Medyadaki kişi: Deren
Kapıya çıktığımda ekip konuşuyordu
-Lavinya, sonunda geldin.
Ben ilerlemeye başladım ama diğerleri gelmiyordu.
-Yürüsenize?
-Toprak'ı bekliyoruz.
Vay vay ve vay! Beyefendi ilk günden bizimkilerle samimileşmişti demek ha!
-Peki, bekleyelim o zaman.
Yaklaşık 5 dakika beklemenin ardından Toprak koşarak geliyordu. Yanımıza vardığında:
-Çok bekletmedim umarım, ha?
Alaz kafasını hayır anlamında iki yana salladı.
-O zaman hadi.
Dedi Naz.
-Hah bakın, taksi de geliyor!
Diye ekledi.
-İsterseniz siz gidin, ben motorla gelirim. Bir kişiyi daha alabilirim yanıma. Ne dersiniz?
Deren lafa atıldı hemen:
-Lavinya gider bence, değil mi Lavinya?
Cevap vermeme fırsat olmadan Deren fısıldadı "Bahsettiğin anonim belki de bu Toprak'tır." dedi ve göz kırptı. "Saçmalama!". Yavaş yavaş motora doğru yürümeye başladık.
-Burada bekle, hemen motoru alıp geleceğim.
Dedi. Birkaç dakika sonra kırmızı ve siyah renkten oluşan bir motorla çıkageldi. Bana kırmızı ve beyaz çizgileri olan bir kask uzattı. Motora binerken:
-Nereye gideceğimizi biliyorsun değil mi?
Diye sordum.
-Tabii ki. Ama düşmemek için bana tutunmalısın.
Dedi ve gülümsedi. Motor ilerlemeye başlayınca omzuna tutundum. Yüzüme hafif bir esinti çarpıyordu ve bu hoşuma gitmişti. 15 dakika ilerledikten sonra gideceğimiz avm'ye varmıştık. Motoru otoparka bıraktık ve girişe doğru yöneldik, o sırada beni Deren aradı.
*Deren arıyor*
Deren: Neredesiniz?
Lavinya: Vardık, şimdi girişe geçiyoruz.
Deren: Tamam sizi ilk katta bekliyoruz
Telefonu kapattım, güvenlikten geçtikten sonra 1. kata doğru ilerledik. Toprak telefonunu eline aldı ve birisine mesaj atmaya başladı. Telefonum titredi, Toprak tip tip bana bakmaya başladı.
-Telefonuna bakmayacak mısın?
Bakacağım anlamında kafamı salladım. Telefonu elime aldığımda mesajın Toprak'tan olduğunu görünce şaşırdım. Nasıl yani, o muydu bu Toprak!? Gözlerimi belerte belerte mesaja bakarken az daha duvara çarpıyormuşum, Toprak uyardı.
-Geldik Lavinya, bak karşıdalar.
İşaret parmağıyla onları gösterdi. Telefonu cebime koydum ve gösterdiği yere ilerlemeye başladım.
-Hoşgeldiniiiz!
-Hoşbulduuuk.
-Nasıldı motor?
Dedi ve güldü Can. Boğazımı temizledim ve Can'a keskin bir bakış attım:
-Eee, nereden başlıyoruz?
-Şu mağazadan.
Aradan 2 saat geçti, tabir yerindeyse karnım zil çalıyordu. Bir mekana geçtik ve siparişlerimizi verdik. Lavaboya gitmek için kalktığımda telefonum tekrar titredi. Mesaj Toprak'tan gelmişti.
Toprak: Görüldü?
Lavinya: Kusura bakma, müsait değildim.
Toprak: Sorun yok :)
Toprak: Napıyorsun?
Lavinya: Hiç, sen?
Lavinya: Toprak, sen bana bir mesaj atmıştın hani. Bana iyi geliyorsun gibilerinden.
Toprak: Ha evet. Rahatsız olduysa özür dilerim
Lavinya: Yok hayır. Merak etme (:
Toprak: Lavinya artık buluşsak mı? Hazır aynı şehirde yaşıyoruz.
Lavinya: nE?
Toprak: Ne demek nE? .d
Masaya doğru dönerken benim attığım mesajların aynı anda Toprak' a gittiğini gördüm. O da bana baktı ve aynı şeyi gördü. Yüzünde anlamsız bir bakış vardı, sonrasında o bakış tebessüme dönüştü. Masadan yavaşça kalkıp yanıma doğru ilerledi. İlerlerken de emin olmak için bir mesaj daha attı. Telefon tekrar titredi. Elim ayağıma dolandı resmen! Yanıma gelince konuşmaya başladı yüzündeki hafif gülümsemeyle:
-Demek o Lavinya sensin ha?
Cevap dahi veremedim, sadece gözlerine baktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavinya | Texting
Teen Fiction(Tamamlandı) *** Karışık bir labirentin içinden çıkmış gibi hissediyordum kendimi. Yorgun ama bir o kadar mutlu... Labirentten kurtulduğum için mutlu, çıkarken fazla zorluk çektiğim için yorgundum. *** -Görüşürüz Ölüm Çiçeği'm. Ölüm Çiçeği'm demek...