16

718 93 33
                                    

"Jake hyung ne saçmalıyorsun?" Jake sinirle göz devirdi. "Aptal mısın aptal rolü mü yapıyorsun?" Sunoo omzunda duran Jake'in elini itti. "Ne alaka yani? Nereden çıkardın bunu?" Jake ilk başta itiraz edeceğini biliyordu. Hatta tam da beklediği gibi agresif şekilde cevap vermişti. "Sadece düşün. Ben gördüğümü söylüyorum. Hiç ona bakarken dalıp gitmedin mi? Hiç sesini duyduğunda kelebeklenmedin mi?" Sunoo anlık duraksasa da hemen kendine gelip başını iki yana salladı. Ardından hemen ayağa kalktı. "Siz kahvenizi için. Yarın provaya gideceğim, çalışmam gerek." Diyerek odasına geçti. Jake en azından fitili ateşlediği için içi rahattı.

###

Sunoo evine döneli yaklaşık bir hafta olmuştu. Haftada üç gün provaya gidiyor, Heeseung'u da sadece orada görüyordu. Heeseung prova bitiminde dışarda takılmak istese de Sunoo bir bahane bulup kaçıyordu. Çünkü bir haftadır Jake'in söyledikleri yüzünden kafası karışıktı. En azından içine düşen şüpheyi inkar etmiyor sadece emin olmak için düşünüyordu. Bunun için de zamana ihtiyacı vardı.

Yine bir prova bitiminde çantasını kapmış çıkışa yönelmişti Sunoo. "Sunoo!" Heeseung arkasından seslendiğinde istemeye istemeye durup arkasını döndü. Heeseung koşarak yanına geldi. "Eve mi gidiyorsun?" Sunoo başını salladı. "Şey diyecektim. Sinemaya gidelim mi? Yeni bir film gelmiş tam senin seveceğin bir şeye benziyor. Tabi başka bir planın yoksa yani." Sunoo gitmek istedi. Bir haftadır Heeseung'un yaptığı tekliflerden ilk kez birini kabul etmek istedi. Ama bu sefer gerçekten planı vardı. Niki'nin ailesi ziyarete gelecekti ve Niki'ye evi toparlayıp atıştırmalık hazırlamasına yardım edeceğine söz vermişti.

"Hyung, çok isterim ama gelemem. Niki'nin ailesi ziyarete gelecek yanında olacağıma söz verdim. Cidden çok özür dilerim." Heeseung üzüldüğünü belli etmeden başını iki yana salladı. Zaten bütün hafta reddedilmesinin üzerine alışmıştı. Zorla gülümseyip konuştu. "Sorun değil. Müsait olduğun başka bir zaman gideriz." Sunoo zorla gülümseyerek başını salladı. "Bugün iyi iş çıkardın. Yarın oyunda da böyle olalım." Heeseung son kez gülümseyip Sunoo'nun saçlarını karıştırdıktan sonra salondan çıktı. Sunoo ise arkasından gülümseyerek baktı.

Salondan çıkıp otobüs durağında bekledi Sunoo bir süre. Ardından gelen otobüse binip eve döndü. Eve geldiğinde Niki panikle etrafı toplamaya çalışıyordu. "Hyung sonunda geldin! Nerede kaldın!?" Sunoo kaşlarını çattı. "Otobüs geç geldi. Hem dün akşam sana başlayalım dediğimde itiraz etmeseydin şu an çok daha az işimiz olurdu!" Niki omuz silkip söylene söylene işine devam etti. "Bugün nasıl reddettin bakalım Heeseung hyungu?" Sunoo paltosunu asarken konuştu. "Sinemaya gitmek istedi. Seveceğimi düşündüğü yeni bir film gelmiş. Ve Niki ne oldu biliyor musun?" Niki dikkatini Sunoo'ya verdi. "İlk kez kabul etmek istedim. Ama bu sefer gerçekten işim vardı!" Niki elindeki çamaşırları koltuğa attı ve Sunoo'ya yaklaştı. "Bırak burayı ben hallederim. Sen çabuk o sinemaya gidiyorsun." Sunoo şaşkınlıkla gözlerini açtı. "Dün ağlıyordun 'Ben tek başıma halledemem yardım et bana' diye?" Hızla başını iki yana salladı. "Seni şu an bundan alıkoyarsam Jake hyung benim ağzıma sıçar. O yüzden gidiyorsun. Ben hallederim."

Niki, Sunoo'yu sırtından sürükleyerek kapıya getirdi. Askından paltosunu alıp ona uzattı. "Hadi görüşürüz. Ben annemlere selamını söylerim. Sana iyi eğlenceler." Sunoo elini uzatıp paltosunu aldı. "Ama Niki-" Niki kapıyı yüzüne kapatınca lafı yarım kalmıştı. Elini cebine atıp telefonunu çıkardı. Tereddütle Heeseung'un numarasına tıkladı.

"Efendim Sunoo?"

Heeseung'un heyecanı sesinden anlaşılıyordu.

"Hyung, ben şey diyecektim. Sinema teklifin hala geçerli mi?"

theater || heesun ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin