14. Bölüm

213 155 579
                                    

Oy ve yorumlarınızı unutmayın lütfen 🧡
.

Oy ve yorumlarınızı unutmayın lütfen 🧡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.

Şafak 1

Yaşadıklarımın bir araya getirdiği acılar, acılarımın yarattığı yaralar ile vardım.

Gözlerim yaşarana kadar mutlu olamadığım günlerin intikamını almaya başlayışımın sonu hüsranla sonuçlandı. Başarısızlıklarım daha büyük başarıya yol açtı.

Kanıma karışıp bağımlılık yapan sigaramı kül tablasına bırakıp arkama yaslandım.

Zehir zemberek odada oturup zihnimdeki tilkilere yol gösteriyordum.

İntikam ateşinin kızıllığına bakıp ödülüme ulaşacağım saati iple çekiyordum.

Saatin sabaha yaklaştığını biliyordum. Şimdi kalkıp yatmam gerekiyordu fakat içimdeki canlanmaya yüz tutmuş kelebekler buna izin vermiyordu.

Salonun boylu boyunca uzanan camından sokak lambasının parlak ışığına baktığımda yağan kar tanelerini gördüm. Dudağımın kıvrımı hareketlendiğinde elimle cebimdeki kutuyu çıkardım. İçinin tamamen boş olmasıyla avuçlarımda bir hayal kırıklığı taşıdım.

Karların yavaştan kapladığı sokaklarda yere çökmüş oturan beden gözüme ilişti. Dikkatli baktığımda gördüğüm surat ile hırçın bir sırıtış oluştu yüzümde.

Telefonumu bıraktığım masadan alıp rehberden ismini bulup üzerine tıkladım.

"Tüm suçluluğunun karda eriyip gitmesini bekliyorsun değil mi?" Konuşmasına fırsat vermeden sorduğum soruda hareketleri dondu kaldı. Soğuğun işlemediği bedeni tek bir cümleyle teslim olmuş gibiydi.

"Yukarda bekliyorum." Üzerine çöken şaşkınlığı atmasına izin vermeden yine sesimi araya koymuştum.

Uzun bir süre izlediğim yerden kalkıp gözlerini yukarı kaldırdı. Zifiri karanlığa meydan okuyacak kadar kara gözleri daha bir koyulaşmıştı. Suçluluk duygusu muydu hissettiği, eğleniyor muydu gizlediğiyle?

Binanın kapısına yürümüş tahmin ettiğim kadarıyla merdivenleri çıkıyordu. Zili kullanmasını beklemeden gidip kapıyı açtım ve içeri geçtim.

Kalktığım koltuğa oturup başımı arkaya yasladığımda kapı girişinde hissettiğim hareketlilik ile birlikte duruşumu topladım.

Mavilerim yüzünü esir alıp, dört bir yanını talan ederken hissettiği duyguları yüzüne yansıtıyordu. Pişmanlık.

Karşımda kalan siyah koltuğa oturup derin bir nefes aldı. Soğuktan kırmızı fırçanın darbesini yemiş elleri hafiften titriyordu.

İNTİKAMIN ESİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin