Bölüm 18

42 3 9
                                    

SANMA Kİ YALNIZSIN.

Yüreğimdeki kalabalığı anlatsam, anlar mısın? Haykırsam enginlere doğru, sesimi duyar mısın? Kalbime dokunabilir misin o ellerinle? Sahralarda susuzluğu göze alabilir misin? Okyanusun en derinlerine doğru yol alabilir misin? Karanlığı kucaklayıp, aydınlığa hasret kalabilir misin? Sefasını düşünmeden, cefâsına talip olabilir misin? Sırtlayabilir misin onca ağırlığı hiç düşünmeden? Peki ne için yapabilirsin tüm bunları? Tek bir şey için. O da Allah azze ve celle...

Sana hakkıyla şükredememenin acizliğini yaşıyorum Allah'ım. Ey alemlerin Rabbi! Sana kulluk edememenin acziyetini yaşıyorum. Sen alemlerin yegâne sahibi, bense acizlerin en acizi. Acziyetimi bildiriyorum sana Allah'ım. Ey kuvvet ve kudret sahibi olan Allah'ım! Tuttuğun bu fakirin elini bırakma! Günahkâr olan nefsim, zâtından hâyâ eder. Sen bu nefsi hâyâsızlardan sayma! Salih bir kul olabilmenin yollarını öğret bana. Nefsimi terbiye edebilmenin usûlünü öğret...

Kimi zaman yüreği yanarken insanın, kimi zaman da yüreği üşürmüş. Yanmak ve üşümek ne kadar birbirine zıt olsa da yürek konuşmaya başlayınca aynı anlamı taşırmış. Yanan bir yürek kâinata merhamet nazarıyla bakarmış. Bu yol yanmadan yürünür mü hiç? Yanmadan, acıyı iliklerine kadar hissetmeden güle oynaya yürünür mü hiç? Cefâ çekmeden, zahmet vermeden yürünür mü sandın? Hz. Yusuf neden kuyuya atıldı? Neden Hz. İbrahim hem ateşle, hem evlâdıyla sınandı. Alemlerin Sultanı [s.a.v] neden taşlandı? Musîbet ince bir çizgidir. Bazen Allah'tan uzak bir hayat yaşayanların başına gelirken, bazen ise Allah'ın en sevdiği kullarının başına gelir. Birisine uyarıdır, diğerine ise sevginin tecellisidir. Bu yüzden musîbeti kendine revâ gör ey nefsim! Zindanları medreseye çevirme derdinde ol. Saray ise Allah'ın lütfû...

İstek ve arzuların bitmediği bu fânî dünya ile arana set çek. O kıymetli vaktini Allah yoluna sarf et. Dünya zarar ve ziyandır. O'nun yolu ise kalbe huzur, gönle şifâdır.

Kalbimin en gizli odalarında sonsuzluğa açılan kapılarım var. Gönül hazinem O'nunla [c.c] dolu. Nereye baksam hep O var. Var olan her şey O'nunla var. Rahmet esintilerini devamlı üzerimde hissettiren bir Rabbim var. Herkes bir gün gidiyor. Kimi zaman acıtarak, kimi zaman yakarak gidiyor. Herkes gittiğinde yine O var. Kimsenin kimseyi umursamadığı bu dünyada, seni ve beni umursayan sadece O var. İnsan hakîkatten ne kadar kaçabilir. Kaçmak bir çözüm müdür ki? Kocaman bir aydınlık dururken, kaçan sadece kendi karanlığına kaçar...

Sanma ki yalnızsın. Geceleri gözyaşlarını gören, sessiz haykırışlarını işiten, sabrettiğin ve mücadele ettiğin her şeyi bilen Allah var.

Çıktığın yokuşların elbette bir inişi olacak. Yüzüne kapanan kapılar, gün gelecek sana açılacak. Yeri gelecek hiç beklemediğin acılar ile karşılaşacaksın. Ve yine yeri gelecek, hiç beklemediğin güzellikler girecek hayatına. Unutma ki bu kısır döngü böyle devam edecek. Yapman gereken sadece iki şey var. Sıkıntı anında sabır, lütûf anında şükür...

AŞK-I İLÂHÎHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin