Twin Flame

Bölüm 10

***

Levent korna sesiyle kendine geldi ve yanan yeşil ışığı görüp hareket ettirdi arabayı. Aklı, Bade'nin evine elinde çiçeklerle gelen sarışın, yakışıklı ve bir hayli karizmatik olan adamda kalmıştı. Dün sevgilisinin olmadığını söyleyen Bade'nin heyecanla koşup o adama sarılması, gözünün önünden gitmiyordu. Adam sarıldığı yetmemiş gibi bide Bade'yi saçlarından öpüp koklamıştı ve Bade de bu durumdan çok memnun bir şekilde adama karşılık vermişti.

Levent elini yumruk yapıp içinden 'bana vermediği karşılığı' diye geçirdi. 

Levent, Emin'in Bade'nin abisi olduğundan bihaber şekilde kıskançlıktan burnundan solurken Bade' abisiyle hasret gideriyor ve Levent'in dedikodusunu yapıyordu. " İnanmıyorum, Levent Akman yan dairede yaşıyor birde üstüne dün seni öpüyor ve sen bunları bana bugün anlatıyorsun. " 

Bade'nin saç makyajı bitmişti ama makyöz ve kuaför hala içeride eşyalarını topluyordu. Bade sinirle tısladı Emin'e.

" Biraz sessiz mi tepki versen acaba, beni anlattığıma pişman etme."

" Tamam, tamam. Abin olduğumu bilmiyor değil mi? Sakın söyledim deme."

"Yok fırsat olmadı ki, sen gelince yanına geldim o ara gitmiş." Dedi Bade. 

" İyi" Emin kafasında kurduğu tilkice planlara sırıtarak ellerini avuşturdu. Bade, Emin'in sırıtmasına anlam veremeyerek ona bakıyordu. " Sen neden böyle sırıtıyorsun?"

" Hayatım çok safsın, ben gelince üstelik evine kendi anahtarımla girdim elimde güllerle şimdi kesin beni senin sevgilin sanıyordur." Kahkaha patlattı Emin. " Saçmalama, öyle düşünmemiştir." Dedi Bade, " Dün bana sevgilimin olup olmadığını sordu bende yok dedim, öyle bir şey düşünemez."

" Oha, pardonda oha!" Yükselttiği sesini azaltıp Bade'ye baktı Emin. " İlk defa tanıştığın kadına da bunu hemen sormazsın ya, ne yaptın bu adama sen Bade. İlk görüşte aşık mı oldu acaba? Ay bide öpmüştü kesin sana vuruldu bu adam demedi deme. " 

Bade Emin'e ne diyeceğini bilmiyordu, oturduğu yerden kalkıp aynada kendine baktı, sonrada kuaförü ve makyöze kapıya kadar eşlik etti. 

Emin arkasından gelip koltuğa yayılarak oturdu. " Bade, sende mi hoşlandın yoksa bu adamdan?" 

Bade saate bakıp, Emin'in yanına oturdu. " Off Emin saçmalama bir günde ne hoşlanması ya sadece yakışıklı ve seksi bir adam aramızda cinsel bir çekim olması çok doğal bende biraz sarhoştum, sen sakın şirkette beni rezil edecek şeyler söyleme bak şimdiden uyarıyorum seni."  

" Anladım ben anlayacağımı, benden sır çıkmaz ama sen beni dinle abin olduğumu o sorana kadar söyleme. Bakalım seni kıskanacak mı? Bize de biraz malzeme çıkar zaten çok sıkılıyorum, heyecan lazım bana." 

Emin sırıtırken, Bade kafasını iki yana sallayıp güldü." Ya zaten tipine baksa bile kardeş olduğumuzu anlar, bu güzel genlerden ülkede sanki kaç kişide var."  

***

Cam kapımın tıklatılmasıyla kafamı dosyalardan kaldırıp, kapıda duran asistanım Buse'ye çevirdim. 

" Levent bey, Bade hanımla olan toplantınız için salon hazır. Kendilerinin menajeriyle az önce telefonlaştım gelmek üzereler direk toplantı salonuna mı alalım kendilerini ?" 

" Olur bende geliyorum birazdan. Teşekkürler Buse çıkabilirsin." 

Masamdaki evrakları toplarken, aklıma Bade'nin yine o adama sarılması geldi. Bugün sabahtan beri bir sürü toplantıya ve şantiyeye uğramıştım ama hala aklımdan çıkmamıştı. Bu durum iyice canımı sıkmaya başlamıştı, kafam bir türlü dağılmıyordu ve neden bu kadar bu konunun canımı sıktığınıda anlamıyordum. Kafamı kaldırıp derin bir nefes alayım dediğimde, Bade'nin ve sabah sarıldığı adamın karşı koridorda Buse'yle olduğunu gördüm. Yutkunarak astığım ceketimi giydim ve odamdan çıkıp toplantı odasına doğru ilerledim. Odaya girdiğimde Bade yeni oturmuş, adam ise ayakta duruyordu. 

" Hoş geldiniz. " 

" Levent, hoş bulduk. Tanışın lütfen menajerim ve kişisel asistanım Emin." 

Gözlüklerini çıkarıp bana elini uzattı, demek bu kadar yakın olduğu adam asistanıydı. Gözleri aynı Bade'nin ki gibi masmaviydi acaba akraba mıydılar diye düşünmeden edemedim. Uzattığı eli gülümseyerek sıktım.

" Memnun oldum."  Dedim bana samimi bir gülümsemeyle karşılık verdi ve oturdu. 

Buse, " Toplantıdan önce ne içerdiniz?"  

Bade gülümseyerek " Biz sade türk kahvesi alalım. " dedi, Emin'e bakarak. 

" Siz Levent bey?"  Buse'nin sorusuyla gözlerimi Bade'nin güzelliğinden alıp yerime geçtim. 

" Ekspresso. " 

Yaklaşık bir saatlik toplantının sonunda Bade sözleşmeyi imzalıyordu, o an Emin ile göz göze geldim. 

" Emin için sözleşme hazırlamalarını söylemeli miyim? Sonuçta birlikte çalışıyorsunuz belli ki." 

Bade kafasını kaldırıp gözlerime dik dik baktı, tam konuşacaktı ki toplantının başından beri sessizliğini koruyan Emin konuştu. 

" Ben sadece Bade istediği zaman ona yardım etmek için varım,  şirketinizin bir çalışanı olmama gerek yok. Bade'nin yurt dışında hali hazırda yürüttüğümüz projeleri var ben daha çok onlarla ilgileniyorum. Genelde sadece imza attırmak için şirketinize gelmem gerekecek, değil mi Bade?"

" Evet, ben demek Emin demek zaten onun bir şey imzalamasına gerek yok Levent. Teşekkürler yine de teklifin için." Bana sözleşmeyi uzattı. 

" Pekala, toplantı bitmiştir hayırlı olsun, Bade bize katıldığın için çok teşekkürler tekrar. " 

" Ne demek, daha bir şey yapmadım. " Dedi gülümseyerek, ayağı kalkarken Emin eğilip Bade'yi tek yanağından öpüp geri çekildi. Eli hala Bade'nin belindeydi...

" Hayırlı olsun canım, burası sana iyi gelecek bence." Bade'yle aralarında bakışıp gülüştüler, içimden dilimi ısırıp ikisini izliyordum. Bu adam asistandan fazlasıydı ve şimdiden benim canımı sıkmaya başlamıştı.