Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın🍂🍵🧧
---------‐--------------------------------------------------------Soyeon üzerimdeki beyaz geceliğin iplerini çözerken Nayeon'un elinde tuttuğu taçlardan birini seçmeye çalışıyordum.
Sabah Taehyung ile aynı yatakta uyanmıştık, ne kadar garip hissettirmiş ve birbirimizin yüzüne neredeyse hiç bakamamış olsakta artık buna alışmamız gerecekti.
Taehyung uyandığı gibi üzerine sade beyaz bir gömlek ve pantolon giyip işlerini bahane ederek odadan hızla çıktığında yalnız kalmanın verdiği rahatlık hissedilir olmuştu.
Soyeon arkamda her gün lanetler ettiğim korsenin iplerini çekiştirirken canımdan can gidiyordu. Korselerim her daim vücuduma göre çok az büyük olurdu ama şuan üzerimde olan her zaman olduğundan daha büyüktü ve bedenime tam oturabilmesi için şuan resmen öldürülüyordum.
Soyeon ve Lisa korsenin iplerini son kez iyice çekip bağlamaya başladıkları o an dudaklarımın arasından ufak bir çığlık kaçmıştı. Bu sayede bugün asla adam akıllı nefes alamayacağımı tekrar anlamıştım.
Soyeon ipleri sıkıca bağladıktan sonra sırtıma hafifçe vurarak "iyi dayandın, ben şimdiye ağlamaya başlamıştım" demişti.
Soyeon'u kalçasıyla ittirerek önüme gelen Lisa ciddi bir şekilde elinde tuttuğu ağır olduğu her halinden belli olan elbiseyi başımdan aşağı geçirirken Soyeon ve ben ona dehşetle bakıyorduk.
Mary elbisemi giydikten sonra saçlarımı hızlıca toplamış ve üzerinde çiçek işlemeleri olan güzel bir toka taktıktan sonra benim için seçtiği ayakkabıları önüme koymuş ve tacımı almak için komodine doğru ilerlemişti.
Kraliçe Haneul'ün bizim için ayırdığı oda çok büyüktü. İçerisinde büyük bir yatak odası, orta boyutlarda bir çalışma odası ve yine büyük bir giyinme odası vardı. Yatak odasının büyüklüğünden dolayı çoğu oturma grubu oraya kurulmuştu ve bu da şu demek oluyordu. Taehyung sık sık odadan kovulacak.
İşimiz bittikten sonra giyinme odasından çıkmış ve yatak odasında yatağın üzerine bıraktığım bolero hırkamı alıp odadan çıkmak için kapıya yönelmiştik.
Kapıyı açtığımız an önümde sabah uyandığımdan beri görmediğim Taehyung'u elleri arkasında bağlı beni bekler bir vaziyette bulmuştum. Sanırım o da benim gibi toplu yerlere ayrı gitmemizin hoş karşılanmayacağı düşüncesindeydi.
Nedimelerin bizi yalnız bırakarak önden yemek salonuna gitmeye başladıklarında Taehyung bir kolunu önüme uzatmış ve koluna girmemi beklemişti bir müddet.
Fakat ona "şuan ciddi misin?" Dercesine baktığımı gördüğünde kolunu önümden çekmiş ve "sevmediğini biliyorum ama nezaketen yaptım" diyerek bakışlarını benden uzaklaştırmıştı.
Etraf eskisi gibi tekrar sessizliğe gömüldüğünde ikimizde yemek salonuna doğru yürümeye başlamıştık. Taehyung'un tarafında boşta duran elim yanlışlıkla onun eline çarpması üzerine hafifçe kendimi ondan biraz uzağa atıp gerginlikle nefes almıştım. Bunu fark eden Taehyung, bana ufak bir bakış atıp kısık bir sesle gülmüştü.
Gerçekten benim için işleri daha da zorlaştırmayı her defasında nasıl başarabiliyordu?
Yemek salonunun devasa kapısının önüne geldiğimizde uşaklar kapıyı bizim için açmış ve içeri girmemizi beklemişlerdi. Biz içeriye birkaç adım attıktan sonra arkamızdan kapanan kapının sesi uzun masanın etrafında oturan herkesin gözlerinin bize dönmesini sağlamıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kingdom Story
FanfictionGoryeo'ya tekrar yirmi yaşında dönen Jennie ve yıllar sonra onu gören Taehyung. •taennie •090321• •