Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın🍂🍵🧧 ----------------------------------------------------------------------------------------------
Sarayın içerisine adımımı atmam ile Eunbi'yi görmem bir olmuştu, kızı görmemek için her şeyi yapmama rağmen pat diye nasıl karşıma çıkabiliyordu her defasında anlamıyordum.
Önümde saygıyla eğildikten sonra yanımdan geçerken hafifçe omzuma çarpmış ve ukala gülüşünün sesi kulaklarıma dolmuştu.
Bir kaşık suda onu boğabileceğimi bilirken bu davranışlarına devam etmesi arkasında Prens Taehyung'un olduğu, kendisini koruyacağı düşüncesindeydi.
Ukala şey.
Gerçekten hiçbir şeyden haberi olmayan bir saray çalışanıydı. Yazık.
Hızlı ve sinirli adımlarla geldiğim odamın önünde duran askerlerin kapımı açması ile kendimi odaya atmıştım tabiri caizse.
"Jennie, iyi misin?" Mary'e karşılık olarak başımı onaylarca sallamış ve elimle masanın üzerinde duran çay takımını işaret etmiştim.
"Papatya çayı getirdikten sonra gidebilirsiniz biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var."
Sakinleşmeliydim.
Bir Prenses zarafetini her daim göstermeli, sinirini, öfkesini saklamalıydı.
Büyük yatağa elbiseme dikkat ederek oturduğumda sakinleşmek adına derin nefesler alıyordum ve öylece boş boş önümde ki giyinme perdesine bakıyordum.
Prens Taehyung'dan da, onun metresi olacak kadın Eunbi'den de nefret ediyordum.
Sabah erken uyanmanın verdiği yorgunluk ve yaşananlar ile gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum, en sonunda göz kapaklarımın pes etmesi ile oturduğum yerden yavaşça kalkarak perdenin arkasına geçmiş ve üzerimde ki bunaltıcı kıyafetlerden kurtulmaya çalışmıştım. Fakat sadece çalışmıştım.
Çünkü bu şeyler fazlasıyla sıkıydı hele ki korseyi nasıl tek başıma çıkartacağıma dair derin düşüncelerim vardı. Leydilerimi de göndermiştim mecburen her şeyi tek başıma yapacaktım.
Yine.
Üzerimde ki bordo renklerde ki şalı omuzlarımdan çekip kenara koyduktan sonra giydiğim krem renkli bolerodan da hızlıca kurtulmuş ve onu da şalın yanına fırlatmıştım.
Yine krem tonlarında olan elbisemin kolumun altında olan iplerini uzun uğraşlar sonucunda çözebildikten sonra ağır elbiseyi yere atmış ve derin bir nefes almıştım.
Rahat bir uyku çekmeme engel olacak tek şey artık korseydi ve tek kurtulmak istediğim şeyde oydu.
Elimi sırtıma uzatmaya çalışırken bir ipin ucunu yakaladığım gibi çekmiştim fakat bu hiçbir işe yaramamıştı tam o sırada duyduğum ses ile elimi sırtımdan çekmiş ve derin bir nefes vererek sinirle gözlerimi yummuştum.
"Prensesim, Prens Taehyung geldiler."
Yardım ederdi belki düşüncesiyle ne kadar Prens beylere sinirli olsamda kendimi tutamadan heyecanla içeriye kabul etmiştim onu.
"Gelebilir." Açılan kapı ile önümde ki kırmızı perdeyi biraz daha çekmiş ve bedenimin görünme olasığını engellemiştim.
"Jennie?"
"Buradayım."
Anlamışcasına bir mırıltı çıkardıktan sonra çıkan seslerden makyaj masamın sandalyesine oturduğunu anlamıştım.
Utancımdan yerin dibine girmek üzereydim.
Kafamı hafifçe perdenin arasından uzatmış ve Taehyung'un çehresine masum ve şirin olduğunu düşündüğüm bakışlarım ile bakmaya başlamıştım. O bana ne var gibisinden bakarken hızlıca söze girmiştim.
"Taehyung, senden bir şey rica edebilir miyim?"
Başını sallayarak beni onaylandığında derin bir nefes alarak gözlerimi kapatmış ve tek nefeste her şeyi söylemiştim.
"Korsemi çıkartmıyorum da yarımcı olur musun?"
Utançla yüzüne bakmak için araladığım perdeyi hızlıca çekmiş ve yumruklarımı sıkmaya başlamıştım.
Perdenin arkasından gelen hışırtılar ile kalbim yerinden çıkacak kadar hızlı atmaya başlamıştı
Nefesimi tutmuş öylece gelmesini bekliyordum. Ama sanki iki adımlık yere gelmesı asırlar sürmüştü.
"Arkanı dön, perdeyi açıyorum."
Göremeyeceğini bilsem bile başımı sallayarak hemen dediğini yapmıştım.
Arkamı dönmüş ve beklemeye başlamışken aralanan perde sesini duymuş ve arkamda ki varlığı ile nefesimi tamamen tutarak derince yutkunmuştum.
Soğuk ellerini sırtımda hissetmemle üpremiş ve biraz öne gitmiştim, bu hareketime karşılık ufak kıkırtısı dolmuştu kulaklarıma.
"Daha yarım saat önce bir kaplan gibiydiniz Prensesim, şimdi ne değişti."
Ukalaca çıkan sesi ile gözlerimi devirmiş ve suskunluğumu korumaya devam etmiştim.
Düşmemesi için tuttuğum korsenin tamamen gevşediğini hissettiğim de soğuk ellerinin hissiyatı da kaybolmuştu sırtımdan.
Hızlıca perdenin arkasından çıktığını gördüğümde mırıldanırcasına teşekkür etmiştim fakat o çoktan odanın kapısından çıkıp gitmişti bile.
İçimde ki nedenini bilmediğim burukluk ile korseyi bedenimden tamamen ayırmış ve üzerime sağ tarafımda duran kırık beyaz dizlerimin üzerinde biten elbise şekilnde ki geceliği giymiştim.
Özenle yapılmış saçlarımda ki tokaları çıkarttıktan sonra perdenin arkasından çıkmış ve uyumaya hazır bir şekimde yatağıma yürütmüştüm.
İnce beyaz renkli yorganı kaldırarak yatağın içerisine giriğimde uyuyamayacağımı biliyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- Selam, umarım beğenmişsinizdir.
- Taehyung'un annesi ve babası, çocuk prens gibi şuna tacını ve sarayını verir misiniz lütfen.