And i played kalimba for you.

882 122 11
                                    

Önümdeki dağılmış nota kağıtlarını bir sıraya dizmeye çalışırken çalınan kapımla işime ara verdim. Minho her zamankinden daha solgun görünüyordu.

“İyi misin?” diye sordum korkarak.

“Birisi kilidi zorlamış. Bugün kimseyi gördün mü?”

Ona bir şey olmamasının getirdiği ferahlıkla derin bir nefes verdim. “Hayır. Ben de yarım saat önce eve geldim. İçeri girilmiş mi?”

“Hayır. Kapı zorlanmış sadece. İçeride eksik hiçbir şeyim de yok. Polis çağırdım. Genelde böyle şeyler olur muydu? Keşke sana muhiti en baştan sorsaydım.”

Gerginlikle dudağımı dişledim. “Olmazdı. Sadece iki hafta kadar önce çapraz evde birileri yine kapı zorlamıştı. Ama hiç hırsızlık yapılmadı. Buradaki evler güvende, inan bana.”

Başını salladı ama gözlerindeki korku hâlâ kaybolmamıştı. “İçeri gel,” dedim ve eve girmesini izledim. O salona geçerken ben de mutfaktan su getirdim.

“Sanırım böyle olaylardan gereğinden fazla etkileniyorum. Ablam karakolda staj yaparken kendine bir daire tutmuştu ve bir keresinde yakın olduğu polislerin peşinde oldukları bir suçlu evine girmişti. Bende travma gibi kaldı sanırım.”

“Ah... Sonra ne oldu peki?”

“Babam ablamı yurda yerleştirmek istedi ama ablam reddetti. Belki böyle yapsaydı daha iyi olurduk.”

“Bu gece burada kalmak ister misin?”

Yüzündeki gerginliğin biraz olsun yumuşadığını gördüm ya da öyle olmasını o kadar çok istiyordum ki sonunda zihnimin bir oyunuyla karşılaşmıştım.

“Bu senin için sorun olmaz mı?”

“Neden olsun? Sadece bir gece burada kalacaksın. İstediğin kadar da kalabilirsin tabi ki ama bu geceyi evinde yalnız başına geçirirsen korkudan kafayı yiyecek gibi görünüyorsun.”

Başını sallayıp kabul etti ve gözlerini hemen önüne çevirdi. Sanırım ağlamak üzere olduğunu saklamak istemişti.

Birkaç saniyeliğine yanından ayrılıp çalışma odama gittim ve kalimbamı alıp tekrar geldim. Yanına oturup müzik aletini ona uzattım. Çoktan ilgisini çekmiş ve kafasını dağıtmıştım.

“Seungmin, gerçekten hoş düşüncelere sahipsin ama benim müzik kulağım yok. Sen çalarsan çok sevinirim.”

“Peki o zaman,” diyerek elime geri aldım ve aklıma gelen ilk notaları çalmaya başladım.

To be young and in love in New York City.

“Bu şarkıyı çok severim.”

Gülümsedim. “Herkes çok sever ama en çok senin sevdiğine ve mutlaka bu şarkıyla da bir anın olduğuna eminim.”

Oturduğundan beri ilk kez arkasına yaslandı. Ben çalmaya devam ederken gözlerini kapatıp başını arkasına yasladı. Dudaklarının belli belirsiz kıvrıldığını fark ettiğimde aklına hangi anısının gelmiş olabileceğini düşündüm.

Hiç konuşmadık ve o arada kapattığı ancak birkaç saniye sonra açtığı gözleriyle zaman zaman bana bakarken şarkının sonuna geldim. Son notaya bastığımda ise sanki bunu beklermiş gibi dışarıda bir araç sesi duyuldu. İki polis memurunun araçtan inmesini önümüzdeki camdan izledim.

Minho ayağa kalktı. “Öncesinde yoktu ama artık bu şarkıyla da bir anım var.”

Ve bu benim ona ilk kez kalimba çaldığım gündü.

“”

4.8

Story's Beginning: Renting Neighbor ;; 2Min {✓}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin