Bölüm 5

9 1 0
                                    

" Bunu beklemiyordum, çok şaşırttın beni Levent. "  Ne diyeceğimi bilmiyordum, çok şaşırmıştım.  

" Bade,"

" Levent lafını balla kesiyorum, senin şirketinin zaten çalıştığı bir peyzaj mimarı yok mu? Yani bildiğim kadarıyla yedi yıllık bir şirketin var." Dedim şaşkınlığımı atamamıştım hala, çünkü uçaktayken bu ihtimali düşünüp şirketin peyzaj mimarına bakmıştım Ahmet diye biriydi hatta Levent ile fotoğrafları vardı katıldıkları programların bir çoğunda.

" Vardı, hatta kendisi benim çok yakın arkadaşımdı üniversiteden fakat yurt dışından teklif alınca kimseye haber bile vermeden gitti. Bizi çok zor bir duruma soktu, yürütülmesi gereken onca proje ve planladığımız bir gidişat vardı hepsi durmuş durumda. Anlayacağın durum baya karışık." Levent'in sinirden dişlerini sıktığını çenesinin hareketinden anlayabiliyordum. 

" Çok kötü olmuş, böyle bir sorumsuzluk katlanılabilir gibi değil benim iş ahlakıma hiç uymuyor en azından elinde ki projeleri bitirip teslim edip öyle gitseydi acelesi neymiş ? " İçimde tutamadan fikirlerimi öylece söylemiştim, çünkü Levent baya kazık yemiş durumdaydı bu sözde arkadaşından. 

" Olan oldu, dava açıldı zaten yurt dışına gittiğine pişman olacak o. "  Çok gerilmiş gibiydi, burnundan soluyup bana döndü. 

Levent için üzülmüştüm ama şuan içten içi mutluydum çünkü bana iş teklifinde bulunmuştu. 

" Ben şuan sana kesin bir şey diyemem, ama az önce sizi arayan kişi Emin'e yani menajerime ulaşabildiğine göre muhtemelen iş teklifinize olumlu bir dönüş yapılacağına işaret. 

Ben çok isterim senin gibi başarılı bir iş adamı ve mimarla çalışmayı. İstanbuldan kaçıp sözde Antalya'da daha relax bir iş hayatı yaşamak istiyordum ama bu çokta mümkün değil gibi. Benim gibi bir işkolik zaten dayanamaz boş durmaya." Dedim gülümseyerek, İçi rahatlamıştı çatık kaşları düzelmişti yerini çekici bakışlara bırakmıştı. 

" Seni karşıma melekler mi çıkardı? Bu kadarı tesadüf olamaz çünkü. " 

Haklıydı, sadece ben böyle düşünmüyormuşum demek. Bu güzel itirafı utandırmıştı beni, 

" Bence bu hayatta başımıza gelen hiçbir şey tesadüfi değil," 

Yine olmuştu işte, yine gözlerimin içine girmişti o bal kahvesi gözleri zamanı durdurmuştu. Kalbim ağzımda atıyordu, nasıl alışacaktım ben bu bakışlara. Aramızda rüzgarın çıkardığı sesten başka ses yoktu, bu beni çok geriyordu. Esneyip Levent'e döndüm, kendimi uykum geldi ben kalkayım demek için hazırlarken o konuştu. 

" Soğuk oldu, saçlarında ıslak eğer işin yoksa bana gel sana sıcak bir şeyler yapayım?"  Bunları söylerken önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına nazikçe koydu, bana sanki biri büyü yapmıştı bugün. Normalde bir erkek benim iznim olmadan bana dokunamazdı ama daha tanışalı sadece saatler olmuş bu adama karşı koyamıyordum. 

" Olur, çok naziksin. Ben böyle rahat değilim üstüme daha rahat bir şey giyip gelsem olur mu? " Dedim yerimden kalkarken, hemen başıyla onaylayıp oda kalktı. 

" Tabi, ne çayı yapayım sana ?" 

Sehpadaki bardağımı alıp, ona gülümsedim. " Sen hangisinden içeceksen bana da ondan yap." 

" Ben viski içerim muhtemelen, yol yorgunu olduğun için istemezsin diye düşündüm ama bana eşlik edersen de mutlu olurum."  

"Neden olmasın, hemen geliyorum. " Diyip terliklerimin tak tak sesleri eşliğinde eve girdim.  Mutfak tezgahında duran telefonumu kaptığım gibi merdivenleri tırmanıp yatak odama koştum heyecanla, içimden kendi kendime sonuçta hem patronum hemde çalışma arkadaşım olacak birlikte içmemiz de sorun yok diyerek bornozumu çıkarıyordum. Telefonumun ekranında cevapsız çağrıları görünce elime aldım, Emin beş kere aramıştı. Diğer numara ise Levent'in numarasıydı. Sırıtarak numarasını rehbere kaydettim sonrada hemen Emin'i aradım meraktan çatlamıştı muhtemelen.

" Yavrum sen nerdesin? Yemin ediyorum beş dakikaya aramasaydın kalkıp yanına gelecektim. "

Telefonu hoparlöre verip giyinme odama geçtim. " Ya Emin saçma sapan konuşma bi sakin ol lütfen, iyiyim ben terastaydım telefon içeride kalmış. " 

" Bade Timur'la birlikte gelip evine yerleşiriz bak! Sakın bir daha beni meraklandırma kuşum tamam mı anlaştık mı?"  

" Tamam tamam anne, tamam. Ya Emin, benim kırmızı sweatshirtüm nerde? Kim yerleştirdi bunları böyle insan bi rengine göre ayırır ya. " Cidden tekrar düzenlemem gerekecekti tüm odayı, neyse ki en sevdiğim kalem penye elbisemi bulmuştum hemen başımdan geçirdim. 

" Timur, aşkım Bade'nin kırmızı bir sweatshirt varmış nereye koyduk biz onu? Ya Bade gece gece napıcaksın bin tane kıyafetin var giy birini. " 

" Tamam, sen neden aradın beni onu söyle ?" 

" Yarın sabah sana gelicem erken kalk, çok fazla iş teklifi var birlikte bakmamız lazım."

" Akman holdingin dışındakileri ara tekliflerini reddettiğimi söyle, bir tane aralarından en iyi şirketi de ne olur ne olmaz beklet. " 

" Yok artık yoksa senide mi aradılar, nerden haberin oldu?" 

" Yarın sabah ikiniz de bana kahvaltıya gelin anlatırım size, tamam mı bebeklerim, sende endişelenme iyiyim ben süperim hatta. Hadi kapatıyorum uyanınca ara beni." 

" Tamam güzelim, Timur'da öpüyor seni hadi iyi geceler." 

Aceleden bikinimin üstüne giymiştim elbiseyi, hemen çıkarıp soyundum. Çekmeceden siyah dantel iç çamaşır takımımı giydim sonra gözüme cam vitrinimde duran derin dekolteli siyah saten geceliğim takıldı, 

" Yok artık bunu giyemem canım, abartma Bade, adama git direk beni yatağa at de daha az utanç verici olur."

 Kendi kendime kızıp yerdeki kıyafetimi giyip banyoya gittim, parfümümü havaya sıkıp zıpladıktan sonra saçlarımı arkaya doğru tarayıp aynada kendimi beğenince de telefonumu alıp Levent'i daha fazla bekletmeden aşağıya indim.

Twin FlameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin