Rönesans gibi hikayeye rönesans tablosu yakışır diye düşündüm. En sevdiğim resim bu yukarıdaki. (Karakterler; Elinde bıçak tutan Marla, yaralı zaten anladığınız üzere Mikazuki, o ağlayamımsı kişi Elizabeth diğeride Chiasa)
"AĞAĞAĞ" diye bağırdı chiasa. Birden bütün kızların kafası ona dönmüştü.
"QWJHEBQGSBGSHS" hepsi bir ağızdan kahkaha atıyordu kızların. Mikazuki elindeki telefonu chiasa'ya çevirdi ve resmini çekti. O sırada chiasa marla'dan telefonunu almaya çalışıyordu. Tam bı rönesans tablosu vardı o ufak parkta.
Hava yağmurlu olduğu için kimse dışarı çıkmamıştı, fakat bizim kızlar Dışarıda piknik yapıyorlardı. Hemen yanlarındaki tahterevalli ve salıncaktan oluşan parka gittiler. Biraz takıldıktan sonra o olay gerçekleşti.
Chiasa salıncaktan düştü. Aynı anda şunlar yaşanıyordu: chiasa yerde uzanıyor, aynı zamanda marla'nın elindeki telefonunu almaya çalışıyordu. Marla bir yandan chiasa'ya kahkaha atıyor, bir yandan chiasa'ya telefonunu uzatıyordu. Mikazuki chiasa ve marlayı çekerken aynı zamanda tahterevalliye oturuyor, karşı tarafın aşağıya inmesini engelliyordu. Elizabeth ise tahterevallinin yukarıda kalan oturma kısmına çıkmaya çalışıyordu. Rönesans tablosu gibiydi.
Mikazuki önce chiasa ve marla'nın sonra Elizabeth'in fotoğraflarını çekti ve bu anları sonsuzlaştırdı. O gün hepsi için çok güzel geçmişti. Yemek yemiş, kör ebe oynamış, gözü kapalı olan arkadaş çukura takılıp düşünce onunla fotoğraf çekmiş, anime karakteri taklitleri yapmış, hep birlikte tahterevallide sasageyo çalmış nudıl ve cips gömmüş, dondurma yemiş, ve uzuuun uzun sohbet etmişlerdi. Daha güzel ve eğlenceli ne olabilirdi ki...
(Gerçeklerden uyarlanmıştır.)
Ehehehehe bu biraz tanıdık geldi bana sanki- :>
Marla yeri
Chiasa yeri
Elizabeth yeri
Mikazuki yeri
Nasıldı sizce
Keyifler nasıl
Sorularınız varsa buraya
~Yelena
