AŞK-I İLÂHÎ

Bölüm 3

''O [C.C] RAZI OLSA YETER'' DİYEBİLİYORSAN EĞER, DUYMAZSIN SÖYLENEN TÜM SÖZLERİ. SUSMAK İSTERSİN TÜM BENLİĞİNLE. KONUŞSAN KELİMELERİN ANLAMI KALMAZ, SEN SÜKÛT ETTİKÇE...

Sükût insanın en kıymetli hazinelerinden biridir. Susmak bir cevaptır yerine göre. Hatta bazen en güzel cevaplar sükût ile verilir. Bazen bir sükût, söylenebilecek onlarca kelimeden daha tesirlidir. Tek gayen Rıza-i İlâhî olsun güzel insan. Tek derdin Allah olsun. Yaptığın her işe ''Allah bu yaptığım işten razı olur mu'' diye düşünerek, hesaplayarak başla.

Ne diyordu Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri:

''Eğer o razı olsa bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer o kabul etse bütün halk reddetse tesiri yok.

Mesele Allah'ın razı olup olmamasıdır. Yoksa insanların razı olup olmamasının bir önemi yok. İnsanları zaten memnun etmek çok zordur. Ve insanın yaratılış amaçlarından biri de Allah'ı razı etmektir, insanları değil.

Bazen susarsın ama içinde fırtınalar kopuyordur. Kimse bilmez O'ndan [c.c] başka. Sen gülersin, acılara göğüs gere gere gülersin ama kimse bilmez acını O'ndan başka. Madem ki O'ndan başka bilen yok, gören yok ne diye minnet eylersin insanlara. Sana lazım olan sadece Rabbin. Sana her şeyden ve herkesten daha yakın olan Rabbin. Çok mu yordu seni dünya, çok mu daraldın, çıkmazlara mı girdin. Aç ellerini Alemlerin Sahibine ve yalvar dilin döndüğünce. Sen Rabbinin en kıymetlisisin.

İnsan da çay misâli demlenir bu hayatta. Yaşadığımız sıkıntılar ve acılar ile demleniriz. Demini almadan güzel olmaz çayın tadı. İnsan da demlenerek anlam kazanır bu dünyada...

Dön ve bak etrafına. Temâşâ et kainatı. Ağaçlara, kuşlara, gökyüzüne ve denizlere bak. Güneşe bak. Hem aydınlatıyor, hem ısıtıyor. Kimin için bunca güzellikler. Hepsi senin için. Hepsi bizim için. Bütün kainatı bize hizmet ettiriyor Allah. Ve bunların haricinde bir de bize cennet vaat ediyor. Peki biz? Ufacık bir zorlukta söyleniyoruz. Sabredemiyoruz. Bu yol da sabredenler kazanır ey güzel insan. Sabretmesini bilmeyene mükâfatta verilmez.

Gözleri görmeyen insana kör deriz. Asıl kör, Allah'ın yeryüzündeki düzenini, sanatını ve nimetini görmeyendir. Göz zahiren görür ama bir de kalp vardır ki gözün göremediğini görür. Bakmak ve görmek farklıdır. Her bakan göremez. Herkes bakmasını bilir ama görmesini bilen müstesna.

Sükût diyorduk ya hani. Sükûtumda gizli çığlıklarım. İnsan, sükût ederken aynı zamanda lisan-ı hali ile çok şey söylüyordur. Ancak yine görebilene rahmet. Dedik ya kolay değildir görebilmek ve önemli olan kalp ile görebilmek.

Rabbim kendisini bize hatırlatan insanlara düşürsün yolumuzu. O insanlarla hemhal eylesin gönlümüzü. Derdi Allah olanlarla daim etsin muhabbetimizi...

Amin...