18. Bölüm

169 123 323
                                    

Oy ve yorumlarınızı unutmayın lütfen 🧡

.
Biliyordum, onu kurtarmak için kendi damarlarını keserdi, o kadın böyle biriydi, insanlar üzerinde böyle bir gücü vardı...

Amok Koşucusu, Stefan Zweig

Bu yazı bana tamamen Nira'yı anımsattı. Sizinle de paylaşmak istedim :')

.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.

Okyanusun dalgaları hırçınlaşıp adaları yerle bir ederken bir yandan yeni olgular inşa ediyordu.

Bildiğimiz kısıtlı bilgiyle Kayra'ya ulaşmak imkansıza yakınken bir anda yanan ışık bizi zaferin kucak açtığı bir savaşa itmişti.

"Mahir," Fısıltımla gözlerini binadan çekip yüzüme çevirdi. "Hazırsın değil mi?"

Dudaklarında yer edinen gülümsemesiyle başını salladı. "Ben hep hazırım Nira, eski günlerdeki gibi." Buruk çıkan sesi kalbimi burkarken sözlerim prangalarla kilitlendi.

Yeşil gözlerinden mavilerimi çekip binaya tekrar baktım. Penceresinde gördüğüm hareketlilik dudaklarımın kırılmasına yol açtı. "Pencerede."

Mahir, bastırdığı kahkahasını ufak bir kıkırtıyla gün yüzüne gönderirken belindeki silahını kontrol etti.

"İşimiz silahla değil. Fevri davranma."

"Bakarıız. Hadi girelim artık Ecel'e ecel olma vakti geldi." Heyecanlı sesi hiçbir zaman kaybetmediği enerjisini simgeliyordu.

Yüzüme yerleştirdiğim kendinden emin ifade karşıdan bakanı darma duman edecek türdendi.

Hislerimi mezara gömüp üzerine döktüğüm betonun her saniye aşınması beni geçmişe itiyordu fakat bundan şikayetçi değildim.

Adımlarım kapının önünde durup elimi kapıyı çalmak için kaldırdığımda birden açılmasıyla geri indirdim. "Kimleri görüyorum..?" Ecel'in metalik sesi gözlerimi kısmamla sonuçlandı.

Aramızda gezen tehditvari bakışları Mahir'in sorusu bölmüştü. "Ecel sen misin?" Göz temasını kesmeden başını salladı. "Hadi lan ordan! Şu tiple olsan olsan Furkan olursun. Tam bir şerefsiz tipi var sende."

Afallamış gözleri ufak bir kahkaha atmama vesile oldu. "Mahir," Gözlerimi bir an yanıma çevirip cümlemi tamamladım. "Haklısın galiba."

"Haklı olarak doğduğumu söylemiş miydim daha önce? İsmimi haklı koyacaklarken son anda vazgeçmişler." Yıllar önce uyguladığı saçma konularla düşmanın dikkatini dağıtma taktiğini hâlâ kullanması eskiye olan özlemimi kabartmıştı. Kendi gibi davranmıyordu, olmak istediği gibi davranıyordu; umursamaz, mutlu...

İNTİKAMIN ESİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin