5. Bölüm

184 31 17
                                    

Az önce fark ettim medyadaki şarkı tamamen afrayı anlatıyor. Bir karakterimin hayatını anlatan bir şarkıya ilk defa denk geldim.

Gün içinde neredeyse iki bölüm attım e ben bunun için bir teşekkür alırım. Çünkü bir ilk yaparak günde iki bölüm attım. 

Yorumlarınız ve oylarınız söylediğim gibi benim en sevdiğim şeylerden biri. Siz oy attıkça benim de yazasım geliyor dayanamıyorum. Ama bu 1 gün bana izin vermeniz gerek ki bende biraz dinlenebileyim. Sonra kaldığımız yerden aynı şekilde devam edicez.

Kitaplarımın hiç biri mutsuz son olarak bitmiyicek bundan emin olup rahatlayabilirsiniz çünkü ben de mutsuz son asla sevmiyorum.

Belalı avukat okuyucuları olarak sizin bana verdiğiniz destek benim için çok değerli ve her zaman da öyle kalıcak.
Normalde oy atan herkesi etiketleyip bir teşekkür edicektim ama baktim uzun sürücek burdan edeyim.

Bölümlere verdiğiniz oylar için her birinizi öpüyorun.

Sınır; 50 yorum (Bana yorum lazım. Ben yorum okumaya bayılan bir insan olduğum için hepinizden birer cümlecik bekliyorum.)

Hadi bölüme geçelim.

●●●●●●●●●●

Hiç bir tehdide boyun eğmemiştim bu yaşıma kadar. Beni ölüm ya da elimdeki mal varlığı almak ile tehdit etmişlerdi defelarca kez ama sonuç hâlâ aynıydı ben yaşıyordum. Onlar ise küf kokan yerlerde kalıyorlardı.

Boran arslan benim çıkış kapımdı, kurtuluşumdu. Yorulmuştum ve dayanak olarak kendime onu seçmiştim. Dinlenip kendime gelmeli sonra dinlenmeye devam etmelimiyim yoksa gitmelimiyim diye düşünmem gerekliydi. Şu an tek istediğim ise dinlenmekti.

______^______^______^________

Boran arslan bana öfke dolu gözler ile bakıyordu ama ben onun bu halini görmezden geliyordum. Basit birşey istemiştim. Hele ki onun gibi bir adam için fazla basit ama beyfendi gelip bize afra tafra yapıyordu.

"Anlaşılan dediğim şeyi yapmıyıcaksın. Sorun değil daha beterlerini de bulurum. " diyip arkamı döndüm ve hızla lavabodan çıktım. Ona muhtaç değilim ama yine de bu kadar temiz bir sekilde ancak o yapabilirdi.

Çığlıklarımdan birini en azından duysun isterdim. Belki o beni kurtarabilirdi. Kimse kurtarmamıştı ama belki o kurtarırdı.

Sessizlik en büyük çığlıktır derdi okuduğum bir söz, şimdi anladım ki benim suskunluğum çok büyük bir çığlıktı ama kimse fark etmezdi, ettiremezdim. Bana acımalarını değil beni korumalarını isterdim, ama onlar her zaman para ile halledebileceklerini düşündüler.

Göğsümde büyük bir boşluk vardı. Çığlıklarımı oraya saklardım, yalnız kaldığımda ise hepsi tek tek ortaya çıkardı ama sonuç yine aynı olurdu. Ağladığım geceler ve gece ağlayan ben değilmişim gibi kalkıp makyaj yaptığım ve davalara gittiğim sabahlar.

Hayatım bir enkazdan ibaretti, topladıkça dağılan bir enkaz, her gün daha fazla yıkılan un ufak olan bir enkazdım ben. Hayatın zorlukları beni parçalamış ve enkaza çevirmiş sonra da elimden tutmuş ve ayağa kaldırmıştı. "Sen bu enkaza ait değilsin, güçlü olman gerek demişti. " ve şimdi ki kadın olabilmem için bana güç vermişti. Kimsenin yıkamayacağı, sorduğu sorularda bile sonucu tartıp öyle sormaları gereken bir kadın olmuştum. Adliye binalarındaki koridorlarında yankı yapan topuklularım bile korkutucu bir ses olmaya başlamıştı.

Parçalanmıştım, sonra da kalkıp o parçaları toplamış ve yeniden birleştirmiştim. Ölümlerden dönmüştüm, sonra o ölümün sonunu görmüş ve daha dik durarak ölüme kafa tutmuştum. Kimse Afra sorhanı tanımıyordu. Kimse gerçekleri bilmiyordu, çok yakındı hayatımı düzene sokmam çok yakındı. Belki de çok uzak.

Belalı avukat (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin