Tamam şimdi sakin oluyoruz. Sakin ol Chiasa. Marla'yı dövmene gerek yok."
"Zu kendi dediğine inandın mı cidden? Ben Chiasa olsam çoktan ağzını burnunu kırmıştım Marla'nın"
Marla Elizabeth'e öldürücü bakışlar attıktan sonra, tekrar boynuna yapışmış Chiasa'ya döndü.
"Asa-chan cidden özür dilerim. Bilmiyordum."
Chiasa cevap verdi.
"Sence bilmemen umrumda mı nalet şey."
Ortam tam bir kaos alanıydı. Elizabeth'in kaostan beslenen ruhu aşırı mutluydu. Çubuk kraker o eşliğinde kavgayı izliyordu.
Chiasa Marla'ya yapışmıştı. Mikazuki ise Chiasa'yı Marla'nın boğazından ayırmaya çalışıyordu.FLASH BACK
"U-uh chiasa-chan benim sana birşeyler söylemem gerek" dedi. Mor saçlı genç oğlan hafif kızarık.
Kız yanaklarındaki sıcaklığı hissediyordu. Oğlanın ne söyleyeceğini de anlamıştı.
"Dinliyorum Mitsuya-kun"
"Şey ben uzun zamandı-"
Çocuğun konuşmasını zil sesi engellemişti. Arayan Marla'ydı. Kız sinirlenmişti. Ama açması gerektiğini biliyodu. Oğlandan izin isteyip masadan, kalktı ve biraz uzaklaştı.
"Ne var"
"Chiasa-chan Smiley'i gördün mü? Ben bugün hiç görmedim de merak ettim biraz."
"Senin arayacağın zamana tüküreyim marla. Smiley felan da umrumda değil mahvettin hayatımı."
Chiasa yüzüne kapatmıştı telefonu. Cidden şuan Marla'yı öldürebilirdi.
Masaya döndüğünde konuştu kız:
"Mitsuya-kun bişey diyodun"Oğlan cesaretini kaybetmişti. Cevap verdi, "Yo yo demiyodum bişey"
FLASH BACK SON
Marla'nın cidden hayatı tehlikedeydi. Ve umrunda olan tek kişi mikazuki'ydi...
Normalde devamı var ama şerefsizlik olsun diye yarın atçam
~Yelena