Dağ Başında Aşk'ın ve Nöbet Başında Aşk'ın üçüncü kitabı Silah Başında Aşk'a hoş geldiniz.
Öncelikle belirtmem gerekiyor ki üç kitap birbirinden bağımsız olarak okunsada birbirleriyle bağlantılıdır.
Dağ Başında Aşk / Gamze ve Emre
Nöbet Başında Aşk/ Semih ve MihremBaşlama tarihiniz :
Bu kitabı okumak istediğiniz arkadaşınızı etiketleyebilirsiniz:
&
Elimdeki evrakları bir kenara bırakıp, oturduğum sandalyeden kalktım. Öğleden sonra evrak işleri bana kalmıştı, diğerleri eğitimde olduğu için. Yeni gelen Askerler acemi birliğine gönderilmişti. Ağrıyan omuzlarımla vücudumu esnetip, kantine çay almak için gitmeye karar verip odadan çıktım.
Aslında bunun için her birimizin postası vardı, getir götür işlerini yapan. Kağıtları imzalatacak, çay/kahve getirecek ya da odaya giren çıkanı haber verecek. Bu Askerede posta deniyordu. Benim postam terhis olduğu için yeni birini henüz yanıma almamıştım. Kantinden içeriye girdiğim de bizimkileri bir köşede otururken buldum. Eğitim bitmişti demek ki, gerçi mesai saatinin bitmesine de az kalmıştı.
"Uğur gel bir" dedi Mert bana seslenerek.
"Çay alıp geliyorum."
Kendime demli bir çay aldıktan sonra yanlarına doğru ilerledim. Sandalyemi çekip Mert ve Ercan'ın arasına oturdum. Emre, Semih'le birlikte karşımızda oturuyordu. Hepsinin yüzündeki gülümsemeye baktım, yine bir şeyler karıştırıyorlardi eminim.
"Hayırdır?" Tek kaşını kaldırıp sorduğumda en önce Ercan atladı tabii ki.
"Şu yeni gelen kadın Subay Havin var ya hani" dediğinde başımı salladım. Yaz başında gelmişti Havin, yeni mezun olmuş Subaylardan biriydi.
"Mihrem'e senden hoşlandığını söylemiş" diyerek ağzındaki baklayı çıkarttı sonunda Mert.
Tamam kız iyi hoştu ama benim o alanda başarısızlığım ülkece kanıtlanmış bir şeydi. Ayrıca ona o gözle hiç bakmamıştım, konuştuğumuz süre boyunca. Mihrem'in ağzı sıkıdır, gelipte bunları söylemez kimseye. Kaşlarım çatılırken Mert'e odaklandım.
"Siz nereden biliyorsunuz Mihrem'e söylemişse?" diyerek sordum.
"Konuşurken duymuş onları birkaç Asker, eğitimde de biz duyduk. Herkese yayıldı yani" dediğinde sinirlenmem için yeterli bir sebep vardı ortada.
"Şu Askerler kimmiş? Birde ben emin olayım." Rahat bir şekilde konuşmam, benim de istediğimi düşünmelerini sağlamıştı ama şimdi bunu düşünecek vaktim yoktu.
"2. Bölükten Çınarla, Boran."
Tabi ki beklediğim cevap Ercan'dan gelmişti. Yerimden kalktığım gibi ilerlerken arkamdan bana seslendiler ama önemsemedim. Bir kişinin özel hayatını, ortalığa dökmek bu kadar kolay mıydı? Yatakhane bölümüne girdiğim de henüz eğitimden yeni dönmüş olan Askerler üstlerini değiştiriyorlardı. Girişte duran nöbetçi Askere seslendim.
"Emredin Komutanım" diyerek selam verdi.
"Çınar ve Boran, bu iki Askeri çalışma odasına gönder hemen." Sert çıkan sesimle Asker hemen selam verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silah Başında Aşk (Hitreads Uygulamasında Yayında)
General FictionBu bir Asker kurgusudur. İkisi de çok yaralıydı. İkisinin de geçmişi acılı ve geleceği belirsizdi. Aşk mıydı önemli olan güven miydi? Adam çok güvensizdi. Kadın buna rağmen sevdi. Peki, bu hikayenin kazananı kim olacaktı?