. Dudaklarının arasına küçük bir inilti bıraktım.
Duvara sürtünerek beni aynanın altındaki tezgaha oturtu. Elleri yavaşça vücuduma yapışık elbisemin eteğini yukarı kaldırdı. Elleri eteğimin içine girdi ve kilotumu buldu damarlı elleri. Kilotumu yavaşça indiyordu ve dudaklarını boynuma sürtüyordu.
Kilotum baldırımdaydı. Taehyungtan ayrıldım ve kilotumu çıkarttım. Geri gitti ve arkamızdaki koltuğa oturdu. Pantolonun fermuarını açtığında tezgahtan indim ve yanına gittim. Yavaşça kucağına oturdum.
Dudaklarımızı birleştirdim.
Nefes nefese kalınca ayrıldık. "Dudak kreminin tadı çok güzel." dedi ve dudağımı yaladı. Onu içime aldım. İkimizde aynı anda inledik.
SAHNE BİTTİ
Kilotumu giydim ve saçlarımı düzelttim. "Morartmışsın!" dedim. Beni takmadı bile. "Karanlıkta gözükmez." dedi. "Ayrıca yaklaşık 1 saattir ortada yokuz tabiikide anlamışlardır." dedi. Ofladım ve boynumdaki morarığa hafifçe dokundum.
"Acıyor." dedim. Yanıma geldi ve morluğa küçük bir öpücük kondurdu. "Özür dilerim." dedi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. "Bana çantamı getiri misin?" dedim. "Tamam." dedi ve gitti.
TAEHTUNG
Jisoonun çantasına almak için oturduğumuz yere geri gittim. "Jisoo nerde? Sevişirken öldü mü?" dedi Jin. "Çok komik." dedim. "Çantayı versenize." dedim. Namjoon Jisoonun çantasını uzattı.
Suho hala burda oturuyordu. "Taehyung." dedi Hoseok. Ona baktım. "Açık kalmış." dedi. "Ney?" dedim. "Jisoo seni öperken yanlışlıkla midesine beyninide mi indirdi?" dedi Hoseok ve pantolonumu gösterdi. "Fermuarın açık." dedi. Hızlıca fermuarımı kapadım. Suhoy baktığımda beni öldürecekmiş gibi bakıyordu bana.
Bende ona sert bir bakış atıp Jisoonun yanına gittim. Saçlarıyla oynuyordu. "Sağol." diyip çantayı elimden aldı. Beni süzdü ve "Bir şey mi oldu?" dedi. "Yoo." diyip yanağına küçük bir öpücük kondurdum ve koltuğa oturdum.
BÖLÜMÜ OYLAMAYI UNUTMAYIN
DİĞER KİTAPLARIMADA BAKABİŞİRSİNİZ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NO BODY NO CRİME | TAESOO
FanfictionKim Taehyungun kuzeni Kim Jisoonun en yakın arkadaşı intahar etiği düşünülür ama yaklaşık 1 yıl sonra bunun bir cinayet olduğu ortaya çıkar. Kim Taehyung kuzeninin katilini Kim Jisooda en yakın ve tek arkadaşının katilini bulmak ister. - rahatsız ol...