Bölüm 11

109 9 7
                                    

YÜREKTEN GELEN BİR TEBESSÜMDE SAKLANIRMIŞ İNSANIN TÜM ACILARI.

Dünya mı zor, yoksa ben mi zayıfım? Yorulduğumu hissediyorum. Bazen düşünmekten bile yoruluyorum. Acaba çok mu fazla düşünüyorum. Çok mu şey bekliyorum bu dünyadan. Menfaati uğruna her şeyi yapabilecek olan insanları görmekten yoruldum. Dili ile kalbi bir olana hasret kaldım. Herkes mi samimiyetsiz? Güvenemez oldum kimselere. Ne yana dönsem sonu hüsran. Anladım ki güvenilecek olan sadece Allah imiş. Terk etmeyen de Allah imiş. En güzel gününde de en zor gecende de yanında olan sadece Allah imiş. Allah'tan başka ümit bağladığım her ne var ise hepsi boş imiş. Meğerse bütün sır O'nda [c.c] imiş...

Hani insan dua ederken yürekten gelen bir sesle Allah'ım der ya, işte insanın bütün duası, o yürekten gelen Allah'ım deyişinde gizlidir.

Ne kadar mükemmel bir duygudur, istediğin zaman ellerini açıp Allah'a dua edebilmek. Zaman yok, sınırlama yok, istediğin kadar isteyip, istediğin her an ellerini açıp Allah'a dua edebiliyorsun. Her şeyin Sahibinden, istediğin her şeyi isteyebilmek. Ne büyük nimet.

Uzun bir yolculuğa çıkmak istiyorum. Ucu bucağı belli olmayan uzunca bir yola. Dilim de Rahman'ın adını zikrederek yola çıkmak istiyorum. Çıktığım bu uzunca yolda varışım Allah'a olsun istiyorum. Bütün varışlar O'na değil mi zaten? Yolun başı da O [c.c], yolun sonu da O [c.c].

Her şey ama her şey Allah ile mümkün. Ezeli ve ebedi olan sadece Allah'tır. Hayatında böyle bir kuvvet olan insan korkar mı hiç? Endişe eder mi? Her şeyin Sahibine iman eden insanı ne ile korkutabilirsin ki!

Üstünlüğün takvâ da olduğu bu fânî alemde, hakîkî aşkın muhabbetiyle dolmak istiyorum. Geriye kalan her şey zarar, her şey ziyan. Yola çıkan, fakat gideceği yolu bilmeyip aşkla yürüyen derviş misali yola çıkmak istiyorum. Yürüten Allah değil mi zaten? Yürütsün beni Rahman. Bu yorucu dünya hayatından sıyrılıp, O'na [c.c] varmak istiyorum...

Kainat bir anlam üzerine kurulmuştur. Nasıl olur da insan böylesine anlamlı bir kainatta anlamsızca yaşayabilir. Kainattaki her bir canlının kendi nispetince bir görevi varken, Eşref-i Mahlûkat (yaratılmışların en şereflisi) olarak yaratılan insan nasıl başıboş olabilir. Her şeyi insanlığın hizmetine sunmuşken Allah, nasıl bir vefasızlıktır O'nu tanımamak. Doğumundan ölümüne kadar seni en güzel şekilde rızıklandıran, seni koruyan, en zor anında sana el uzatan Allah iken, O'nu görmemek en büyük ihanet değil midir?

Hazreti Ali [r.a] Efendimiz buyurdular ki:

''Gören göze karanlık perde olmaz, görmek istemeyen göze ışık ne yapsın.''

Sen yeter ki görmek iste. Görmek isteyen insan, kainatta baktığı her yerde Allah'ı görecektir. Her yer O'nun sanatlarıyla, O'nun nimetleriyle dolu. Rabbim cümlemizi görebilen kullarından eylesin...

AŞK-I İLÂHÎHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin