secret guest ：chaennie

2

Akşam üzeri eşim eve geldi. Yemeğini koyup bir kenara geçtim ve dikiş yapmaya çalıştım. Daha sonra benimle konuşmaya başladı.

—bugün neler yaptın sevgilim?

Ona olanları anlattım ve Chaeyoungʼu eve davet ettiğimi söyledim.

—pardon? Ne yaptın?

—onu eve davet ettim.

—ne yaptığının farkında mısın? Yabancı birini evine davet ediyorsun kafayı mı yedin?

—saçmalama sadece bir ders için parasını vericem ve gidicek. istemeyerekte olsa söylemistim.

—üstüne üstlük bir de para mı vericeksin. diyip masadan kalktı ve yanıma geldi.

—bunu yapmayacaksın dedi.

—yapacağım. dedim soğuk bir şekilde yüzüne bakarak.

—o kızı eve almana izin vermeyeceğim. Kimseyi benden izinsiz evime alamazsın.

—burası benim de evim ve ne yaptığımın hesabını sana verecek değilim. diyip kalktım ve üst kata çıktım.

Fazla sinirli görünüyordu ve arkama bakmadan hızlıca çıkmıştım. Aşağıdan sadece televizyon sesi geliyordu. Kafamı dağıtmak için çatı katına çıkmaya karar verdim.

Girdiğimde büyük bir toz yığını ve pahalı eski mobilyalarla karşılaştım fakat atmosferi cok guzeldi. Elime küçük bir süpürge aldım ve tozları süpürmeye başladım.

Aşağı inmemek için tozları bir poşete koyup kapının önüne bıraktım. Kitabımı da yanıma aldığım için orda oturmaya ve zaman geçirmeye karar verdim. Neyse ki eşim buraya uğramazdı bile.

Gece odamıza gittiğimde o çoktan yatmıştı ve bende geceliğimi giyip yatağın ucuna yattım. Uyumadığını farkettiğimde ellerini belime sarmıştı. Rahat değildim fakat bir şey söylemedim.

Ertesi gün Chaeʼnin geleceğini umarak uyandım. Aşağı indiğimde eşim kahvaltı yapıyordu yani bugün benim yapmamı beklememişti. Yemeğini yiyip kalktı ve hiç konuşmadık. Paltosunu alıp evden çıktı.

O gider gitmez bende dikiş kısmını düzenledim ve makinemi ayarladım ve kumaşlarımı dizdim. Şuan yapabileceğim tek şey Chaeʼnin gelmesini beklemekti ve bende o sırada kahvaltımı yaptım.

Kapı çaldığında saat 1e geliyordu. Koşarak açtım ve gelen Chaeyoungʼdu. Gözleri üstümden yüzüme kaydı ve o zaman farkettim ki geceliğim üstümde kalmıştı. İçeri davet ettim.

—aç mısın? diye sordum.

—hayır teşekkürler.

—peki, ben üstümü değiştirip geliyorum. diyip üst kata çıktım ve üstüme etek ve gömlek giyip aşağı indim.

O çoktan makinenin başına geçmişti. Rahat olması hoşuma gitmişti ve bende gidip yanına kıvrıldım. Yeniden gözüm ellerine kaymıştı. Bu sefer yüzük takıyordu ve üstüne bol bir pantolon ve ince bir kazak giymişti. Durumunun iyi olmadığı anlaşılıyordu. Onu incelerken bana seslendiği duymamıştım.

—beni duyuyor musun?

—pardon, evet dinliyorum.

—makineyi kullanmayı biliyor musun?

—maalesef hayır, bu yüzden kursa gidiyorum öğrenip evde kendi işimi yapmak için.

Kafasını salladı ve bana makinenin özelliklerini ve kısımlarının ne işe yaradığını anlatmaya başladı.

O sırada kapı çaldı. Kimseyi beklemiyordum. Kapıya gidip delikten baktım ve eşimi gördüm. Paniğe kapılmıştım ve Chaeʼyi saklamam gerektiğini düşündüm. Kolundan tutup yukarı sürükledim.

—ne yapıyorsun? diyip yüzüme-haklı olarak- hicbir şey anlamamış gibi bakıyordu.

—anlatıcam sadece benimle gel. dedim. İtiraz etmeden benimle geldi ve onu çatı katına götürdüm.

—burda kal ve ses çıkarma. dedim ve elimi kolundan eline doğru götürdüm ve bir gülümseme verdim.

Kapı hala çalıyordu ve hemen aşağı indim. Kapıyı açtığımda eşimin endişeli ve gergin yüzünü gördüm. İçeri geçip etrafa baktı ve sonra bana döndü.

—belgelerimi ve anahtarımı unutmuşum. dedi.

inanmamıştım çünkü dün belgelerini çantasına koyarken görmüştüm ve ben evdeydim anahtarlarına ihtiyacı yoktu. Büyük ihtimalle Chaeʼnin eve gelip gelmediğini kontrol etmişti.

Oyununa devam ederek üst kata belgelerini almak için gitmiş gibi yaptı. İçimden dua ediyorum. Sonra aşağı indi ve bana kısa gülümseyip evden çıktı.

Büyük bir iç çektim ve yukarı Chaeʼnin yanına çıkmaya karar verdim.