Bölüm KEVSER için...°|•×
Mutfak kapısının önünde şaşkınlıkla uçuşan mısırlara bakarken gülmemek için direndim nasıl kapağı kapatmaz?. Savaş kısık bir sesle küfür edip hızlı bir şekilde tencerenin kapağını kapattı. Bu sırada bileğini tencerenin kenarına değdirince acıyla inledi. Benim burada olduğumu unuttu sanırım çünkü saçma sapan hareketler yapıyor. Diğer eliyle bileğini tutup iki bacağının arasında sıkıştırıp yerinde zıplamaya başlayınca daha fazla dayanamayıp gülmeye başladım. Sesimi duyunca kafasını kaldırıp benim onu izlediğimi fark etti. Zıplamayı bırakıp doğruldu acıdan olsa gerek yüzünü buruşturarak konuştu.
"Ahh seni bir an unuttum."
Gayet belli oluyor. Asla egoist ve kötü çocuk görünümlü Savaş benim yanımda böyle zıplamazdı.
"Eh,sen benim odama git ve dolaptan üzerine bir şeyler bul. Buraları ben hallederim."
Diyince bir an içimden ona yardım etmek geçti ama etmedim yaşasın kötülük. Dediğini yapıp merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladım. Savaşın odasının yerini biliyorum ilk geldiğimde lavabo diye girecektim. Kapıyı ittim açılmadı. Çektim gene açılmadı amk niye açılmıyor bu kapı. Kapıya yaslanınca sola doğru kaydı. Nasıl bir fantezidir bu? Normal kapı varken niye sürgülü. Kapıyı tamamen sol tarafa itip içeriye girdim. Oha odada at koşturacak kadar yer var. Ne yapıyor lan bu çocuk bu kadar büyük odada. Dolaba doğru yürüyüp bana en olabilecek şeyleri aramaya koyuldum. İlk kapağı açtığımda takım elbiseler çıktı. İçimde
#Savaş takım elbise giyse?
Diye hashtag açıldı. Diğer kapağı açtığımda aradığım spor şeyleri buldum. Askılardaki t-shirtleri tek tek incelerken siyah olan dikkatimi çekti. Üzerinde İngilizce Dengesiz yazıyordu. Askıdan çıkartıp askıyı geri astım. Pantolonları da yan tarafta buldum. Şalvar tarzı gri bir pantolon buldum. Odadaki banyoya girip üzerimi değiştim. Tabiki büyük oldular. Elbisemide alıp topukluları çıkarttım. Dışrıya çıktığımda çalışma masasının kenarında bir sürü karton poşet olduğunu gördüm. Sevinçle gidip birini aldım ve içine eşyalarımı koydum. Aşağıya indiğimde mutfağa girdim. Savaş yoktu. İçeridedir diyip filmi izleyeceğimiz odaya gittim. Koltukta oturmuş telefonuyla uğraşıyordu. Beni görünce telefonu bıraktı ve üzerime baktı.
"Hımm... Tam senlik birşey demi?"
Teallam ne diyor bu.
"Ne dengesizliğimi gördün aq?"
Yerinden kalkıp ünitenin oraya gitti ve filmi başlattı. Masaya baktığımda mısıtlar patlamış kaselerde bir orduyu doyuracak kadar çerezler ve cipsler vardı. Gidip tam TV nin karşısına oturdum. Savaş hayvan gibi koltukta yanıma atlayarak oturunca sol tarafa doğru yalpaladım. Kimin dengesiz olduğu belli.
"Ne yapıyorsun Savaş? Git başka yerde otur."
Diyince haince gözleri parladı.
"Maalesef sadece bir kasede mısır var o yüzden yan yana oturmak zorundayız."
Bilerek yapmadıysa...
Ofalyarak önüme döndüm ve eğilip masadan mısır kasesini aldım. Ortamıza koyup yemeye başladım. Filmin ortalarına geldik ve çoktan macera başlamıştı tam en güzel yerinde Savaş filmi durdurunca sinirle kolunu dürttüm
"Niye durdurdun? En güzel yerinde."
"Ya Hazal içecek birşeyler getirmeyi unutmuşum. Küçük dolaptan birşeyler getirsene. Kalkıcak halim yok lütfen."
Diyince ona bakakaldım Kerem olsaydı kalk bana içecek getir derdi ne bu acımasyon. Kerem diyince aklıma annemler geldi. Hala gelmediler güya hemen gelceklerdi.
"Tamam getiririmde. Annemler nerde kaldı sabah okulum var benim. Erken yatmalıyım."
"Dediğim gibi geç gelirler."
Diyince boş ver diyip mutfak a gittim. Buz dolabı iki kapaklıydı sağ tarafı açıp alternatiflerimize baktım. Off bune ya ben elma suyu sevmem. Rengi zaten şey gibi midem bulanır benim bundan. Diğer kapağı açmamla baştan aşağıya burn bulmayı beklemediğim için bir süre bakıştık. İkkmizede alıp içeriye gittiğimde Savaş ın gözleri kapanıyordu acil müdahale etmem lazım. Aynı onun yaptığı gibi koşarak koltuğa atladım. Yerinden öyle bir sıçradıki gülmemek için ona bakmadım.
"Hazal ne yapıyorsun? Sonra ne dengesizliğimi gördün diyorsun aq."
Burnun tekini kucağına bırakınca açıp içmeye başladı. Bende tam açacakken üstünün halkası koptu eee nasıl açılcak bu amk.
"Savaş şunu açsana."
Diyip ona verdim gözlerini filmden ayırmadan açmaya çalıştı.
"Hazal nasıl becerdin bunu ?"
"Off ver ben açarım."
Diyip elinden aldım. İşaret parmağımı halkanın olduğu yere güçlü bir şekilde bastırdım parmağımın içeriye girmesiyle etrafa sıçradı. Parmağımı yalayınca Savaş adam öldürmüş gibi baktı.
"İğrençsin Hazal."
Yaklaşık bir saat boyunca kazasız belasız filmi izledik ve artık gözlerim kapanmakta direniyor.
"Savaş bunların geleceği yok. Beni eve götürürmüsün?"
"Tabi. İstersen burada kal."
Kafamı olumsuz anlamda sallayınca çıkışa doğru yürüdük. Elbisem aklıma gelince Savaş gidip aldı. Kapının oradaki dolaptan eşyalarımı alıp topuklu ayakkabılarımı giydim. Ama adeta sarhoş gibi yalpalayarak yürüyünce Savaş ın koluna girdim. Arabaya binince bir süre sonra eve geldik. Teşekkür edip arabadan indim. Hava o kadar soğukki titremeye başlayınca hızlı yürümeye başladım. Yarı yolda sinir olup ayakkabıları çıkarıp yürümeye başladım. Kapıyı çalınca yardcımız Nergis abla açtı. Abim be Kerem salondaydı. Beni görünce gülmeye başladılar.
"Babamlar nerde?"
Onlara biraz trip atmalıyım diye düşünerek cevap vermeden odama çıktım. Üzerimi değişmeden direk yatağa çaprazlama bir şekilde yattım
Uyku beni iyice benimseyince gözlerimi kapattım ve bu gün olan saçmalıkları düşündüm.
Uzun bir süreden sonra yeniden geldim ama bir daha gelmelimiyim bilmiyorum. Buna siz karar vereceksiniz. Ben burada zamanımı harcayıp yazıyorum ama karşılığını anlamıyorum. Bir tuşa basmak ne kadar zor olabilirki ???
+10 vote
Olursa yb gelir. Olmazsa canınız sağolsun.:)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lise Sözleşmesi
Teen FictionHazal ve üç arkadaşı gittikleri koleje kendilerinin verdiği zarar haricinde birilerinin kolejden atılmalarına sebep olacakları oyununa alet olurken yeni gidecekleri okulda Hazal ın anne ve babasının mesleği ve kendiliğinden oluşan nedenler sayesinde...