Bölüm 6: Hafıza Kaybı

884 45 12
                                    

Ay ay selamke

Bölümle uyumlu bir şarkı vereyim hadi size

Aether - Waking Memories

Bismillahke

~~~

Koltukta suratını kapatmış oturan Felix'e çevirdim tekrar kafamı. On dakikadır yaptığım gibi ağzımı açtım ama bir şey diyemeden yine kapattım.

"Neden böyle bir aptallık yaptım ben?!" Dediği şeyle dilimle dudaklarımı ıslatıp ağzımı milyonuncu kere açtım ve bu sefer konuştum. "Sıkıntı değil Felix, seks isteğini anlayabilirim." Ellerini suratından çekip bana baktı. "O zaman neden üvey annesine 'Seks yapalım' diyen ergen çocukmuşum gibi tepki gösterdin?"

Aklıma eve girmeden önce girişte Felix'i dediği gibi azarladışım geldiğinde yanak içlerimi ısırdım bir süre. "Ani gelmişti..?"

Oflayarak tekrar suratını ellerine gömdü. Her ne kadar ben de onunla seks yapmayı istesem de aramızdaki ilişki ve geçirdiğimiz kısacık zaman buna izin vermiyordu. Bir süre daha beklememiz ve birbirimize karşı olan düşünce ve hislerimizi iyice düşünmemiz gerekiyordu.

Odamın kapısının çarpıldığını duyduğumda kafamı koridora çevirdim. Saçları dağılmış, kıyafetleri salaş ve salak bir sırıtışla Jimin'in gelmesiyle gözlerimi devirdim. Canım odam nelere şahit olmuştu...

"Amına koduğum, umarım toparlamışsındır odayı." dememe rağmen bana dönüp bakmadan yanımdan geçti ve tekli koltuğa oturdu. Arkasını sert parmaklamış olmalı ki yaptığı eylemden sonra suratını buruşturup öne eğildi. "Siktir..."

Oflayıp Felix'e döndüm. "Bugün sende falan kalsam olur mu? O yatağa bugün girebileceğimi sanmıyorum..." Kafasını olumlu anlamda salladı elleri suratındayken. Uzanıp bileklerini tuttum ve aşağı indirdim. Başta dudakları olmak üzere suratı kıpkırmızıydı. Dudağımın kenarı hafifçe yukarı kıvrıldı. "Bu kadar utanacağını bilseydim teklifini kabul ederdim."

"Ha? Ne teklifi?" Kafasını kalırıp bize değişik değişik bakan Jimin'i bu sefer ben umursamayıp kalktım koltuktan. "Önce üstünü değiştirelim, bu şekilde motora binemezsin." diyerek Felix'e döndüm tekrar. Oturduğu yerden yavaşça kalkıp yanımdan geçerek koridora ilerledi.

Suratındaki ifadelerden utancının sadece bir kısmını anlamışım meğer...

Koridora girdiğimde odalara teker teker bakan Felix'le gözlerimi büyüttüm. Yanlış odaya girerse bu sefer seks yapmayı bile isteyebileceği en ufak arkadaşlığımız olmazdı. "H-Hey Felix! Yanlış ye-yere bakıyorsun." Kekelememle bana dönüp kapattığı kapıdan uzaklaştı. "Bir şey mi oldu?"

Kafamı iki yana salladım. "Odam orası değil de." diyerek yanından geçtim ve kendi odama ilerledim. Kapıyı açıp onun geçmesi için geri çekildiğimde odamda neler olduğuna bakmamıştım bile. İçeri girip etrafı incelemeye başladıktan sonra adımı fısıldadı sanki en büyük korkusunu görmüş gibi. "H-Hyunjin..."

Bedenimi ona çevirdiğimde baktığı yerin yatağım olduğunu fark edip bakışlarımı yatağa döndürdüğümde gördüğüm çok yönlü dildo ve ağız topu ile tedirgin bir şekilde yanak içlerimi ısırmaya başladım. İşte bu sefer ağır sıçmışım. Felix'n BDSM fetişi olmadığı sürece şu an ağzıma sıçıp gidecekti.

"BDSM fetişin mi var?" dediğinde kendimi toparlayıp dürüst olmam gerektiğini fark ettim. "Hıhım. Bunu senin evinde yaşananlardan anlarsın sanıyordum."

"O da var..." Derin bir nefes alarak yatağıma ilerledi. Kaşlarımı çatarak ne yapacağını çözmeye çalışırken eline aldığı ağız topunu suratına yaklaştırmıştı. Dışıma çok yansıtmamaya çalıştığım heyecanımla, "Ne yapıyorsun?" diye kaşlarımı kaldırdım. Topa birkaç değişik bakış attıktan sonra ağzını açarak topu yerleştirdi.

İçimden deli gibi küfürler savurmaya başlarken hızla yanına yaklaşıp tolun bağlama kısmını tuttum. "Felix gitmemiz lazım." İçindeki seks isteğinin hala olduğunu düşünmek sertçe yutkunmama neden olmuştu. Dudaklarımı dilimin ucuyla ıslatıp yavaşça topu ağzından çıkarttıktan sonra yatağa attım ve dolaba ilerlemeye başladım. Acilen buradan gitmemiz gerekiyordu yoksa aletimle düşünmeye başlayacaktım.

Dolaptan çıkarttığım dar siyah kot pantolonu alarak ona döndüm. Gözüm bacaklarına kayarken eteğini çıkartıp yere bırakmıştı. Açık renk bacakları gözler önüne serilirken titrek bir nefes verip pantolonu ona uzattım. Elimden alarak bir bacağını kaldırdığında bakışlarımı çekerek kapıya ilerledim. İşini bitirip yanıma geldiğinde önünden çekilip geçmesi için yer açtım.

Yarım saat sonra Felix'in dairesinde sessiz bir şekilde oturuyorduk. Zaten konuşabileceğim tek konu tapılası mükemmellikteki bacaklarıydı.

Bembeyaz bacaklarının arasına bırakmak istediğim izleri düşündükçe aklım kayıyordu...

"Ee... Şimdi ne yapalım? Seks ve benzeri şeyler dışında." diyerek bana döndüğünde koltukta duran kıçımı kıvırarak ona döndüm. "Bilmem... Sohbet edebiliriz birbirimizi tanımak için. Hem böyle seks yapabilir miyiz daha rahat anlarız?" Tepki vermeden bana döndü ve gülümsedi.

"Jimin ve diğerleriyle nasıl tanıştın?"

Aklıma doluşan anılarla dudağımın kenarı yukarı kıvrıldı ve içime koca bir nefes çektim. "Taehyung grupta dediğim gibi çocukluk arkadaşım. Daha doğrusu arkadaşımmış... Annelerimiz tanışıyormuş ama ben hatırlamıyorum. Nedeni..." bir süre sessiz kalarak ona baktım sadece. "... hafızamı kaybettim ben Felix. Yaklaşık 7 sene önce gözümü hastanede açtım. Ne olduğunu hala öğrenemedim ama Tae ile orada tanıştım sayılır. Gözümü açtığımda doktor ve hemşireler dışında gördüğüm tek kişi Tae oldu. Hastaneden taburcu edildikten sonra onun evine götürüldük. Beni kaza yaptığımı söyleyerek geçiştirmişti ama ben hala bu duruma inanmıyorum... Liseye geçmeden önce de Jungkook ve Jimin ile tanıştık. Jimin öğretmeninin peşinden bir soru için koşarken benle çarpışmıştı. Kavgacı bir ergen olduğum için direkt laf da atarak yakasına yapışmıştım. Gün sonunda ikimiz de müdürün odasından eli benim omzumda çıkmıştık. Sonra onun sayesinde de Jungkook ile tanıştık. Tae ile Kook çok yakınlaşmışlardı ve ne yalan söyleyeyim başlarda ikisini çok kıskanmışım..." Gülerek durdum ve iç çekerek devam ettim.

"Namjoon, Seokjin ve Hoseok'la da lisede tanıştık. Namjoon sınıf başkanıydı ve katı olmak yerine aşırı samimiydi ve herkesle çok iyi anlaşıyordu. Hoseok ile takılırdı hep. Bir gün bizle sohbet etmeye geldiler. Biz de reddetmeyip bütün gün boyunca konuşmuş ve gerçekten büyük azar yemiştik. Jin de Namjoon'dan hoşlanıyordu o sıralar. Bizim sohbet ettiğimizi görünce o da bizle sohbet etmeye başladı ve Namjoon ile iletişim halinde kalmak istedi. Gün geçtikçe samimileştik ve hepimiz halimizden memnunuz." Suratımdaki koca gülümsemeyle bakışlarımı boşluktan çekip ona sabitledim.

Kafası yere eğik bir şekilde zemine baktığını fark ettiğimde kaşlarımı çatıp uzandım ona. "Felix? Bir şey mi oldu?"

Bana dönerek şoka girmiş gibi görünen gözleriyle gözlerimi inceledi.

"Hyunjin, ben de o zamanlar hafıza kaybı yaşadım..?"

~~~

Bayadır edit yapmak ve oyun oynamak için götümü yırttığımdan bölüm atmadığımı fark ettim, "Bari geçmişi öğrensin herkes" dedim kendi kendime

Her neyse daha her bokun birbirine girmesi için çok erken hatta BEN BUNLARI SİKİŞTİRMELİYİM ABİ 😫

Neyse yapacağız artık bir şeyler...

Kaçayım da düşüneyim bari bayy 🤧

souvenir | hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin