Edebiyat dersinde isim anonsu yapıldığını duyunca susup anonsu dinledik.
"Hazal Altan, Melis Şafak, Ada Denizer Maya Seçkin toplantı odasında bekleniyorsunuz" diye iki kere anons yapılınca edebiyat hocası çıkabilirsiniz bakışları atarken furkan,enes,deniz,can bize ne oldu? bakışları atınca bizde bilmiyoruz bakışları atık ne cok bakıştık böyle.Sınıftan çıkınca içimi bir huzursuzluk kapladı bugün toplantı günü değildi ayrıca çok önemli olmadığı sürece müdürümüz ders esnasında çağırmazdı kapıyı tıklayarak içeri girdiğimizde içimden bir ohaaa dedim bu ne lan müdür, müdür yardımcıları, baş hocalar, kolejin disiplin kurulu başkanı o gösterişli toplantı masasına oturmuş bize bakıyorlar Ada "hocam bizi çağır mısınız" diyince müdür "evet kızlar sizi çağırdık hatta ailenizi de çağırdık ama onlar gelene kadar sizinle konuşalım ne dersiniz?" müdür öfke ve sinirden artık kıpkırmızı olmuştu ama asla sesine yansıtmadan bizzle konuşurken hala bir bok anlamadım niye burda olduğumuza dair.Müdür oturmamızı işaret ederken hocalar sürekli bir şeyler yazıp çiziyorlar tabi biz oturunca tüm gözler yeniden bizi buldu. Müdür önümüze sigara paketi ve uyuşturucu koyunca birden afalladım bunların bize ne alakası var lan müdürün bağırması ile dördümüz yerimizden sıçradık "bunlar ne? size diyorum bunlar ne?"elinin serçe masaya vurunca ada "bilmiyoruz hocam bize ne alakası var?" müdür alaylı bir ses tonuyla "bir de bilmiyormuş numarası yapmayın müfettişler dolap kontrolü yaparken sizin dolaplarınızdan çıktı" eli ile kravatını gevşetti ceketini çıkartıp yere fırlattı ve bağırmaya devam etti lan ne oluyoruz müdür yeniden konuşmaya başladı "sizden beklemezdim acaba aileniz öğrenince ne diyeceksiniz eğer bir veli öğrenirse bütün öğrencilerimu kaydedebilirim. siz uyarlanmış öğrenciler siniz sizle bir öğrenci (lise) sözleşmesi imzaladık ikinci bir uyarı ,kavga gibi olaylarda kolejden atılacaktınız siz uyarıyı kavgayı geçin resmen suç işlediniz bunlar sicilinize işlenecek asla iyi bir lise sizi almayacak istediğiniz kadar zengin olun daha fazla okulumda barındıramam sizi kızlar kusura bakmayın!" kızlara baktığımda şoka girmiş bir şekilde ağlıyorlardı mallar hemen kabullendiler yaa. "hayır hayır bunlar bizim değil biri bize tuzak hazırlamış bu bu bunlar bize ait değil" dediğim sırada kızların ve benim ailem içeriye resmen daldılar hemen gidip anneme sarıldıp ağladım "yalan söylüyor bizim değil anne"diye ağlamaya başladım ve abim beni annemden ayırıp dışarı çıkardı
"ştt tamam ben sana inanıyorum hazal ağlama lütfen" yarım saat sonra annemlere kızlar dışarı çıktığında annem ve babam yüzüme dahi bakmıyor tabi bu arada çoktan zil çalmıştı bu yüzden arka taraftan otoparka indik.arabaya binince babam direksiyona yumruk attı "nasıl böyle bir şey yaparsın hazal inanamıyorum o kadar kişiye rezil ettin beni.Yarın manşetlerde görürsün Bahadır Altan ın kızı Hazal Altan neden ve nasıl okuldan atıldı??" haklıydı ama "yaaa baba yemin ederim be-"sözümü annem kesip konuştu"yeter Hazal sus çok sinirliyim." lanet olsun kimse inanmıyo abim hariç o zaten hep güvendi bana eve gidene kadar abimin dizinde ağladım aklımda iki soru var kim? ve neden?...
Merhaba arkadaşlar bu hikayenin aslında ilk bölümü değil sadece bir açıklama zaten diğer asıl bölüm gelince bunu neden paylaştığımı anlıycaksınız.
(Hepinizin desteğine ihtiyacım var)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lise Sözleşmesi
JugendliteraturHazal ve üç arkadaşı gittikleri koleje kendilerinin verdiği zarar haricinde birilerinin kolejden atılmalarına sebep olacakları oyununa alet olurken yeni gidecekleri okulda Hazal ın anne ve babasının mesleği ve kendiliğinden oluşan nedenler sayesinde...