" Levent bey? İnmeyecek misiniz? " Asansör kapısı açılmış, loby çalışanı merakla Levent'e bakıyordu. Bade ile karşılaştıktan sonra kafası sanki karşılaştıkları o katta kalmıştı.
" İniyorum Furkan iniyorum..." Diyip asansörden çıktı, çok şaşkındı. Kadının sesi kalbine bir yumru gibi inmişti sanki.
Bade çok güzel, çekici, beline kadar uzanan doğal sarı saçları ve renkli kocaman gözleriyle gerçekten çok dikkat çeken her ortamda varlığını hissettirebilecek bir kadındı. Ama Levent hayatında ilk defa bir kadından böylesine etkilenmişti hemde ilk bakışta. Onu görünce olduğu yerde kala kalmıştı, hala nasıl böyle tepkiler verebildiğine anlam veremiyordu. Bade'nin etkisinden çıkamamışken Furkan'ın sesi dikkatini toplamasına sebep oldu.
" Levent bey, komşunuz nihayet taşındı kendisi az evvel geldiler belki karşılaşmışsınızdır. "
" Evet, selamlaştık az önce." Dedi soğuk bir ifadeyle içindeki heyecanı saklamaya çalışarak.
" Bir aydır evi hazırlanıyordu, mimar olunca tabi kolay beğenmiyorlar, sizde çok uğraştırmıştınız bizi yalan değil." Diyip güldü, yanındaki kızda eşlik etti ona. Gülmeyen tek kişi Levent'ti, Furkan'ın dediği cümleden sadece Bade'nin de mimar olduğu kısmını almış ve daha da meraklanmıştı.
" Mimar mı? "
" Evet, Bade Erten siz tanırsınız diye düşünmüştüm daha geçenlerde bir projesinden dolayı tema vakfı ödül verdi. Duyduğuma göre de yurt dışında baya ödül almış çok başarılı bir kadın, dışarıda görsem model zannederdim herhalde. "
" Aynen bende ilk içeri girdiğinde turist sandım." diye onayladı Furkan'ı genç kız,
" Demek mimar, tanımıyordum kendisini."
" Emin bey var işleriyle ilgilenen kişi galiba ondan duyduğum kadarıyla peyzaj mimarı, sadece mimar denmesinden de hoşlanmazmış."
Levent bu sefer şaşkınlığını gizleyememişti, gözlerini kocaman açılmıştı. Onu etkileyen kadın sadece bir mimar değil peyzaj mimarı çıkmıştı. Boğazını temizleyip " Kolay gelsin gençler." dedi ve hemen cebinden telefonunu çıkarıp Eren'i aradı.
" Levent bey bende tam-"
" Eren çok acil Bade Erten'in öz geçmişini , projelerini, çalıştığı şirketleri bulup bana göndermeni istiyorum. Çok acill!"
" Levent bey, biz zaten Bade hanımın İstanbul'dan Antalya'ya taşınacağı haberini aldığımızdan beri kendilerine ulaşmaya çalışıyoruz lakin kendisine bir çok şirketten teklif olduğu için iletişim kuramadık... Size de kesin bir şey olmadan-"
Levent çok sinirlenmişti, " Nasıl yani bana bunu nasıl söylemezsin benim dışımda herkes bu kadını tanıyor, şaka falan mı bu?" diye çıkıştı. Eren korkudan susmuştu,
" Eren beni daha fazla sinirlendirmeden istediklerimi mail at, çabuk!"
***
Duş aldıktan sonra eve yemek söyleyip alışveriş işini sabaha bırakmıştı Bade, kendini çok mutlu hissediyordu sanki rüyadaydı. Yemek yiyince yorgunluğu uçup gitmişti öyle ki yeni aldığı bikinilerini heyecanla giymiş mutfakta kendine soğuk kahve yapıyordu. Bir çocuk gibiydi, topuklu terlikleriyle tak tak tak dans edip oradan oraya koşup duruyordu. Çiçekleriyle konuşuyor onlara şarkılar söylüyordu. Adeta tanrıça gibiydi, ruhu bu şehirde çoktan ışığını bulmuştu.
Kahvesini alıp, terasa çıktı. Bir yandan da aklı bugün karşılaştığı Levent'deydi, terasa çıkma isteğini arttıran birazda oydu kendine itiraf edemesede.
" Acaba eve döndü mü? " diye içinden geçiriyordu.
Cam kapıyı yana kaydırmasıyla çiçeklerinin güzel kokusu ciğerlerini doldurmuştu, teras görüntülü görüşürken gördüğünden daha büyük ve ferahtı. İstanbul'dayken kaldığı bir rezidansta da açık plan teras vardı o yüzden çok yadırgamamıştı, Levent'in terasına doğru ilerledi. Çiçekleri sınır çeker gibi koyulması hiç hoşuna gitmemişti, elindeki kahveyi ve bornozu bırakıp çiçeklere yöneldi. Tüm terası kokusuyla dolduran kamperfoelie Levent'in oturma grubuyla kendi sofasının arasına yerleştirdi. Diğer üç saksıyı da terasın diğer tarafına güzelce yerleştirdi. Böylece aralarında bir sınır gibi durmuyorlardı, gülümseyerek kahvesine doğru ilerledi. Manzaraya karşı oturup bir süre taze havanın tadını çıkardı, derin düşüncelere dalıp gitmişti. Bundan sonra neler olacaktı, nerede çalışacaktı ve en önemlisi bugün olduğu gibi hep huzurlu kalabilecek miydi? Tüm bunları kahvesinden son bir yudum daha alırken düşünmeyi bıraktı ve kafasının içinde ki diğer sesi dinleyerek sol tarafta ışıkları yanan daireye baktı. Uyumak için erken bir saat diye içinden geçirirken yatak odası diye tahmin ettiği ikinci katın ışıkları kapandı ve kısa bir süre sonra terasın ışıkları yandı. Yine o kalp çarpıntısı Bade'nin vücudunu titretmişti, elini kalbine götürdü hayretle.
" Gerçekten senin neyin var?" diye kendiyle kavga ederken Levent kadrajına girmişti. Üstünde siyah bir şort ve aynı tonda bol bir tişört vardı, bu hali Bade'nin çok hoşuna gitmiş olacak ki yüzünde bir gülümsemeyle Levent'e küçük kız çocukları gibi el sallamıştı.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twin Flame
RomanceLevent ve Bade... Daha dünyaya gelmeden önce bir ruhu oluşturan eril ve dişil. Tek ruhtan ikiye ayrılıp dünyaya gönderildiler, birbirlerine kavuşup tekrar tek ruh olmak için. Birbirinin ikiz alevi olan bu çift, ilk karşılaştıkları andan itibaren sp...