Bölüm 4

13 2 0
                                    

***

Levent, Bade'nin güzelliğine hayran kalmıştı gözlerini ondan ayıramıyordu. Terasın mermer taşına oturmuş bir melek gibiydi, ıslak sarı saçları sarı ışıkla birlikte dahada göz alıcı olmuştu.  Yüzünü manzaraya çevirmiş ciddi bir yüz ifadesiyle öylece duruyordu, üzgün gibiydi. Levent az önce eve dönmüştü ve yatak odasının köşe camından karanlıkta onu izliyordu. Bunu neden yaptığını oda bilmiyordu ama bu kadında onu çeken bir şeyler olduğu kesindi. Sadece dış görünüşünün mükemmelliği değildi onu hayran bırakan, hakkında öğrendikleri de Levent'i etkilemişti bir hayli. İstanbul'da yaptığı kariyer, şu anki başarısıyla adından söz ettirmesi ve bunların hepsine daha bu kadar gençken sahip olması hem şaşırtıcı hemde gerçekti. Levent bu kadınla çalışmak istiyordu, Eren'in gönderdiği mail de Bade'nin örnek projelerine bakmıştı ve aradığı yaratıcılık onda vardı.
Levent camdan baktığı güzel kadını süzmeyi bırakıp hemen üstünü değişmeye koyuldu ve terasa inip onunla konuşmak için cesaretini topladı.
Terasa çıktığında, Bade ona dönmüş gülümseyerek el ile selam veriyordu.

Levent'in içi yumuşamıştı gülümseyerek kadına doğru ilerledi, terasın ortasındaki çiçekleri kaldırmış en güzel kokanıda kenara koymuştu.

Bade'ye yaklaşınca vücuduna bakmamak için ayrı bir özen göstermesi gerekti. En iyisi gözlerine bakmakta buldu yine loş ışıkta gece gibi parlayan mavi gözlerine baktı, o an yine kalbi hızlanmıştı.

"Bade..." dedi gülümseyerek "Terası sevmişe benziyorsun."

"Evet uzun zamandır böyle huzurla dolmamıştı içim, çok iyi geldi bana buraya taşınmak."

Sesi rüzgarla karışık Levent'in kalbine esiyordu sanki,

"Sevindim bunu duyduğuma..."

Bade dudağını ısırarak gülümsedi ve kahvesinden bir yudum alıp Levent'e döndü.

"Bu güzel mimari senin eserinmiş diye duydum, doğru mu?"  Diye sordu Bade,

"Evet, iki yıl oldu galiba yapalı. Zaten bittiği gibi buraya taşınmıştım, bu katı kendim için yaptım diyebilirim. "

Levent'i gözlerinin içine bakarak dinlerken kafasıyla onaylıyordu ve alt dudağını ısırması Levent'in ister istemez Bade'nin dudaklarına bakmasına sebep olmuştu.

" Anladım zevkini çok beğendim doğrusu özellikle mermerleri, aynı şekilde siyah temayı ve banyodaki özel işlemeler tam benlik. "

Levent, Bade'nin onunla aynı zevkleri paylaşıyor olmasına çok sevinmişti, sert yüz hatları ne kadar ifadesiz durmak istesede olmuyordu o öyle karşısında gülümserken onuda gülümsetiyordu.

" Sanırım kişisel zevkimi beğenen bir tek sensin çünkü iki yıldır burada yaşıyorum sadece günlük kiraladıklarını gördüm hiç kalıcı komşum olmadı doğrusu." Diye itiraf etti.

" Sen mimarsın senin gördüğünü herhangi biri göremez çok normal ama ben günlük kiralamadım yani artık bir komşun var. " Diyip kahkaha attı. Neşesi geceye ışık saçıyordu sanki, Levent onu hayranlıkla izliyordu.

Bade kollarını birbirine sarıp "Hava soğudu ya artık havuzada girilmez kesin üşütürüm." Yerinden kalkıp köşede duran bornozunu üstüne geçirirken Levent gözlerini ondan bir an ayırmadı, boyu en az 1.70 var diye düşündü ve kesinlikle spor yapıyordu. Bornozunun kemerini sıkıp Levent'e döndü, "Yalnız mı yaşıyorsun sende?"  Bade meraklı gözlerle Levent'e bakıyordu, saçlarıyla oynayıp koltuğa oturdu ve eliyle yanındaki minderi gösterip gelmesi için işarette bulundu. 

Levent, mermerin üstünde yarım kalan kahve bardağını da alıp Bade'nin yanına oturdu. Çiçeğin kokusuyla, Bade'nin ıslak saçlarının kokusu yüzüne çarpıyordu. 

" Evet, yalnız yaşıyorum." Elindeki kahveyi ona uzatırken," Aslında çok kısa bir zaman önce kedim vardı Zeytin, maalesef öldü." dedi. Hüzünle yüzünü karanlık gökyüzüne çevirdi ve iç çekti. 

" Çok üzüldüm, başın sağ olsun. " Levent'in omzunu sıvazladı.

 " Benim de köpeğim geçen sene kanserden öldü, kurtaramadık onu çok küçüktü dayanamadı yavrum o yüzden seni çok iyi anlıyorum. "  Sesi bile çatallaşmıştı Bade'nin cümlesinin sonunu getirirken. Yüzünü ona dönünce omzunda ki elini yavaşça geri çekti bade, dolan gözlerini de kaçırdı Levent'ten. 

" Adı neydi köpeğinin?" 

Bade gözünü kırpınca yanağından yaşlar süzülmüştü, yine de gülümseyerek Levent'e döndü.

" Luna'ydı ismi kızımın. "  

" Zeytin'le Luna şuan belkide bizi izliyordur. O yüzden ağlama, seni mutlu görsün." Uzanıp Bade'nin yanağında ki gözyaşını sildi. Yumuşacık teni hemen kızarmıştı, burnunu çekip hemen yüzünü sildi ve geri yaslandı.  

" Haklısın Levent, neyse senin de hayvanları seviyor olman çok güzel yakında bir köpek sahiplenmeyi planlıyorum. Çünkü işten eve gelmek için bir nedene ihtiyacı oluyor insanın." 

" Çok haklısın, ben hala alışamadım yokluğuna. Her kapıyı açtığımda aklıma geliyor, şimdi burda olsa kucağımdan inmezdi. " Dedi Levent,
"Sahipleneceğin zaman haber ver belki bende gelirim." gülümsedi hüzünle karışık. 

Aralarında kısa bir süre sessizlik oldu, Levent'in telefonu çalana kadar.  Eren arıyordu, Bade'ye dönüp " İşle ilgili, kusura bakma."

"Aç lütfen." Dedi nazikçe Bade. 

"Efendim Eren, nedir bu saatte aramanı gerektiren." 

" Efendim rahatsız ettiysem özür dilerim lakin güzel bir haber vermek için aradım, Bade hanımın menajerine ulaştım ve bizzat kendisiyle konuşma imkanı buldum. Durumu olduğu gibi anlattım oda yarın bir görüşme ayarlamaya çalışacağını Bade hanımdan  haber beklememizi söyledi."

Levent gülümseyerek Bade'ye döndü yüzünü, " Tamamdır. Sağ ol Eren sabah görüşürüz." aramayı bitirip telefonu Bade'ye uzattı.

" Numaranı alabilir miyim?" 

" Aaa.. Tabi. " Şaşırıp telefonu aldı ve numarasını yazıp arama tuşuna bastı, terasa uzaklardan gelen zil sesini duyunca kapattı ve Levent'e verdi. 

Levent, " Meşhur Bade Erten'in numarasını aldım, bir süre bununla hava atmalıyım bence. " diyince Bade bir kez daha şaşırdı, Levent sırıtarak ona bakıyordu.

" Beni tanıyor muydun? " 

" Az önce beni arayan kişi ne dedi biliyor musun? Bade Ertenin menajerine ulaştım ve yarın kendilerinden dönüş bekliyoruz dedi." 

" Nasıl yani?" 

" Akman Holding olarak seninle çalışmayı çok istiyoruz, 'Peyzaj Mimarımız olarak bize katılmanı istiyorum. " 

Twin FlameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin