-Mikey’e hediye olarak ne aldınız?
- Tespih ve çizgi roman. Artık çizgi romanın tepe tepe kullanırsın Bet-chan.
- Ooo reyis eyvallah bende bi kutu çikolata aldım Mikey çok şanslı.
- Bende taiyaki aldım bir kutu umarım beğenir. Sen ne aldın Marla?
- B-ben mi şeyy yani aslında
Marla kızardı aslında ne alacağını bulamamıştı. Mikey’in neyi seveceğini pek kestiremiyordu ayrıca parasıda fazla yoktu. Zaten soruyu da biraz kopya çekmek için sormuştu ama bu işine hiç yaramamıştı.
- Daha almadım ama okul çıkışı alacağım.-Hoş geldiniz efendim nasıl yardımcı olabilirim?
Marla abisinden yardım isteyince Keisuke ona oyun almasını söylemişti. Marla kendini bildi bileli oyunlarla alakası yoktu ve bilgisayar oyunlarının hangisinin güzel olduğunu bilmezdi. Abisinin yardımı olmasa Marla gerçekten bitmişti. Marla abisinin söylediği oyunu aldı ve mağazadan çıktı. Doğruca evin yolunu tuttu. Ama mağazada çok vakit harcadığı için eve varmadan karanlık çökmüştü. Marla daha hızlı yürümeye başladı. Karanlıkta yürümekten hoşlanmazdı. Kendine bile itiraf edemesede karanlık korkusu vardı. Evle mağaza arasında bir hayli mesafe varken üstüne mağazada vakit harcamasından dolayı kendine çok kızmıştı. Yere bakarak daha hızlı yürümeye başladı gözleri dolmuştu ve nefesi düzensiz bir hal alıyordu. Korkudan bayılmak üzereydi ki birisine çarptı ve sertçe yere düştü.
- Hey sen dikkat etse- M-marla?
Marla sıkıca kapattığı gözlerini açtı ve karşısında Kazutora’yı buldu.
-K-kazutora-kun o anda gelen ağlama hissini hızlıca bir kenara attı. Abisi üzülmesin ve onun zayıf olduğunu düşünmesinler diye yaptığı bir alışkanlıktı. Sık sık yaptığından artık bunu yaparken zorlanmıyordu.
-Marls?
Marla kafasını sağa çevirdi ve siyahlar içindeki abisini gördü.
-N-nii-chan
-Marls ne yapıyorsun burada? Hem de bu saatte?
Keisuke kaşlarını çattı ve bir şey düşünüyormuş gibi göründü.
- S-sadece eve gidiyordum biliyorsun oyun satan mağaza evden bayağı uzakta ve orada çok zaman harcamışım karanlığa kaldım.
- İyide sen--
Keisuke son anda durdu ve yanında Kazutora’nın olduğunu hatırladı. Marla zayıflıklarının dile getirilmesini sevmezdi. Bu yüzdendi ki karanlıktan korktuğunu sadece abisi biliyordu.
-Seni eve bırakayım. Üzgünüm Kazutora gitmeliyim.
- Sorun değil.Kazutora’nın menzilinden çıktıklarında Keisuke konuştu;
- Çok korkmuş olmalısın.
- H-hayır hiç korkmadım tamam mı? Lanet olsun evet çok korktum.
Marla o ana kadar tuttuğu tüm gözyaşlarını serbest bıraktı.
- Şşşş sakin ol Marls.
Keisuke ona sarıldı.
- Ç-çok korktum.
- Ben burdayım sakin ol.
Keisuke bulduğu ilk sokak lambasının altına oturdu ve Marla’yı kucağına aldı. Marla kafasını Keisuke’nin göğsüne dayamış duyduğu kalp atışkarı eşliğinde ağlıyordu. Keisuke kahkaha attı.
- Marls inanamıyorum cidden kocaman oldun kucağıma bile sığmıyorsun.
- Madem sığmayacağım niye kucağına alıyorsun.
- Ne bileyim ağlayınca bebek gibi görünüyorsun sığarsın sanmıştım.
- Nii-chan!
- Hayır bebek gibi görünüyorsun derken çok tatlı olduğundan bahsetmiştim. Ve ağlayınca çok savunmasız duruyorsun.
Marla sertçe Keisuke’nin göğsüne yumruk attı. Keisuke’nin ağzından kahkahayla karışık bir inleme çıktı.
- Tamam tamam epey güçlüsün. Ama bu gücünü abine vurmaktan daha yararlı işlerde de kullanabilirsin. Herneyse hadi gidelim koca bebek. Marla, gözlerini kısıp Keisuke’yi süzdü.
- Peh diyene bak koca bebek seni.
Keisuke tekrar seslice bir kahkaha attı.
- Marls bugün bayağı formundasın anlaşılan.
Marla’da kahkaha attı ve kendinden 2 yaş büyük olmasına rağmen küçük bir bebek gibi gördüğü abisinin uzun saçlarıyla oynamaya başladı.
Bir süre öyle durdular
-Tamam hadi kalk gidiyoruz geç oldu annem merak eder. Marls?
Marla ise çoktan uykuya dalmıştı…Baya seri atıyorum ama yakında atacak bölüm kalmayacak kalcaz ortada sjsnndndjsjej. Hep Yelena'nın hikayelerini yayınladım bu ara birazda benimkini yayınlayam dedim.
Marla yerimiz
Burada Koca bebek Keisuke'ye gelsin.
Kaosobur Elizabeth yeri
Küçük Masum Mikazuki yeri
Ve burada Mikey'e tespih alan koca yürekli Chiasa yeri....
Nasıldı sizce?
Vee iyi geceler dilerim efenim
~Natasha