And you stayed at me.

864 120 9
                                    

Minho'yu elinde büyük bir yorgan ve yastıkla görünce donakaldım.

“Bunlara ihtiyacın olmayacak. Neden getirdin ki?”

Huzursuzca ensesini kaşıdı. “Bilmiyorum, sadece biraz gerginim sanırım. Daha önce hiç birinin evinde yatıya kalmadım.”

Sırıttım. “O zaman birinde yatıya kalmanın ne kadar tehlikeli olduğunu da bilmiyorsundur.”

Yanımdan geçerken koluma vurdu. Gülerek peşinden ilerledim. “Eşyalarını salona bırak. Merak etme orada uyumayacaksın. Koltukta sabaha dek her yerin tutulur ve yarın ayağa kalkamaz olursun.”

“Evinde başka oda mı var?”

“Hayır yok. Yan yana uyuyacağız.” Gözlerini büyüterek bana döndüğünde, “Şaka yaptım,” diyerek kıkırdadım. “İlanda kiracı adayımın homofobik olmaması gerektiği yazıyordu. Benimle uyumak o kadar mı korkunç?”

“Homofobik olmayan birisi karşı cinsten hoşlanan hemcinsiyle yan yana uyumaktan rahatsızlık duymaz diye bir kural yok.”

“Yani rahatsız olursun.” Bana baygın bakışlarını yollayınca ağzıma fermuar çekermiş gibi elimi oynattım. “Kahve yapacaktım ama sıcak olarak hangi kahveyi sevdiğini veya nasıl soğuk kahve hazırlanacağını bilmediğim için ikimize de sıcak çikolata aldım. Dolapta gazlı içecekler de var ve eğer kendi çikolatanı içmek istemezsen ben içerim.”

Anlayışla gülümsedi ve gözlerimi kısılan gözlerinden alamadım. “Sadece bu gece burada uyuyacağım, bana plan hazırladığını söyleme.”

Mutfağa giderken cevap verdim. “Sadece bir şeyler içip uyuyana dek sohbet ederiz diye düşünmüştüm.”

Lafımı bitirip arkamı döndüğümde peşimden mutfağa geldiğini gördüm.

“O zaman sana biraz üzücü bir haberim var. Bütün gün iş bulmak için dolanıp durdum ve akşam yaşadığım korkuyu sana anlatamam. Çok yorgun hissediyorum, yani pek beklediğin gibi geç saatlere dek konuşamayacağız.”

“Olsun, sorun değil. Bana arkadaşlarından bahset.”

“Hepsi Avustralya'da tatillerine devam ediyorlar. Birinin okulu bir hafta sonra başlıyor ve diğeri okumuyor, bu yüzden benden fazla kalıyorlar. Zaten sadece iki arkadaşım var.”

Biraz sonra elimizdeki fincanlarla tekrar salona geçiyorduk. Bu sefer anlatma sırası bendeydi.

“Geçen sene mezun oldum ve çalışmak için kolaylıkla bir şirkette işe alındım. Şimdi geleceğin şarkıcılarına ses eğitimi veriyorum ama şirkette benden daha deneyimli vokal koçları olduğu için bana pek fazla görev düşmüyor. Ayrıca benden elle tutulur bir çalışma çıkarmam bekleniyor. Bir single gibi.”

“Yapıyor musun?”

“Tabi ki. Üzerinde çalışıyorum.”

“Tekrar o kal'lı şeyi çalsana.”

Gülümsedim. O, kahvesinin son yudumunu içerken ben içeriden kalimbamı getirdim. Tuşlara basmaya başladığımda önceki sefer yaptığı gibi yine başını koltuğa koydu ve bu kez gözlerini kapattı. Biraz sonra kucağında birleştirdiği ellerinin gevşediğini ve nefeslerinin düzene girdiğini fark ettim. Çaldığım melodiye yavaşça son verdim ve uykusunun ne kadar derin olduğunu anlamak için yüzüne eğildim.

Bacaklarını ve sırtını kavradıktan sonra bedenini koltuktan kaldırdım ve oda değiştirerek onu kendi yatağıma yatırdım. O kadar yorgundu ki sadece başını koltuğa yaslamasıyla derin bir uykuya dalmıştı. Üstünü örttükten sonra odadan sessizce çıkıp çalışma odama ilerledim. Planım dayanabildiğim yere kadar bugün ilgilenemediğim nota kağıtlarıyla boğuşmaktı ve uykum geldiğinde ben de salonda uyuyacaktım.

Ve bende ilk kez kaldığı gün bu şekildeydi.

“”

seni çok seviyorum

7.8

Story's Beginning: Renting Neighbor ;; 2Min {✓}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin