Ders edebiyat ve artık kendimi camdan aşağıya atmama az kaldı. Bir ders iğrenç olurda bu kadarda olmazki. Önümdeki soruyu çözmeye çalışırken gözlerimi kapatıp tenefüs zilinin çalmasını bekledim. Duvar kenarında oturduğumuz için beyaz üzerinde yazılar yazılmış duvara yaslanıp ayaklarımı sıraya uzattım. Kızlarda konuşmuyordu . Konuşsalarda ne diyeceklerki. Ben böyle oluncada hepsi suskundu fırtına öncesi sessizlik gibi. Onlar takmıyordu biri gider biri gelir hesabı. Ortamdaki sessizliği Ada bozdu kesin şuraya buraya gidelim diyecek.
"Ya okul çıkışı bir yere gidelimmi? hem sende ne yapacağını düşünürsün."
Tahminim doğru çıktı ben tanıyorum arkadaşımı. Ada böyle diyince kızlarda bana hadi gel gibisinden baktılar. Aslında bencede gitmeliyim sırf o salak yüzünden oturup neyi düşünüyorumki?
"Tamam gidelim. Akşama güzel bir elbiseye ihtiyacım var."
diyip tebessüm ettim.
°°°°°
Okul çıkışı geldiğimiz AVM de dört mağaza gezmemize rağmen hâla istediğim gibi birşey bulamadım."Kızlar hadi şu mağazayada bakalım. Güzel gözüküyor."
Raflardan beğediğim elbiselerin bedenlerini alarak mağazada tur atmaya devam ettim. Mağaza şık ve sade dekore edilip ışıklandırılmıştı. Mağazanın ayakkabı bölümünde ortada yuvarlak devasa büyüklükte kırmızı kapitone bir puf vardı. Bir kaç da ayakkabı seçtiğimde kabine doğru yürüdüm ve ilk boş kabine girdim. Kabinden askılı beyaz uçuş uçuş bir elbiseyle çıktığımda ada hariç diğerleri beğendi ama diğerlerinide denemekten zarar gelmez. Toplam altı elbise denedim ama son giydiğim elbise sanki benim için tasarlanmıştı mavi rengiyle beni büyülemişti ve yaz için güzel bir seçim(multi) altınada turuncu topuklu ayakkabı ile kızlarla kasaya gittik. Ücreti ödedikten sonra AVM nin içindeki bir kafeye girdik masaya yerleştiğimizde garson gelip siparişlerimiz için beklemeye başladı.
"Ben dondurmalı waffle istiyorum siz?"
Dedim ve kızları bekledim. Ada ve maya fondü melis waffle istedi ve siparişlerimizi bekledik. Oradan burdan konuşurken çaprazımızdaki masada oturan gurup dikkatimi çekti. Eski okulumuzdakilerdi,inşallah bizi fark etmezler. Selam versen bi dert,vermesen başkabi dert. Önüme bir tabak koyulduğunda düşüncelerimden hızlı bir şekilde ayrıldım ve tatlımı yemeye başladım ama sonra tekrar gözüm o masaya kaydı çünkü eskiden bizde o masadaydık. Benim baktığım yer maya nında dikkatini çekince o da baktı ve benim gibi derin düşüncelere daldı ve
"Hadi kızlar biraz çabuk yiyin canım sıkıldı benim." diye konuştu.
Yalan çünkü burası Maya nım en sevdiği yerlerden biri ama onları görünce sıkılması normal. Tatlılarımızı bitirip hesabı istedik. Hâla bizi fark etmediler dahada etmezler zaten ama bi taraftan bizi fark etmelerini istiyorum acaba dönüp bakar giderlermi yoksa... Melisin çığlığıyla onlarda dahil herkes bizi fark etti. Hesabı getiren garsonun tepsisindeki buzlu limonatalara ayağa kalkarken omuzuyla çarptı şu an garsona acıyorum.
"Ya sen niye tepsiyle gelirsinki? Manyakmısın kardeşim sen?!"
diye garsona bağırırken kafenin müdürü geldi.
"Kusura bakmayın efendim. Bu durumla bizzat ilgileneceğim. Tatlılarda bizim ikramımız olsun." diye Melis le ilgilenirken garson kendini savunmaya geçti.
"Ama efendim hanımefendi tepsiye çarptı ben dökme-" derken Melis sözünü kesti ve tekrar konuşmaya başladı.
"Olabilir ben çarpmış olabilirim ama sen niye hesabı getirirken dolu tepsiyle geliyosunnn!?" hem suçlu hem güçlü dedikleri bu olsa gerek. Bu kavga daha çok uzar derken onlar geldi ve müdürle konuşmaya başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lise Sözleşmesi
Teen FictionHazal ve üç arkadaşı gittikleri koleje kendilerinin verdiği zarar haricinde birilerinin kolejden atılmalarına sebep olacakları oyununa alet olurken yeni gidecekleri okulda Hazal ın anne ve babasının mesleği ve kendiliğinden oluşan nedenler sayesinde...