*satır arası yorumları eksik etmeyelim lütfen:)
°°°
"Ku-Kutlusoy mu?" Duyduğum soyisim ile aklıma o pisliğin yaptıkları geldi. Burak Kutlusoy , Bora Kutlusoy... Midem bulanmaya başım dönmeye başlamıştı. Tutunacak bir yer ararken birilerinin ellerimi tuttuğunu fark ettim. Bora sağ elimden Arslan ise sol elimden tutmuştu. Bora ne olduğunu anlamaz iken Arslan duyduğu soyisim ile beni uzaklaştırmaya çalıştı. Bora'nın elini ittirerek elimden uzaklaştırdı. Bora Arslan'ın hareketi ile sinirlenip Arslan'ın üzerine yürüdü. Arslan ise bir yandan beni tutup bir yandan Bora'ya bağırıyordu sesleri birer uğultu haline dönmüştü. Alara ve Asya yanıma gelip beni bir sandalyeye oturtup kavgayı ayırmaya çalıştı. Nefes almakta zorlanıyordum ama kimse farkında değildi en sonunda uğultulara dayanamayarak ayağa kalkıp,
"Yeter!" Diye bağırdım. Çığlığımı duyan Bora ve Arslan ayrıldı. Son hatırladığım ise Arslan'ın yanıma doğru koşmasıydı daha sonrasında gözlerim karardı ayaklarım beni taşımamaya başladı ve yere düştüm.
...
Gözlerimi aralayıp beyaz tavana baktım. Yumuşak bir zeminde yatıyordum. Yavaş hareketlerle çevreme baktığımda okulun revirinde olduğumu anladım. Kolumu kıpırdatmak istediğimde acısıyla bakışlarım bu kez koluma döndü. Serum takılıydı. Göz kapaklarım yeniden ağırlaştı ve içim uyuma isteği ile doldu.
Kapının açılma sesi ile yerimden sıçradım. Kapıya baktığımda karşımda Arslan'ı gördüm.
"Oh çok şükür kendine geldin. İyi misin?"
Tebessüm etmeye çalışarak konuştum.
"Merak etme iyiyim ne zamandır buradayım ve ne oldu bana?" Arslan kaşlarını çattı.
"Hatırlamıyor musun?"
Üzerine düşünmem ile olanlar bir bir hatrıma düştü. Aniden yerimde dikleşince kolumdaki iğne kendini hatırlatmak istercesine sızladı ve acıyla yüzümü buruşturdum. Arslan öne atılarak kollarımdan tuttu.
"Sakin ol dur. Ben yanındayım korkma."
"Arslan duydun sen de Kutlusoy dedi Bora'nın koruyucu ailesi Kutlusoy'larmış."
"Biliyorum Yüsra biliyorum. Sen uyurken araştırdım herkes yurtdışında sanıyor onu basına yansımasın diye gizleniyor. Muhtemelen Bora bilmiyordur. Bilse bu kadar rahat olamaz. Hem onlarda dışarıda senin uyanmanı bekliyorlardı. Birazdan içeriye aldığımda sakince konuşuruz." Arslan'ın dedikleri ile birazda olsa rahatlamıştım. Bora bana zarar verecek biri değildi aksine haberi olsa beni korurdu o kadar kötülüğün başıma gelmesine izin vermezdi.
"Yüsra'm sen biraz daha dinlen serumun bitince eve gideceğiz." elimi büyük elinin üzerine koydum avucuna alsa elim kaybolurdu.
"Arslan yanımda kal olur mu yalnız bırakma beni."
"Ben seni bırakabilir miyim Yüsra'm yanındayım hadi yum gözlerini." Kafamla onayladım ve gözlerimi yumdum. Her şeyden kaçmak kurtulmak istiyordum kendime yepyeni kimsenin olmadığı bir hayat kurmak istiyordum yanımda ise sadece annem ve Arslan'ı istiyordum. Acaba bir gün bu hayallerim gerçek olur muydu?
Düşüncelerle beraber karanlık beni tekrar içine çekti.
Nefes nefese uyandığımda boğazımda kocaman bir yumru vardı. Her uykuda olduğu gibi gördüğüm kabuslar yüzünden sıçrayarak uyandım.
Arslan endişeyle yüzüme bakıyordu. Söz verdiği gibi ellerini ellerimden ayırmamıştı.
Mutluluk mu korku mu endişe mi... Bilmediğim bir duygu yüreğimin tam ortasında peyda olmuştu istemsizce gözyaşlarım akmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~MAĞMUM~
Ficción General"Ben seni senden bile koruyacağım Yüsra. Sana zarar vermek isteyen kişi baban dahi olsa karşısında tüm gücümle duracağım. Kabuslarını rüyalara dönüştüreceğim" dedi. Gözyaşları içerisinde ona sarıldım. "Seni her daim seveceğim" dedim...