Bölüm 4

247 27 8
                                    

CENNETİ BU FÂNÎ DÜNYAYA SIĞDIRMAYA ÇALIŞIYORSUN. ETME!

İnsanların yaptığı en büyük hatalardan birine geldik. Cenneti bu dünya da yaşamaya çalışmak. Kimse sıkıntı çekmek istemez, kimse acı çekmek istemez. Ancak dediğimiz gibi her acının ardında bir güzellik vardır. Güzellikler, bazı zorlukları, acıları yaşayarak gelir. Bu da imtihan üzerine kurulmuş bu dünyanın kuralıdır. Acı çekmeden, sıkıntı çekmeden sadece güzelliklerin olduğu yer cennettir. Burası cennet değil, burası dünya. Hem de imtihanlar dünyası. Bir imtihanın bitip, başka bir imtihanın başladığı bir dünya.

İnsan hep sonu düşünür, sonuç odaklıdır. Ancak iş dünya-âhiret hayatına gelince sonuç odaklı düşünemez. Anı yaşamak ister. Bu da sabırsızlıktan gelir. Güzel şeylerin hemen olmasını ister. Sabretmeye tahammül edemez. Sabır ilaç gibidir, yavaş yavaş etkisini gösterir. İnsan, âhiret hayatını seçip ona göre yaşamalı. Kendisini sonsuza hazırlamalı. Sonsuz hayatına güzellikler katmalı. Eğer cenneti istiyorsan, dünya hayatını feda edeceksin. Dünya hayatını feda etmeden cenneti kazanamazsın. Ya dünya hayatı, ya âhiret hayatı. Unutma ''Neyi Allah'a karşı tercih edersen, o tercih ettiğin şeyi kaybedeceksin. Çünkü sen, sonlu bir şeyi, sonsuza tercih ediyorsun...

Allah, helal daire de bir sürü güzellikler vermiş. Harama meyletme ancak helal daire de keyfine bak. Bu dünyanın tadını helal daire de çıkar. Hem Rabbini memnun etmiş olursun hem de gönlün rahat olur. İslam huzur dinidir, güzellikler dinidir, evvela ahlak dinidir.

Seni anbean rızıklandıran Rabbini unutup da yine hangi hülyalara daldın ey insan? O [c.c] değil mi seni yaratan, seni büyüten ve seni koruyan. O'nun kapısı dururken, başka hangi kapılara meylettin. Hangi kapılarda sabahladın?

Kapında köle olmaya bile layık olamayan ben, cennetine talip oldum...

Bir kere geldiğimiz şu dünyayı tarla hükmünde görüp ekip biçtiklerimizin hasatını cennette alacağız. Meyvesini cennette yiyeceğiz. Ve kocaman bir Elhamdülillah diyeceğiz. Bizlere sonsuz bir cennet vaat eden Rabbimize karşı ne kadar da nankörüz. İslam, kendi menfaatlerin uğruna hareket edebileceğin bir din değildir. Bu dünya da her şeyini Allah yolunda harca. Bir verirsin, bin alırsın. Sen verirsin, Allah daha çok verir. Yeter ki Allah yolunda ver.

Ebû Bekir gibi malını infâk etmedikten sonra, Karun'un zenginliği olsa ne fayda...

Bu dünyaya bir kere geliyoruz, onu da Allah yolunda feda etmeye değmez mi güzel insan?

Bazen vazgeçmek gerekir, herkesten ve her şeyden. Rahman'ın adını ilmek ilmek dokuyarak her yere, vazgeçmek gerekir. Fedâ etmeli insan, en sevdiğini, en sevdiğinin yolunda. Vazgeçmek gerekir azizim, O'nun (c.c) adına ve O'nun (c.c) için, her şeyden vazgeçmek...

AŞK-I İLÂHÎHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin