12

734 94 31
                                    

•Medyadaki çok uwu yicem

🍂🍂🍂

"Seninle bir şey konuşmam gerek." Heeseung gerilmişti. Konuşacağı konuyu az çok tahmin edebiliyordu. "Tabi konuşalım. Bir şey mi oldu?" Sunoo Heeseung'a yaklaşıp yanına oturdu. Tam konuşmaya başlayacaktı ki kapı zili duyuldu. "Lafını unutma geliyorum hemen." Heeseung gelen kişiye teşekkür ederek koltuktan kalkıp kapıyı açmaya gitti. Fakat kapıyı açtığında karşısında Taehyun ve Huening Kai'yi görmeyi beklemiyordu. "Hyung biz geldik!" Dedi Kai sevinçle. "Hoş geldiniz." Heeseung tebessümle içeri aldı onları. Beraber salona geçtiler.

"Sunoo, bunlar arkadaşlarım Taehyun ve Kai; Taehyun ve Kai, bu da ev arkadaşım Sunoo." Sunoo başıyla selam verince Taehyun ve Kai de gülümseyerek selam verdiler. Koltuğa oturup muhabbet etmeye başladılar. "Hyung aslında biz küsecektik size. Bizsiz buluştunuz diye. Ama sonra dedik ki Heeseung hyungu zaten görmüyoruz ne zamandır. Diğer ikisine küselim Heeseung hyungu affedelim dedik." Heeseung güldü. "Dün işler karışıktı biraz. Yoksa çağırırdık tabi sizi."

"Bir şeyler içer misiniz? Kahve yapabilirim?" Kai ve Taehyun olumlu anlamda başlarını salladı. Sunoo mutfağa kahve yapmaya gitti.

"Bu arada ev arkadaşın olmasına çok sevindim hyung. Yanlız yaşaman beni endişelendiriyordu." Heeseung göz devirdi. "Dört yıl oldu saçmalama istersen Taehyun." Taehyun omuz silkti. Kai neredeyse fısıltıyla konuşmaya başladı. "Yeonjun hyung bize olanları anlattı. Tatlı çocuk sevdim ben bunu." Heeseung gözlerini büyüterek Kai'ye baktı. "Kai sus, duyacak." Taehyun hemen lafa atıldı. "Her şeyi bilmiyor mu zaten hyung. Öyle demişsin. Ne olacak ki duysa?" Heeseung'un gözleri kapıdaydı. Sunoo her an içeri girebilir diye nöbet tutuyorlardı. "Evet biliyor ama benim bildiğini bildiğimi bilmiyor." Taehyun yüzünü ekşitti. "Ne?" O anda elinde kahvelerle içeri giren Sunoo'yla Heeseung kahkaha atmaya başladı. "Kai... Cidden... Of çok özlemişim esprilerini." Kai ve Taehyun, Heeseung'a ayak uydurmaya çalışıp gülmeye başladılar. Sunoo ise geçip eski yerine oturdu ve kahveleri sehpaya bıraktı.

Kahvelerini içerek sohbet ettiler. Uzun bir sürenn ardından Kai ve Taehyun işleri olduğunu söyleyerek gittiler. Onları kapıdan uğurlayan Heeseung geri dönüp Sunoo'nun karşısına oturdu. "Tamam, artık konuşabiliriz." Sunoo az önceki cesaretini kaybetmişti. "Hyung, nasıl başlayacağımı bilmiyorum aslında." Heeseung onu cesaretlendirmek istedi. "Sorun değil. İstediğin kadar bekleyebilirsin. Eğer sana kızacağımı, darılacağımı ya da kırılacağımı falan düşünüyorsan söz veriyorum öyle bir şey olmayacak. Dün geceden sonra size kızmaya pek hakkım yok zaten." Son cümlesiyle ikisi de gülerken Sunoo biraz cesaretlenmişti. "Tamam başlıyorum. Ama bak söz verdin aramız bozulmayacak." Heeseung başını sallayınca Sunoo konuşmaya devam etti.

"Hyung ben senin bana olan hislerini biliyorum. Nasıl öğrendiğimi boşver, uzun hikaye orası. Ve ben üzgünüm hyung ama hislerine karşılık veremem." Sunoo hızlı konuşarak aklındakileri söylediğinde rahatlamış gözüküyordu. Ama bir süredir bildiği şeyleri bizzat Sunoo'dan duymak Heeseung'u strese sokmuştu. Ne diyeceğini bilemedi. Bildiğini mi söylemeliydi? Yoksa önemli değil diyip konuyu mu kapatmaya çalışmalıydı?

 Kafasını eğdi Heeseung. "Aslında, biliyorum. Yani senin bildiğini biliyordum. Jungwon anlattı bana. Dün gece bu yüzden eve gelmek istemedim zaten. Yüzleşmek istemedim. Ama merak etme. Bu saatten sonra hislerimin bir önemi yok." Elleriyle oynamaya başladı. "Seni unutacağım. Arkadaşlığımıza zarar gelsin istemiyorum. Tabi hala arkadaş olmak istiyorsan." Sunoo hyunguna sarılmak istedi ama yanlış anlaşılmak istemediği için sarılmadı. "Tabiki arkadaşınım senin hyung. Sen çok iyi birisin. Seni kaybetmek istemiyorum." Ellerindeki bakışlarını Sunoo'ya çevirdi. Sevinmişti. Onu bir daha görmek istemeyeceğini, tiyatro dışındaki bağlantılarını keseceğini düşünmüştü. Heeseung gözlerinde parıltıyla gülümsediğinde Sunoo da gülümsedi.

"Bunu halletiğimize göre... Beni şimdi gitmem lazım. Jake hyungla buluşacağım." Sunoo kapıya yönelirken Heeseung başını salladı. Sunoo hazırlanıp evden çıktı ve Heeseung'u düşünceleriyle başbaşa bıraktı.

***

Sunoo Jake ve Sunghoon'un evine varmıştı. Kapıyı çaldığında çok geçmeden açıldı. "Sonunda gelebildin." Sunoo başını sallayarak eliyle Jake'e ona yol vermesini işaret etti ve içeri girdi. Salona geçip koltuğa oturdu.

Jake karşısındaki koltuğa geçerken konuştu. "Yorgun görünüyorsun. Uykunu alamadın mı?" Sunoo başını iki yana salladı. "Uyumadım dün gece. Heeseung hyung eve gelmedi. Telefonu falan da kapalıydı. Jungwon, ve Jay hyungla ona ulaşmaya çalıştık bütün gece. Sabah geldi eve arkadaşında kalmış, telefonun şarjı bitmiş." Jake başını salladı. "Uyusaydın keşke. Başka zaman gelirdin." Sunoo sorun olmadığını belirtti. "Daha önemli bir şey oldu zaten. Boşver şimdi benim uykusuzluğumu." Jake heyecanla öne eğildi. Sunoo'nun anlatmasını bekliyordu. "Heeseung hyungla konuştum ben." Jake tek kaşını kaldırdı. "Neyi?" Sunoo sinirle göz devirdi. "Neyi olabilir Jake!? Ona karşı hislerimin olmadığını falan işte!"

"Niye bağırıyorsunuz?" Diyerek elinde bir kase ramenle içerden geldi Sunghoon. "Jake hyungun balık hafızasına bağırıyorum." Jake dudak büzdü. Sunghoon Jake'in yanına oturup ramenini yerken merakla ne konuştuklarını dinlemeye başladı. "Konuştuk işte. Biliyorum falan dedi. O da benim bildiğimi biliyormuş. Arkadaş kalacağız sonuç olarak." Sunghoon hiçbir şey anlamamıştı. "Ne diyorsunuz ya?" Olayları en başından Sunghoon anlattılar. Sunghoon şaşırmış görünmüyordu. "Beklediğim bir senaryoydu." Jake de ilk duyduğunda bu tepkiyi vermişti. "Cidden mi? İkiniz de aynı tepkiyi verdiniz..." Sunghoon Jake'e bakıp gülümsedi.

"Jake hyung o sana anlattığım gün, sana demiştim ki siz ikiniz de eşcinselsiniz sizin ara-" Jake panikle gidip Sunoo'nun ağzını kapattı. "Güzel sohbetti. Sunghoon senin işin yok mu? Gitsene sen." Sunghoon kaşlarını çattı. "Çeksene elini çocuğun ağzından. Bir şey diyordu." Jake başını iki yana salladı. "Demesin demesin. Boşver." Sunoo Jake'in elini ittirdi. "Jake hyung sen ne saklıyorsun? O gün de panikle konuyu değiştirmiştin." Jake resmen soğuk soğuk terliyordu. "Sunghoon hyung, bu bana dedi ki arkadaş değildiniz ve aynı eve çıktınız ayrıca ikiniz de eşcinselsiniz. Bunun olması muhtemeldi. Aynen bunları dedi. Bende dedim ki Sunghoon hyungla sende eşcinselsiniz sizin aranızda bir şey olmadı." Sunghoon yediği rameni nefes borusuna kaçırıp öksürmeye başladı. Jake ve Sunoo aceleyle Sunghoon'u sakinleştirmeye çalıştılar. Sunghoon iyi olduğunu söyleyince geri çekildiler. "Siz... İkinizin arasında bir şey var değil mi?"

ehe
benim bunu bir an önce bitirmem lazım çünkü yazamıyorum tıkanıyorum sürekli

bölüm de kısa oldu zaten😭😭

stream thunderous

bir de yeni bir jakehoon fic yazdım bugün yayınlarım onu da bakarsanız sevinirim tşk

theater || heesun ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin