12

193 23 3
                                    

Taehyungla Sananın evine gelmiştik. Sananın odasına girdik. Kocaman bir odası vardı. "Odaya hiç dokundular mı Sana öldükten sonra?" dedim. "Galiba hayır." dedi. "Sen yatağın altına içine falan bak." dedim.

Masanın çekmecelerini açtım ve karıştırmaya başladım.

"Yok burda hiç bir şey." dedi Taehyung. Bütün odayı aramıştık. "Bekle." dedim. Sananın dolabına doğru yürüdüm. Dolabı açtım ve içindeki kıyafetleri çıkarttım. Tırnaklarım uzundu iyiki. Tırnaklarımı çizgi olan yere sokmaya çalıştım ama tırnaklarım bunun için fazla kalındı. Taehyung bana bir şey verdi. Onu çizginin içine soktum.

Açılmıştı. Taehyung şaşkınca bakıyordu. İçindeki küçük anahtarı alıp kapattım. "Gidelim." dedim. "Neyin anahtarı bu?" dedi. "Görürsün birazdan ama bekle." dedim ve ona tokat attım. "Ned-" "Şştt." dedim.
Aynanın karşısına geçtim ve gözlerimi hızlıca bir kaç kez kırpıştırdım. Sonra sonuna kadar açtım.

Gözüm yanana kadar açık bıraktım. Gözlerimi sıkıca kapadıktan sonra gözlerim dolmuştu. "Gidelim." dedim. Bana şaşkınca bakıyordu.

İkimizde kafamızı önümüze eğdik. "Teyze." dedi Taehyung ve çökmüş teyzesine sarıldı. "Katili bulucak polisler." dedi Taehyung. "Hadi gidin siz eğlenin." dedi bayan Kim. Taehyung teyzesinden ayrıldı. Birlikte evden çıktık. Hızlıca Taehyungun elinden tutum ve büyük bahçede koşuşturmaya başladım.

Sananın annesi hep Sananın eşyalarını karıştırıdı Sanada bundan çok rahatsız olurdu ve gizli bir yer yapmıştı kendine. Arka bahçeye gelmiştik. Küçük kulübenin kapısını açtım. Birlikte içeri girdik. Köşedeki kolileri Taehyungla kaldırdık. Yerde bir kapı vardı. Sana doğruyu söylüyormuş. Ve ona bir şey olucağını biliyormuş.

Nayeonda mı biliyordu?

Sana bana demiştiki "Eğer bana bir şey olursa sana gitmemeni söylediğim yere git." bu beni endişelendirmişti. Buraya gitmeyeceğime söz vermiştim. Ona bir şey olmadığı sürece. Anahtarı kilide soktum ve üç kez çevirdim. Kapı hafifçe aralandı.

Kapıyı açtım. Siyah büyük bir kutu vardı. "Sana kendisine bir şey olucağını biliyordu." dedim. "Nasıl?" dedi. "Bana demiştiki eğer bana bir şey olursa burayı aç." dedim. Kutuyu açtım hızlıca. Eski bir defter vardı.

Pembeydi. Sananın en sevdiği renk. Günlüğüydü. Ama anahtarlıydı. "Anahtarı nerde bu günlüğün?!" dedi Taehyung ve yeden kalkıp etrafı dağıtmaya başladı. "Taehyung sakin ol." dedim ve ellerini tutum. "Anahtarı bulmalıyız." dedi. "Tamam." dedim. "Bulacağız ama şimdi değil." dedim. "Ne demek şimdi değil?" dedi.

Ayak seslerini duyabiliyordum. Hızlıca etrafı düzenledik ve kolilerin arkasına saklandık. Kapı açıldı. "Bayan Kim siz geride kalın isterseniz." dedi güvenlik. Etrafa bakındı ama bir şey bulamadı. Çıktılar. Taehyungun kucağındaydım. Elini eteğimin altına soktu. Eline hafifçe vurdum "Çek elini." dedim. "Of!" dedi.

"Sana hala sinirliyim." dedim. "Prensesim eğer kraliçeler krallarına küserse bir prenses asla kraliçe olamaz." dedi. Gülme Jisoo. "Napim." dedim ve ayağa kalktım. "Ya senin buna salakça sırıtıp dudaklarıma yapışman gerekiyordu." dedi. "Kes." dedim.

"Gidiyoruz hadi." dedim.

BÖLÜMÜ OYLAMAYI UNUTMAYIN

DİĞER KİTAPLARIMADA BAKABİŞİRSİNİZ

DİĞER KİTAPLARIMADA BAKABİŞİRSİNİZ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
NO BODY NO CRİME | TAESOOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin