zugzwang

24 4 0
                                    

Gülüşüne baktığınızda gülümsemek zorunda hissediyordunuz kendinizi. Beyaz dişleri birbir sıralanırken ne kadar güzel göründüğünü düşünmeden edemiyordunuz. Ve onun gülüşüyle hayatınızın ne kadar güzel geçebileceğini düşünüyordunuz. Bunları düşünmenizin vücudunuzun yarattığı kelebek etkisini de seviyordunuz.

Açık kahverengi gözlerindeki sakinliği sanki tüm derdinize deva olabilirmiş gibi geliyordu. Tüm sakinliğiyle sizi hayallerinizdeki idealarınıza götürüyordu. Ya da toz pembe bir ideanın içine hapsoluyordunuz.

Gözlerinizi gözlerine getirdiğinizde unuttuğunuz her şeyi anımsayacak bir güce sahip oluyordunuz. Bir yalanın güzelliğine kanıyordunuz. O yalana kapılıp gidiyordunuz.

Unutkan zihnimin unutmadığı tek şey unutmak ve bazende adımdı demiştim ya size kitabımın başında. Anladım ki unutamadığım tek şey bunlar değildi. Öyle ki bir yerlerde benim onları bulmamı bekliyorlardı. Kendi kendime eziyet ettiğim bir hikayeydi bu. Kendim unutmak isteyip kendim hatırlamak istediğim bir hikaye. Beni ruhen çok yoran bir hikaye.

Bazı hikayelerin içinde dönüm noktaları vardır. Kahramanı ölüme götüren bir dönüm noktası mesela. Hep merak ettim benim dönüm noktam neydi? Nerede ne yaşanmasaydı tüm bu yaşadıklarımı yaşamazdım diye düşündüm. Ama dönüm noktasını bulsam da bulmasam da şuan olduğum sonucu değiştirmeyeceğini biliyordum. Yine de merak ediyorum, çok küçük bir şey değişseydi, ne değişseydi bu kadar zor bir hikayenin içinde bulmazdım kendimi? Bunu bana söyleyin.

Ne değişseydi bu hikaye burada olamazdı?

i forgot bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin